Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ekonomide yeni programımızla refahı yaygınlaştıracağız
21:27 05.12.2021 (güncellendi: 01:31 06.12.2021)
© AA / TCCB / Murat ÇetinmühürdarCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Siirt'te "Demokrasi Buluşması" etkinliğine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a eşi Emine Erdoğan da eşlik etti.
© AA / TCCB / Murat Çetinmühürdar
Abone ol
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizde nasıl tüm vatandaşlarımızı en geniş hak ve özgürlüklere kavuşturmuşsak, inşallah ekonomide de unutmayın yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme merkezli yeni programımızla refahı yaygınlaştıracağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, eşi Emine Erdoğan ile dün Siirt ziyareti sırasında katıldığı "Demokrasi Buluşması" etkinliği programının görüntüleri paylaşıldı.
Buradaki konuşmasına, "Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, Müminler asker. Bir şey bizi sindiremez, gökler yerler açılsa, üzerimize tufanlar, yanardağlar saçılsa. Biz oyuz ki imanıyla övündüğümüz ecdadımız titretici şeylere hiçbir gün diz çökmemiş. Zaferlerin kapusu, Anadolu'nun tapusu Malazgirt'ten ta Çanakkale'ye imanın geçilmez kalesine kadar ecdadımızı zaferden zafere koşturan işte şu anda içinde bulunduğumuz bu birlik, beraberliktir." ifadeleriyle başlayan Erdoğan, tüm katılımcıları selamladı.
Eski Turizm ve Devlet Bakanlarından Güldal Akşit'in son yolculuğuna uğurlandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akşit'e Allah'tan rahmet diledi.
'Bay Kemal İstanbul'a yürüyorsa onlar görevini yapacak, biz de görevimizi yapacağız'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisine bir müjde verdiğini söyleyen Erdoğan, "Malum bir mağarada sıkıştırıldı bu teröristler, 7 tane terörist orada halledildi, artı 2 terörist daha halledildi, sayı 9 oldu. Onlar kaçacak biz kovalayacağız, er veya geç bunları kazımadan, kökünü kurutmadan inşallah bize durmak, duraksamak yok. Her ne kadar Bay Kemal onların parlamentodaki temsilcileriyle el ele omuz omuza Ankara'dan İstanbul'a da yürüyorsa onlar görevini yapacak, biz de görevimizi yapacağız. Benim milletim inşallah bunların da herhalde kitabını dürecektir." diye konuştu.
Program vesilesiyle demokrasi mücadelesinin pek çok farklı sayfasına şahitlik etmiş vatandaşları dinleyeceklerini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizin, rahmetli Menderes'in 'Yeter söz milletindir' diyerek başlattığı demokrasi yolculuğu idam sehpasından zindanlardaki işkencelere kadar nice baskı ve zulümle engellenmeye çalışıldı. Toprağa gömdüklerini sandıkları filizlerin aslında birer tohum olduğunu ve her seferinde çok daha güçlü bir şekilde boy vereceğini bunlar hiç düşünmemişlerdi, bilmiyorlardı. Buna rağmen coğrafyamıza ve milletimize yönelik kinleriyle, nefretleriyle, sinsilikleriyle bezeli niyetlerinden hala vazgeçmiş değiller. Ellerinden gelse bugün Türkiye'yi yeniden zihniyeti ve uygulamalarıyla tek parti faşizmine geri döndürecekler. Ellerinden gelse bu milletin hangi inanca, hangi kökene, hangi meşrebe sahip olursa olsun kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi yaşamayan tüm fertlerini imha edecekler. Ama hamdolsun başaramıyorlar ve başaramayacaklar. Milletimiz her darbeden, her saldırıdan, her karanlık geceden sonra hak, hukuk, adalet, özgürlük bayrağını yeniden yükseltmiştir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kutlu mücadele döneminde her birini rahmetle andıkları kayıplarının olduğuna işaret ederek, "Çekilen acılar ve uğranan zulümler yüreklerimizde inanın derin izler bırakmıştır. Heba olan vaktimiz ve enerjimiz bizi dünyadaki kalkınma yarışında epeyce geriye itmiştir. Bununla birlikte karanlığa asla teslim olmadık, umudunuzu asla kaybetmedik, zalimlere asla boyun eğmedik, mücadeleyi asla bırakmadık. Sonuçta kalbimizin bir yanı buruk, diğer yanı coşkuyla dolu bir şekilde işte bugün buradayız. 'Helalleşme' diye ortaya atılanların önce gelip buradaki kardeşlerimizden helallik almaları lazım." dedi.
Kendisinin Siirt'in damadı olduğunu hatırlatarak, evlendiği dönemdeki Siirt'in bugün olmadığını, çoğunun göç ettiğini belirten Erdoğan, "Niye? Terör sebebiyle. Buralardan topraklarını terk ederek İstanbul, İzmir, Ankara buralara göç ettiler. Onlara burada yaşamayı adeta zindan edenler şimdi onun hesabını veriyorlar ve verecekler. Üzerlerine üzerlerine gidiyoruz, gideceğiz. 1960 darbesinden 1980 darbesine, 1997 postmodern darbesinden 15 Temmuz darbe girişimine uzanan bir utanç galerisinden geçerek geldiğimiz bu yer hepimiz için çok kıymetlidir. Gençlerimizin en büyük şansı bu zulümleri bizzat yaşamamış, en büyük eksikleri de bu tecrübeleri bizzat edinmemiş olmalarıdır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tür buluşma programlarını orta yaş ve üstü kuşağa yaşadıklarını hatırlatma, gençlere de tecrübe aktarımı vesilesi olarak gördüklerini söyledi.
