‘Yunanistan, askeri açıdan ABD’nin yarı sömürgesi durumuna düştü’
17:31 24.06.2021 (güncellendi: 20:18 10.08.2021)
© AAYunanistan ordusu
© AA
Abone ol
ABD ve Yunanistan’ın askeri işbirliği genişlemeye devam ediyor. Son olarak ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, Yunanistan'a yönelik askeri malzeme ve eğitim yardımını öngören yasa tasarını oy birliği ile onayladı.
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Demokrat Bob Menendez ve Üyesi Cumhuriyetçi Marco Rubio tarafından 9 Haziran'da sunulan ve 'ABD-Yunanistan Savunma ve Parlamentolar Arası Ortaklık Kanunu' başlıklı yasa tasarısı onaylanmasının ardından Senato’ya gönderildi. Senatonun da onayını alması durumunda tasarı, önce Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'nun ardından da ABD Başkanı Joe Biden'ın onayına sunulacak.
Mali yardımdan F-35’lere kadar birçok başlığı içeren yasa tasarısı uzun süredir devam eden işbirliğinin bir uzantısı. Zira Yunanistan, ülkede ABD’ye birçok üs imkânı sunuyor ve ortak tatbikatlarda yer alıyor.
‘ABD bu rahatsızlığı çok iyi kullandı’
Sputnik’e değerlendirmelerde bulunan emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, ABD’nin Yunanistan’a yönelik yatırımlarını, “Türkiye’yi kaybettiği takdirde yerine ikame edebilecek ve Türkiye’nin yarattığı stratejik etkiyi yaratabilecek yeni bir arayışın ortaya çıkışı” olarak değerlendiriyor. Gürdeniz, bu durumu şöyle anlattı:
“Özellikle 2016’daki 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türk-Amerikan ilişkileri yeni bir evreye girince 2010’lu yıllardan itibaren başlayan Amerikan-Yunan yakınlaşmasında jeopolitik bir dostluk dönemi başladı. Yunanistan’ın geleneksek olarak anti-Amerikan olduğunu biliyoruz. ABD, yakın tarihinde ilk defa Yunanistan’da anti-Amerikan duygunun ve yaklaşımın yıkıldığını gördü. Yunanistan, AB üyesi olduktan sonra büyük bir refah dönemine girip daha sonra ülkenin iflas etmesinde, halk birinci sorumlu olarak AB’yi ve Almanya’yı gördü. Onların diliyle ‘Ege ve Doğu Akdeniz’de Türk tehdidinin artması’ Yunanistan’ı son derece rahatsız etti. ABD, bu rahatsızlığı çok iyi kullandı. Aynı dönemde Donald Trump’tan Biden dönemine geçiş ve Biden dönemindeki pek çok senatör ve bakanın Yunanistan’ın her zaman yanında olması, özellikle askeri alanda Yunanistan’ı ön plana çıkardı.”
‘Sadece Rusya’ya değil aynı zamanda Çin’e yönelik’
“Yunanistan’ın 2019’da imzaladığı Savunma Ekonomik İşbirliği Anlaşması’yla bir nevi ABD’nin askeri açıdan yarı sömürgesi durumuna düştüğünü görüyoruz” diyerek devam eden Gürdeniz, şunları ekledi:
“Çünkü 20’ye yakın üssün kullanım hakkı, Suda Üssü’nde ABD’nin sürekli güç intikaline yönelik unsurları konumlandırmaya başlaması gibi konular göz önüne alındığında bu yakınlaşmanın Rusya’yı çevreleme doktrininin net bir uygulaması olarak görebiliyoruz. Bunu sadece Rusya’ya değil aynı zamanda Çin’e yönelik olarak düşünebiliriz. Türkiye kaybedildiği takdirde bu kaybı en hafif atlatabilecek bir konuşlanma olarak da düşünebiliriz.”
‘Girit, NATO’nun Akdeniz’deki en önemli ileri üslerinden biri’
Değerlendirmesinde Girit’teki Suda Üssü’nün kritik önemine de dikkat çeken Gürdeniz, şunları kaydetti:
“Girit, NATO’nun Akdeniz’deki en önemli ileri üslerinden biri. Türk boğazları Rusya’nın ithalat ve ihracatının Ege Denizi ile birlikte yüzde 60’ının geçtiği bir alan. Günde 3 milyon varil Rus petrolünün güneye aktığı bir yer. Girit’teki askeri havaalanı, deniz üssü vasıtasıyla bu alanı kontrol edebilirler. Bu tabii ki ileride bir Türk-Yunan çatışması olursa Yunanistan’ın yanında duracak ABD’nin de stratejik bir kuvvet çarpanı olarak Yunanistan’ın lehine bir durum yaratacaktır. Burada kurulacak radar üsleri, dinleme üsleri vasıtasıyla da her alanda durumsal farkındalığı üst düzeyde sağlayabilecek bir coğrafyadır.”
‘ABD asla Türk-Yunan yakınlaşmasını istemez’
Gürdeniz ayrıca Yunanistan’ın Atina Mutabakat Muhtırası'na aykırı bir şekilde turizm sezonunda Ege’de Navtex ilan etmesine de değindi:
“ABD asla Türk-Yunan yakınlaşmasını istemez. O yüzden Yunanistan’ın Atina ve İstanbul mutabakatları aksine Ege’nin ortasında Navtex ilan edip tatbikat yapacağını ilan etmesi tipik bir kışkırtmadır. Bu kışkırtma birtakım tavsiyeler üzerine yapılmıştır. Çünkü Türk-Yunan yakınlaşması ve dostluğu bu saydığım ABD’nin jeopolitik çıkarlarına hizmet edecek ortamın yaratılmasını engeller.”