https://anlatilaninotesi.com.tr/20211123/elektrik-muhendisleri-odasi-kalici-yaz-saati-ile-elektrik-tuketimi-yillik-artisin-cok-ustune-cikti-1051067265.html
Elektrik Mühendisleri Odası: Kalıcı yaz saati ile elektrik tüketimi yıllık artışın çok üstüne çıktı
Elektrik Mühendisleri Odası: Kalıcı yaz saati ile elektrik tüketimi yıllık artışın çok üstüne çıktı
Sputnik Türkiye
EMO Yönetim Kurulu üyesi Özdağ kalıcı yaz saati hakkında “2016 Eylül ayında Bakanlar Kurulu’nun kararıyla sabit saate geçilmesi karar verildi. 2016’nın Kasım... 23.11.2021, Sputnik Türkiye
2021-11-23T14:38+0300
2021-11-23T14:38+0300
2021-11-23T14:38+0300
seyir hali
radyo
enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı
elektrik mühendisleri odası (emo)
tasarruf
fatih dönmez
yaz-kış saati uygulaması
mehmet özdağ
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/0b/17/1051066333_29:0:1273:700_1920x0_80_0_0_8ecfda7b37b0e0a96d1d2865e56f949b.jpg
Elektrik Mühendisleri Odası: Kalıcı yaz saati uygulamasıyla elektrik tüketimi yıllık artışın çok üstüne çıktı
Sputnik Türkiye
Elektrik Mühendisleri Odası: Kalıcı yaz saati uygulamasıyla elektrik tüketimi yıllık artışın çok üstüne çıktı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez “Kış saati uygulamasına başladığımız 2016'dan beri toplam elektrik tasarrufu 6.82 milyar kilovatsaat oldu. Bu tasarrufun parasal karşılığı ise yaklaşık 6 milyar lira" açıklamasında bulunması üzerine, Türkiye’nin uyguladığı kalıcı yaz saati uygulaması tekrar gündeme geldi. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Özdağ ise Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında, saat diliminin nasıl belirlendiğini, kalıcı yaz saati uygulamasının yürürlüğe girişini, EMO’nun konu üzerinde incelemelerini ve Bakan Dönmez’in açıklamalarını değerlendirdi.Özdağ, saat diliminin belirlenmesinde Türkiye’nin doğusu ve batısı arasındaki saat farkının önemini “Her ülke kendi gerçeğine göre hareket etmek durumunda. Nedir o gerçekler? Örneğin Türkiye’nin doğusu ile batısı arasındaki mesafe 1600 kilometre civarındadır, bunun dakika karşılığı tam 76 dakika. Hal böyle olunca Türkiye’nin sabitlediği saat dilimi GMT+3 olarak ana boylamdan üç saat ileride, Iğdır’ın doğusundan geçen İran sınırları içerisinde olan bir saat diliminden bahsediyoruz. Hal böyle olunca ister istemez Iğdır’daki vatandaşlarımız için bir sorun yok diyebiliriz. Fakat İstanbul gibi bir metropol söz konusu olduğu zaman bunun akılla mantıkla çok izah edilebilir bir tarafı yok. Doğusu ile batısı arasında zaman farkı olmayan ülkeler için bunu sabitliyor olmak makul olabilir. Yaz döneminde Fransa gibi ülkeler kendi ülke sınırlarının yarım saat dışından başlatıyor” diye belirtti.‘Türkiye’nin ağırlık noktası ya İzmit ya Eskişehir’dir’1972 yılında zaman dilimi belirlenirken Türkiye’nin demografik ve ekonomik ağırlığına önem verildiğini hatırlatan Özdağ, mevcut uygulama karar verilirken parlamentoya başvurulmadığını “Bu uygulama 2016 yılının Eylül’ünde Bakanlar Kurulu’nun kararıyla sabit saate geçilmesi karar verildi. 1972 yılında özellikle İzmit’ten geçen doğu boylamı tercih edilmişti. Niçin? Türkiye’nin ekonomik ve demografik dağılımına baktığınız zaman ağırlık noktası ya İzmit’tir ya Eskişehir’dir. Hala öyledir, bu değişmedi. GMT+2 çizgisinin yani 30 derece doğu boylamının tesadüf olarak seçilmediği ortadadır. 7 Eylül 2016’da Bakanlar Kurulu kararı ile iptal ediliyor. Bir vatandaşın açtığı dava nihayetinde Danıştay 14 Eylül 2017’de nihai kararını veriyor. Danıştay usulden ‘Bu Bakanlar Kurulu’nun vereceği bir karar değil. Bunun için kanun gerekiyor’ diyerek bozuyor ve iptal ediyor. Sonra Türkiye’nin rejimi değişiyor. Sonra Cumhurbaşkanı kararı ile değişiyor. Geliş yöntemi de çokta parlamentonun tartıştığı uzlaştığı biçimde değil. Halkın üzerinde uzlaştığı bir karar değil” diye söyledi.