NATO görevlisinin çarptığı Ezgi Aydındağ’ın annesi: Adil yargılanacağını düşünmüyorum
20:21 30.09.2021 (güncellendi: 20:23 30.09.2021)
© İHA1 Temmuz tarihinde Muğla’nın Bodrum ilçesinde NATO’da görevli ABD vatandaşı Reginald Thevenin’in kullandığı araç, yaya geçidinde 19 yaşındaki Ezgi Aydındağ’a çarptı.
© İHA
Abone ol
Özel
1 Temmuz tarihinde Bodrum’da gerçekleşen olayda, NATO personeli Reginald Thevenin, Ezgi Aydındağ’a çarptı. Kazada yüzde yüz kusurlu bulunan Thevenin serbest bırakıldı. Ezgi’nin annesi Fikriye Aydındağ “Reginald, tatile gitmek için Bodrum’a yetişmeye çalışıyor, şehir içinden geçerken kızıma vuruyor. Adil yargılanacağını düşünmüyorum” dedi.
Bir turizm tesisinde çalışan 19 yaşındaki Ezgi Aydındağ’a, işe gitmek için çıktığı yolda, NATO’da görevli ABD vatandaşı Reginald Thevenin çarptı. Muğla’nın Bodrum ilçesinde 1 Temmuz tarihinde gerçekleşen olayda Ezgi felç oldu, pek çok ameliyat geçirmek zorunda kaldı. Genç kızın felç kaldığı araba kazasında yüzde yüz kusurlu bulunan Thevenin serbest bırakıldı. Savcılık soruşturmasının devam ettiği dosyada Thevenin hakkında yurt dışı çıkış yasağı konuldu.
NATO’da görevli ABD vatandaşı Reginald Thevenin çarptığı 19 yaşındaki Ezgi Aydındağ’ın annesi Fikriye Aydındağ Sputnik’e konuştu.
‘Reginald, tatile gitmek için Bodrum’a yetişmeye çalışıyor tam gaz, ışıklarda şehir içinden geçerken kızıma vuruyor’
Anne Aydındağ, olayın nasıl geliştiğini şu sözlerle aktardı:
“Benim kızıma 1 Temmuz’da karşıdan karşıya geçerken, ışıklarda durmayan, frene bile basmayan bir araç canice çarptı. Çarptığı yerden 100 metre önce de bir trafik ışığı vardı, oradan nasıl geçmiş? Okulun önündeki trafik ışığı bu, orada bir sürü çocuk da olabilirdi. Benim kızımın arkasında da bir kişi vardı, ona da çarpabilirdi. Reginald Thevenin’in kızıma çarptığı araçta 2 tane Japon arkadaşı da varmış. Reginald Thevenin’e ulaşabilmek için tutanakları istedim jandarmadan. Numarayı aradık, yanındaki Japon arkadaşı çıktı. O aracı da kiralayan Japon arkadaşıymış zaten. Yorulduktan sonra Reginald’a vermişler aracı kullansın diye. Reginald da Bodrum’a yetişmeye çalışıyor tam gaz, tatile gidiyor. Işıklarda şehir içinden geçerken kızıma vuruyor.”
‘Ezgi 2 kere ameliyat oldu, kaburgaları iç organlarına batmıştı’
Olayın ardından tedavi sürecinin çok zorlu olduğu söyleyen anne Aydındağ, “Ezgi 2 kere ameliyat oldu, kaburgaları iç organlarına batmıştı. Biz eşimin anne ve babasını hastaneye götürmek için şehir dışına çıkmıştık. Kızımız çok ciddi bir kaza geçirmiş, bize o yol bitmek bilmedi. Uçağı bekleyemedik, uçak bizden hızlı gidemezdi. Kızımız iç kanama geçirmiş. Doktor bize ‘40 yıllık doktorum, ben hayatımda böyle bir kaza görmedim, sadece toparlayabilirim’ dedi. Kızımın omurgası kopmuş, omuriliği peynir gibi dağılmış. Doktor ‘omuriliğine dokunamadım, beyin sıvısı akar diye’ dedi. Kızımın kemiklerini toparladı, oturacak durumda bile değildi. 30 gün boyunca sırt üstü yattı, hiçbir şey yapamadı. Fizik tedavi görülmedi. Yoğun bakımda bası yarası oluşmuş, hiç bakılmamış. Kızım bilincini hiç kaybetmemiş ‘anne, altıma bile bakmadılar’ dedi, devlet hastanesindeydi. Bası yarasını biz önleyemedik, ne yapacağımızı bilmiyoruz çünkü. Kızımın bütün sinirleri hasar almış, kaburgaları kırılmış, evirip çeviremedik, her yeri ağrıyor. 3 ay olmuş, aynı acıları sürekli çekiyor. Hiçbir ilerleme, gelişme yok. Biz Azmi Hamzaoğlu’nu araştırıp bulduk. Beraber bulduk (Reginald Thevenin) diyorlar da, biz bulduk” dedi.
