Boğaziçi’nin 158 yıllık tarihinde ilk kez bir rektör şehitliği ziyaret etti. Boğaziçi Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Melih Bulu “Boğaziçi Üniversitesi olarak böylesi önem taşıyan bir şehitliğin kampüsümüz içinde yer alması bizlere önemli bir misyon yüklüyor. Bu misyon bastığımız yerleri toprak diyerek geçmeyip tanımayı, tarihimizi en doğru şekilde öğrenmeyi gerektiriyor” dedi.
Anma töreni sonrasında konuşma yapan Rektör Bulu, "İlk olarak İstanbul'un Fethi'nin 568. Yıl dönümü sebebiyle bu etkinliği organize eden Boğaziçi Üniversitesi Şehitlik Araştırmaları Topluluğu'na ve Boğaziçi Yöneticiler Vakfı yönetimine; bizzat da İbrahim Ethem Gören Beyefendiye şükranlarımı sunuyorum. Boğaziçi Üniversitesi kampüsü sınırları içinde yer alan ve Avrupa kıtasındaki ilk Müslüman Türk mezarlığı olarak tarihe geçmiş bu şehitliğe her geldiğimde İstiklal Marşımızın "Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı / Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı" mısraları aklıma geliyor. Dünya tarihinin bir kırılma noktası olan İstanbul'un fethi süresince Fatih Sultan Mehmet'in otağını kurduğu, fetih öncesi duaların yapıldığı, namazgahı ile dergâhı ile İstanbul'un batı yakasındaki yani Avrupa Kıtasındaki ilk şehitliğimiz olan bu şehitlik bizler için büyük bir tarihi miras ve kültürel bir sorumluluktur. Tüm Boğaziçi bileşenleri olarak önümüzdeki süreçte şehitliğimize daha fazla ilgi göstermeli, burada yaşanmış olan tarihi daha yakından incelemeliyiz" dedi.
Boğaziçi Yöneticiler Vakfı Müdürü İbrahim Ethem Gören konuşmasında "İstanbul'un fethinden 2 yıl önce Osmanlı Birlikleri Kolonizatör Türk Dervişleri'nin bu bölgeyi askeri bir amaçla Bizans İmparatorluğu'ndan kiraladılar ve buraya 200-300 kişilik bir askeri birim yerleştirildi. Osmanlı birliklerinin Rumelihisarı'nda bulunan Cenevizlilerle de anlaşma yaparak orayı da kiraladılar. Orada Rumeli Hisarı Kalesi'nin kulelerini yapmaya başladığı anda Bizans uyanıyor ve askeri amaçla geldiklerini anlıyor. Ani bir baskında 80 ila 100 civarında Osmanlı askeri şehit oluyor. İstanbul'un ilk fetih şehitleridir. Şehit oldukları yerde yani burada topluca defnediliyorlar. Burası İslam tarihinde Uhud'dan sonra ikinci toplu şehitlik. Burası Boğaziçi Üniversitesinin kadar Türkiye'nin ve İslam coğrafyasının da önemli bir mihenk taşı" ifadelerini kullandı.