‘Karar sonrası elektrik tüketim artış oranı, yıllık artışın çok üzerindedir’Özdağ, EMO’nun kalıcı yaz saati uygulaması üzerine yaptığı çalışmaları “Özellikle 2017 yılının Eylül ayında Enerji İşleri Genel Müdürlüğü’nün aylık elektrik istatistik raporları üzerinden bir değerlendirme yapıldı. EMO’nun tespitlerine göre 2016’nın Kasım ayında bir önceki yıla göre yüzde 6.60’lık bir artış var. 2016’nın Aralık ayında bir önceki yıla göre yüzde 5.97’lik bir artış var. Bu artış oranları yıllık elektrik tüketim artış oranlarının çok üstündedir. 2017 yılının Ocak ayı ile kendisinden önceki yılın Ocak ayı arasında yüzde 5.75’lik artış var. Şubat’ta 6.22, Mart’ta 6.40’lık bir artış var. Kaldı ki o dönemde ne meteorolojinin raporladığı olağanüstü mevsimsel bir şart var, ne de TÜİK’in sanayi verileri üzerinden raporladığı olağanüstü bir üretim artışı var” diye aktardı.‘Türkiye’de enerji sektörünün yüzde 80’den fazlasını özel sektör üretiyor, elektrik dağıtımının da yüzde 100’ü özel sektörün elinde’Özdağ hükümeti en çok ‘enerji verimliliği ve tasarrufunu göz ardı etmesi’ üzerinden eleştirdiklerini belirterek “Şimdi söyleyeceklerim enerji tasarrufunu önemsemediğimiz gibi algılanmasın. Biliyorsunuz Türkiye’de enerji sektörünün yüzde 80’den fazlasını özel sektör üretiyor, elektrik dağıtımının da yüzde 100’ü özel sektörün elinde. Dolayısıyla bizim yenilenebilir enerji kaynakları destekleme ve kapasite mekanizmaları, gümrük ve çevre muafiyetleri, piyasanın çok üzerinde satın alma garantileri ile yüz milyonlarca TL’nin şirketlere aktarıldığı yerde çocukların uykusundan çalarak yapılacak 1 milyar tasarrufa bu ülkede ihtiyaç yok” diye konuştu.
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2021
Ali Çağatay
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e4/0a/07/1042986257_0:0:1066:1067_100x100_80_0_0_87e66615f13482f43481736bf7aee782.jpg
Ali Çağatay
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e4/0a/07/1042986257_0:0:1066:1067_100x100_80_0_0_87e66615f13482f43481736bf7aee782.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/0b/17/1051066333_184:0:1117:700_1920x0_80_0_0_b16750b0ae25eb53f38e86c54f75fc0f.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Ali Çağatay
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e4/0a/07/1042986257_0:0:1066:1067_100x100_80_0_0_87e66615f13482f43481736bf7aee782.jpg
radyo, enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı, elektrik mühendisleri odası (emo), tasarruf, fatih dönmez, yaz-kış saati uygulaması, mehmet özdağ, аудио
radyo, enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı, elektrik mühendisleri odası (emo), tasarruf, fatih dönmez, yaz-kış saati uygulaması, mehmet özdağ, аудио
Elektrik Mühendisleri Odası: Kalıcı yaz saati ile elektrik tüketimi yıllık artışın çok üstüne çıktı
EMO Yönetim Kurulu üyesi Özdağ kalıcı yaz saati hakkında “2016 Eylül ayında Bakanlar Kurulu’nun kararıyla sabit saate geçilmesi karar verildi. 2016’nın Kasım ayında bir önceki yıla göre yüzde 6.60’lık, Aralık ayında yüzde 5.97’lik bir artış var. Bu artış oranları yıllık elektrik tüketim artış oranlarının çok üstündedir” dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez “Kış saati uygulamasına başladığımız 2016'dan beri toplam elektrik tasarrufu 6.82 milyar kilovatsaat oldu. Bu tasarrufun parasal karşılığı ise yaklaşık 6 milyar lira" açıklamasında bulunması üzerine, Türkiye’nin uyguladığı kalıcı yaz saati uygulaması tekrar gündeme geldi. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Özdağ ise Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında, saat diliminin nasıl belirlendiğini, kalıcı yaz saati uygulamasının yürürlüğe girişini, EMO’nun konu üzerinde incelemelerini ve Bakan Dönmez’in açıklamalarını değerlendirdi.