‘Tedavi masraflarını karşılayabilmek için evimizi, arabamızı sattık, hastanenin sadece 8 günlük ücretini karşıladı’
Thevenin’in ameliyatı ve hastanenin 8 günlük ücretini karşıladığını aktaran Aydındağ “Ameliyat için Azmi Hoca bize indirim yaptı. Biz onlara (Reginald Thevenin) indirim yapmış olduk. Hastaneden bize 8 günlük paket alınmış. Bundan sonrası için ödeme yapılmamış. Bize bu, hastanedeki 27. günümüzde söylendi. Para birikmiş 200 küsür bin liraya. Benim 1 tane evim vardı, onu da sattım. Arabayı, evi sattık. 60 bin lira kredi çektik, eşten dosttan yardımlar oldu, eşimin köyünün derneğinden, arkadaşlarından.. Bunlarla bir araya getirdik hastanenin parasını ödedik. Burada (İstanbul’da) evimiz olmadığı için, kızımın arkadaşının evinde kalıyoruz. Sağ olsun, bir tane hayırsever yara bakım kremlerini karşıladı” diye konuştu.
‘Parayı göndermedikleri için kızım saatlerce sedyede hastaneye kabul edilmeyi bekledi’
Thevenin’in, Ezgi’nin İstanbul’a ulaşabilmesi için uçak ambulansı tuttuğunu ancak, hastaneye geldikten sonra saatlerce hastane ücretini göndermediği için sedyede beklediği anlatan anne Aydındağ “Ezgi için hiçbir şey yapmadılar, biz ite kaka yapmaya çalıştık. (Reginald Thevenin) bize uçak ambulansı tuttu da, bunu da sanki lütufmuş gibi.. Benim çocuğum zaten normal araçla gidebilecek durumda değildi. Ameliyat parasını verdi, avukatı sanki, lütufmuş gibi yazıyor. Bu ameliyatları durduk yere olmadı. Hayatı kurtulsun, tekrar yürüyebilsin, fizik tedavi olabilmesi, rahat oturabilmesi için oldu. Biz ameliyat olması gerektiğini söyledik, ‘tamam’ dediler. 26. günde kendi, kız arkadaşı ve avukatı ziyarete geldi. Ayın 1’inde yola çıkacağız, uçak ambulansı ayarlandı. Biz ‘hastaneye gideceğiz, hiç paramız yok’ diyoruz. Eşimle ben emekliyiz. Hiç sesi solukları çıkmadı. Ertesi gün hastaneye gittik, saat sabah 7’de randevumuz var, akşam 9’a kadar kızım sedyede bekledi çünkü karşı taraf bize para göndermedi. Hastaneye yatması için 100 bin lira yatırmamız gerekiyordu. Biz bulamadık, bu 10 bin lira değil ki eşten dosttan isteyelim. Parayı yatırana kadar da hastane benim çocuğumu yatırmadı” dedi.
