Zirve sonrasında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Merkel, Ryanair’e ait uçağın Belarus’un başkenti Minsk’te bomba ihbarı nedeniyle acil iniş yapması ve Belarus’ta aşırıcılık yanlısı olarak kabul edilen Nexta ve Belarus Golovnogo Mozga Telegram kanallarının kurucusu Roman Protaseviç’in gözaltına alınması olayında Rusya'nın rolü ile ilgili doğrulanmış bir bilgi bulunmadığını, bu nedenle AB liderler zirvesinde bu koşulların değerlendirmeye alınmadığını söyledi.
Merkel, “Dün elimizde Rusya’nın (Minsk’teki uçak olayında) rolü ile ilgili doğrulanmış bilgi yoktu ve bu nedenle konuyu değerlendirmeye almadık. Eğer Rusya Devlet Başkanı ile görüşürsem bu konu elbette gündemde olacak, ancak tahminler üzerinden hareket etmemeliyiz. Belarus ve Rusya arasında sıkı ilişkiler olduğu biliniyor, fakat bilindiği üzere doğrulanmış bilgi yok” diye konuştu.
Yunanistan’dan Litvanya’ya giderken Minsk’e zorunlu iniş yapan Ryanair’e ait yolcu uçağında bulunan, Belarus’ta aşırılık yanlısı kabul edilen Telegram kanalı Nexta’nın kurucusu Roman Protaseviç ve kız arkadaşı Rusya vatandaşı Sofiya Sapega gözaltına alınmıştı.
Daha önce bomba ihbarı nedeniyle Minsk'e acil iniş yapan Ryanair uçağından dört Rusya vatandaşının indiği ve daha sonra tekrar binmediği ileri sürülmüştü. İddialar üzerine açıklama yapan Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Protaseviç'in kız arkadaşı Rus Sofiya Sapega'nın dışında hiçbir Rusya vatandaşının uçaktan inmediğinin altını çizmişti.
Bir uçağın üçüncü ülkede indirilmesi olayı ilk değil
Bu arada Minsk'teki uçak hadisesi, bir uçağın üçüncü ülkede zorla indirilmesiyle sonuçlanan ilk olay değil. 3 Temmuz 2013'te Moskova'da katıldığı bir konferanstan dönen Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales'in uçağı Fransa ve Portekiz'in hava sahalarında uçuş izni çıkmaması üzerine Viyana'daki Schwechat Havaalanı'na zorunlu iniş yapmıştı.
ABD'nin casuslukla suçladığı Edward Snowden'ın içinde olduğu iddiasıyla aranan bir uçağın ABD’li eski istihbaratçının bulunmaması üzerine Avusturya'dan havalanmasına izin verilmişti. Avrupa ülkelerinin bu kararı, Güney Amerika'da büyük tepkiyle karşılanmıştı.