Özdağ, saat diliminin belirlenmesinde Türkiye’nin doğusu ve batısı arasındaki saat farkının önemini “Her ülke kendi gerçeğine göre hareket etmek durumunda. Nedir o gerçekler? Örneğin Türkiye’nin doğusu ile batısı arasındaki mesafe 1600 kilometre civarındadır, bunun dakika karşılığı tam 76 dakika. Hal böyle olunca Türkiye’nin sabitlediği saat dilimi GMT+3 olarak ana boylamdan üç saat ileride, Iğdır’ın doğusundan geçen İran sınırları içerisinde olan bir saat diliminden bahsediyoruz. Hal böyle olunca ister istemez Iğdır’daki vatandaşlarımız için bir sorun yok diyebiliriz. Fakat İstanbul gibi bir metropol söz konusu olduğu zaman bunun akılla mantıkla çok izah edilebilir bir tarafı yok. Doğusu ile batısı arasında zaman farkı olmayan ülkeler için bunu sabitliyor olmak makul olabilir. Yaz döneminde Fransa gibi ülkeler kendi ülke sınırlarının yarım saat dışından başlatıyor” diye belirtti.
‘Türkiye’nin ağırlık noktası ya İzmit ya Eskişehir’dir’
1972 yılında zaman dilimi belirlenirken Türkiye’nin demografik ve ekonomik ağırlığına önem verildiğini hatırlatan Özdağ, mevcut uygulama karar verilirken parlamentoya başvurulmadığını “Bu uygulama 2016 yılının Eylül’ünde Bakanlar Kurulu’nun kararıyla sabit saate geçilmesi karar verildi. 1972 yılında özellikle İzmit’ten geçen doğu boylamı tercih edilmişti. Niçin? Türkiye’nin ekonomik ve demografik dağılımına baktığınız zaman ağırlık noktası ya İzmit’tir ya Eskişehir’dir. Hala öyledir, bu değişmedi. GMT+2 çizgisinin yani 30 derece doğu boylamının tesadüf olarak seçilmediği ortadadır. 7 Eylül 2016’da Bakanlar Kurulu kararı ile iptal ediliyor. Bir vatandaşın açtığı dava nihayetinde Danıştay 14 Eylül 2017’de nihai kararını veriyor. Danıştay usulden ‘Bu Bakanlar Kurulu’nun vereceği bir karar değil. Bunun için kanun gerekiyor’ diyerek bozuyor ve iptal ediyor. Sonra Türkiye’nin rejimi değişiyor. Sonra Cumhurbaşkanı kararı ile değişiyor. Geliş yöntemi de çokta parlamentonun tartıştığı uzlaştığı biçimde değil. Halkın üzerinde uzlaştığı bir karar değil” diye söyledi.
‘Karar sonrası elektrik tüketim artış oranı, yıllık artışın çok üzerindedir’
Özdağ, EMO’nun kalıcı yaz saati uygulaması üzerine yaptığı çalışmaları “Özellikle 2017 yılının Eylül ayında Enerji İşleri Genel Müdürlüğü’nün aylık elektrik istatistik raporları üzerinden bir değerlendirme yapıldı. EMO’nun tespitlerine göre 2016’nın Kasım ayında bir önceki yıla göre yüzde 6.60’lık bir artış var. 2016’nın Aralık ayında bir önceki yıla göre yüzde 5.97’lik bir artış var. Bu artış oranları yıllık elektrik tüketim artış oranlarının çok üstündedir. 2017 yılının Ocak ayı ile kendisinden önceki yılın Ocak ayı arasında yüzde 5.75’lik artış var. Şubat’ta 6.22, Mart’ta 6.40’lık bir artış var. Kaldı ki o dönemde ne meteorolojinin raporladığı olağanüstü mevsimsel bir şart var, ne de TÜİK’in sanayi verileri üzerinden raporladığı olağanüstü bir üretim artışı var” diye aktardı.
‘Türkiye’de enerji sektörünün yüzde 80’den fazlasını özel sektör üretiyor, elektrik dağıtımının da yüzde 100’ü özel sektörün elinde’
Özdağ hükümeti en çok ‘enerji verimliliği ve tasarrufunu göz ardı etmesi’ üzerinden eleştirdiklerini belirterek “Şimdi söyleyeceklerim enerji tasarrufunu önemsemediğimiz gibi algılanmasın. Biliyorsunuz Türkiye’de enerji sektörünün yüzde 80’den fazlasını özel sektör üretiyor, elektrik dağıtımının da yüzde 100’ü özel sektörün elinde. Dolayısıyla bizim yenilenebilir enerji kaynakları destekleme ve kapasite mekanizmaları, gümrük ve çevre muafiyetleri, piyasanın çok üzerinde satın alma garantileri ile yüz milyonlarca TL’nin şirketlere aktarıldığı yerde çocukların uykusundan çalarak yapılacak 1 milyar tasarrufa bu ülkede ihtiyaç yok” diye konuştu.