‘Adil yargılanacağını düşünmüyorum, zaten öyle olsa adli şartla serbest bırakılmazdı’
Aydındağ, Thevenin’in ‘Türkçe bilmiyorum’ bahanesiyle telefonlarına çıkmadığı ancak durumun sosyal medyaya yansımasından sonra kendi isteğiyle iletişim kurduğunu anlattı. Aydındağ şu ifadeleri kullandı:
“Muğla’dayken, kız arkadaşı Türkçe biliyormuş, onun vasıtasıyla iletişim kuruyordu bizimle. O kadar yazdım, bana cevap vermedi. Twitter’da görünce yazmaya başladı. ‘Biz ödeyecektik de avukatlarımız ödemememiz gerektiğini söylediler’ diyor. Emekli maaşlarımızla Ezgi’yi nasıl tedavi ettireceğiz derken, Haluk Levent imdadımıza yetişti. Şu anda sadece yurtdışı yasağı var. Bu nasıl bir adalet, ben bilmiyorum. O elini kolunu sallayarak dolaşırken benim çocuğum kahroluyor. Adil yargılanacağını düşünmüyorum, zaten öyle olsa adli şartla serbest bırakılmazdı. Ama istiyorum. 3 aydır hayatımız karardı, artık adalet yerini bulsun istiyoruz. Maddi manevi tazminat davası açıyorum. Benim çocuğuma kasıtlı vurdu. Şehir ortasında o hızla gelmek, kasıtlı yapmak demektir.”
‘Dilerim, umursamaz davranan kişiler bizim acımızın 4’te 1’ini çeksin’
“Dilerim, umursamaz davranan kişiler bizim acımızın 4’te 1’ini çeksin, hepsini çekemezler zaten. Bazen çok ağrısı oluyor kızımın, ‘ağrıların bana gelsin’ diyorum, ‘anne sen bu kadar ağrıyı kaldıramazsın’ diyor” diye Aydındağ, mahkeme sürecinde kızının tedavisinin aksamaması için anlaştığını ifade etti:
‘Thevenin bana ‘intihara meyilliyim’ diyor, et o zaman, ben de kimseden bir şey sormayayım’
“Mahkemeye vermememin sebebi de, kızımın bir an önce ameliyatının olması. Tamam dedim o zaman, anlaşmalı olsun. Kızımın tedavisini karşılayacağına, hatta jandarmada bir yazı yazıp ona da imza atmıştı, bu da elimizde ama hiçbir şekilde ulaşamıyorduk. Taa ki, bu olay Twitter’da yayılınca, Türkçe bilmeyen adam bülbül kesildi. Ulaşamadığımız zamanlarda, kızımın sağlıklı ve felçli fotoğraflarını gönderdim, vicdanı olsun da çıksın ortaya diye. Buna bile ‘Türkçe bilmiyorum’ dedi, bana birkaç gün sonra döndü. Bana diyor ki ‘intihara meyilliyim’. Et o zaman, öl de ben de kimseden bir şey sormayayım. Benim çocuğum bu durumdayken, ‘anne ben bu şekilde yaşamak istemiyorum, bu ağrıları çekeceğime ölseydim keşke’ diyor. Daha 19 yaşında, pırıl pırıl. Bu sene üniversiteye başlayacaktı benim çocuğum. Şimdi yatağa bağımlı kaldı. Benim çocuğum arkadaşları üniversiteye giderken kahroluyor.”
‘Ev sahibimiz, durumumuzu bile bile bizi evimizden çıkarıyor’
Yaşadıkları bu zorlu süreçte Muğla’daki ev sahiplerinin de ‘evi satacağız’ diyerek boşaltmasını istediğini anlatan Aydındağ “Ev sahibimiz Erdoğan Duman, durumumuzu bile bile bizi evimizden çıkarıyor. Yaşadığımız şeylerden dolayı kirayı 2 gün geciktirdik. Daha sonra ödedik zaten. Bizim bu ay kontratımız doluyor. Bize ‘çıkın, ben evi satacağım’ diyor. Şimdi eşim eşyalarımızı toplamak için Muğla’ya gitti, depoya koyacak. Şu durumdayken kira veremeyiz artık biz. Çünkü buradaki tedaviden sonra bir de Ankara’ya GATA’ya (Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi) gideceğiz fizik tedavi için” diye konuştu.
‘Gerekli cezayı alsın, adalet yerini bulsun istiyorum, en azından çocuğumun içi rahat eder’
Aydındağ sözlerine şu şekilde son verdi:
“Reginald Thevenin’in avukatı Candan Topaloğlu’nun istifa ettiğini öğrendik, neden istifa ettiğini merak ediyorum. Hem mağdur hem perişan olduk. Babamız hiçbir yerde çalışamıyor, ben işe girecektim Temmuz’da. Kızım işe giderken bu kaza oldu. Bu kişinin ölüme sebebiyetten yargılanması istiyorum. Gerekli cezayı alsın, adalet yerini bulsun istiyorum. En azından çocuğumun içi rahat eder.”