'Vatanımıza dikilen kem gözler bugün de mevcuttur'
Yaşanılan coğrafyanın 10 bin yılı aşkın tarihiyle insanlığın ilk döneminden beri en gözde hayat alanı olduğunu belirten Erdoğan, nice kavim, inanç ve kültürlerin gelip geçtiği bu toprakların medeniyetlere kaynaklık ettiği kadar güç kavgalarının da merkezi olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaklaşık bin yıldır aynı kaderi paylaştığımız vatanımıza dikilen kem gözler bugün de mevcuttur. Daha 5-6 yıl önce sınırlarımızın terör örgütleri kullanılarak nasıl ve niçin taciz edildiğini unutmadık. Ülkemize musallat edilen ve 40 yıldır kendi insanımızın kanını döken bölücü örgütün niçin hala ayakta tutulmaya çalışıldığını gayet iyi biliyoruz. Ama bak işte buyurun böyle mi yaparsınız? Hollanda'da 50 tane PKK'lıyı apar topar topladılar çünkü orada operasyon yapmaya kalktılar, bedelini ödediler. Ben inanıyorum ki bunlar sadece Hollanda'da değil, Almanya'sında da Fransa'sında da bütün bu bedelleri ödeyecekler. Bunlara dünyada barınacakları yer kalmayacak, yeter ki biz dik duralım. Vekalet savaşları yoluyla ülkemizin birliğini, devletimizin tekliğini, milletimizin bütünlüğünü parçalamak için oynanan oyunların farkındayız." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye İstatistik Kurumu'ndan (TÜİK) randevu istemesine ilişkin, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Bay Kemal Merkez Bankası'na randevu istiyor. Merkez Bankası da buna randevu veriyor. Bağımsız ya, bağımsızlığının gereği olarak randevu veriyor. Gidiyorsun ne sorarsan cevabını alıyorsun. Şimdi tabi TÜİK ile ilgili de kalkıyor gelmek istiyor. Tabi İstatistik Kurumu Başkanımız bunlara randevu vermiyor.
Randevu vermeyince bu küplere biniyor. Bu devletin kurumlarının sana veya avanene hesap verme sorumluluğu yoktur. Onlar hesabı sadece sorumlusu olduğu birinci derecede Cumhurbaşkanı, bunun dışında da ilgili bakanlara verirler. Ben istediğim zaman bu birimlerden bilgileri alırım. İlgili bakan arkadaşlarımız bilgileri alırlar ama hiçbir zaman kalkıp da sana hesap verme mecburiyetleri yok. Eğer bilgi almak istiyorsan yazılı olarak gönderirsin onlar da sana yazılı olarak cevabı verirler.
Bununla şunu anlatmak istiyorum. Artık eski Türkiye yok. Şimdi yeni Türkiye ve geleceğin Türkiye'si var. Yeni Türkiye ile geleceğin Türkiye'si artık farklı dokunuyor. Çünkü 2023'e biz Allah'ın izniyle farklı gireceğiz. Farklı girerken de 2015'te yaşadıklarımızı daha önce yaşadıklarımızı da yaşamak istemiyoruz."
'Şimdi aynı mücadeleyi ekonomide veriyoruz'
Bunun için her fırsatta, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet." dediklerini aktaran Erdoğan, "İşte bunu derken bu senaryoların hepsine de meydan okuyoruz. Türkiye'nin demokraside, hak ve özgürlüklerde, ekonomik kalkınmada geldiği seviyeyi yok sayıp bizi yeniden kendi iç kavgalarımızın bataklığına itmek isteyenlere fırsat vermiyoruz. Irak'tan Suriye'ye, Libya'dan Sudan'a kadar pek çok yerde sergilenen oyun bizde de denenmek istendi. Allah'ın yardımı ve milletimizin ferasetiyle asırlık hesaplaşmaların hepsinden de alnımızın akıyla çıktık. Şimdi aynı mücadeleyi ekonomide veriyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı durumun söz konusu olduğunu söylediği 2008 yılında "Bizi bu teğet geçecek." dediğini aktararak, "Hatırlayın, bizi teğet geçti. Burada meselenin dolar olmadığını, meselenin faiz olmadığını anlamak için şöyle bir adım geriye çekilip akıl, izan ve vicdan penceresinden fotoğrafa bakmak yeterlidir. Dün kendimizle birlikte tüm mazlum ve mağdurların güvenliği için ne dedik 'Dünya beşten büyüktür' diyerek meydan okuduk. Bugün yine kendimizin ve dostlarımızın ekonomik özgürlüğü, refahı, geleceği için 'Dünya beşten büyüktür' diyoruz." diye konuştu.
'Bugün demokrasiyi konuşuyoruz, inşallah yarın milletimizin refahını nasıl arttırdığımızın muhasebesini yapacağız'
Siyasi özgürlükle ekonomik özgürlüğün madalyonun iki yüzü gibi olduğunu, biri olmadan diğerinin anlamsız olacağını dile getiren Erdoğan, "Biz ülkemizde nasıl tüm vatandaşlarımızı en geniş hak ve özgürlüklere kavuşturmuşsak, inşallah ekonomide de unutmayın yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme merkezli yeni programımızla refahı yaygınlaştıracağız. Bugün demokrasiyi konuşuyoruz, inşallah yarın milletimizin refahını nasıl arttırdığımızın muhasebesini yapacağız. Geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez. Nereden nereye geldiğimizi doğru şekilde tespit etmeden nereye gideceğimizi bilemeyiz." dedi.
Merhum Sezai Karakoç'un "Kar Şiiri"ni okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Evet bir gün herkes milletimizle birlikte verdiğimiz demokrasi mücadelemizi de anlayacak, ekonomi mücadelemizi de anlayacak, medeniyet mücadelemizi de anlayacak." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programa, gelecek haftalarda farklı illerde farklı konu başlıklarıyla devam edeceklerini belirtti.