Sümela Manastırı'nı tehdit eden 360 tonluk kaya sabitleniyor
11:57 14.11.2021 (güncellendi: 12:01 14.11.2021)
© DHASümela Manastırı
© DHA
Abone ol
Trabzon'da restorasyon çalışmaları kapsamında 4. kez ziyarete kapatılan Sümela Manastırı'nın giriş kapısı üzerindeki 360 tonluk kaya kütlesi, 16 metrelik çelik kazıklarla yamaca sabitleniyor. Prof. Dr. Bektaş " 'Patlatma yapmadık' dediler ama bizzat şahit oldum. Bu patlatmalar yamaçtaki blokların hareketlenmesine neden oldu" dedi.
Türkiye'nin önemli tarihi, turistik ve inanç mekanlarından olan, yerli ve yabancı binlerce turistin ziyaret ettiği, UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan, Trabzon'un Maçka ilçesi Karadağ eteklerindeki Sümela Manastırı'nda; Şubat 2016 yılında restorasyon, çevre düzenlemesi, kayalıkların jeolojik ve jeoteknik bakımdan araştırılması ve güçlendirilmesi projesi başlatıldı.
Kaya düşme riskine karşı yamaçtaki riskli parça ve bloklar patlatma yöntemi ile düşürülerek ıslah çalışması yapıldı. Endüstriyel dağcılar, taş düşmelerine karşı yamaçları çelik ağlarla örüp güçlendirdi.
1 Kasım'da 4. kez ziyarete kapatılan manastır girişinde tehlike oluşturan 360 tonluk kaya kütlesi, çelik ağ ile bohçalama yöntemiyle yerine sabitlendi. Ancak kaya blokunda süren risk nedeniyle yeni bir tedbirin alınması kararlaştırıldı. Bunun üzerine manastırın giriş kapısının üzerinde yer alan kaya bloku, 16 metrelik çelik kazıklarla yamaca sabitlenmeye başlandı.
Kaya düşmesini önleme çalışmalarında yanlış strateji izlendiğini öne süren KTÜ eski öğretim üyesi, jeoloji mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş şunları söyledi:
5 yıldır manastırı daha güvenli hale getirmek için çalışmalar yapılıyor ama yanlış strateji izlendi. Restorasyon çalışmaları yapılmadan önce manastırda herhangi bir kaza, taş düşmesi veya birisinin yaralanması söz konusu değildi. Bölgede 'tektonik kırık' dediğimiz; jeolojik yapıda 3 farklı doğrultuda çok derin kırıklar var. Bunlar kuzeybatı, kuzeydoğu ve doğu-batı doğrultulu tektonik kırıklar. Bunlar çok derin kayaları, kesen kırıklardır. Bu kırıklar, Sümela yamacının blok şeklinde oluşmasını sağlıyor. Bir de yamacın eğimi var, grative etkisiyle bu bloklar zaman zaman düşüyor. Bunu önlemek için askıdaki kayaları düşürüp, patlattılar. Bu çalışma sonuç almadı, çünkü arkadan yine kayalar düşmeye başladı.
Patlatmalar veya kaya düşürmeleri zamanında olmasaydı; şimdi bu kadar tehlikeli olmayacaktı. Şimdi ister istemez sabitleme çalışmaları var, kayayı düşüremiyorlar. En doğru sonuç; bohçalama yöntemiydi. Başlangıçtan bu yana bohçalama yapılsaydı; bugüne kadar 4 kere kapatmaya da gerek olmayacak ve çok daha sonuç alıcı bir çalışma yapılırdı.
Patlatmanın başlangıçta yapılmaması gerekirdi. 'Patlatma yapmadık' dediler ama bizzat şahit oldum. Bu patlatmalar yamaçtaki blokların hareketlenmesine neden oldu. Düşen ve arkadan yeniden sabit olmayan blokların yeniden hareketlenmesi söz konusu. Orada kaya düşmesini kesinlikle önlemek mümkün değil. Yüzeydeki kayaları düşürmek ile 'kaya düşmesini önledik, burayı ebediyen güvenli hale getirdik' demek; söz konusu olamaz. Kırıklar çok derin. Ayrıca ısı farkı ve yağışlar olduğu ve karlar eridiği sürece kırıklar zamanla genişleyecek ve yeni kaya blokları düşmeye başlayacak. Kaya düşürmek ve patlatmak yerine demir halat ve çelikler ile beraber bohçalama dediğimiz, kaplama yöntemine gidilseydi; bu sorun çözülmüş olurdu. Kısa zamanda çok daha az parayla ve güvenli şekilde çözülürdü. Bir restorasyonun 4-5 yıldır sürmesi teknik açıdan sorgulanabilecek bir meseledir.