İstanbul'da yaşayan ilköğretim 8. sınıf öğrencisi 14 yaşındaki Mete Alp Eskalan, birkaç hafta süren halsizlik ve yorgunluk şikayetlerinin artması üzerine 30 Nisan günü, evde fenalaştı. Ailesi tarafından özel bir hastaneye götürülen çocuğun, diyabet komasına girdiği anlaşıldı.
Alp, acil olarak Sancaktepe İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi'nde tedavi altına alınan Alp'in kan yağ düzeyinin 15 binlere çıktığı belirlendi. Daha önce diyabetle ilgili bir şikayeti olmamasından şüphelenen doktorlar, antikor ve PCR testi yaptı. Her iki testi de pozitif gelen Alp'in, koronavirüse yakalandığı, bu nedenle diyabetinin tetiklendiği ortaya çıktı.
Alp'in tedavisini gerçekleştiren Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Fatih Varol, "Alp, son dönemde gördüğümüz değişik bulgularla gelen hastalarımızdan biri. Alp'i aslında ölümcül diyabet atağı ile bir dış merkezden kabul ettik. Ama kan değerlerinde trigliserit dediğimiz lipit değerlerinin çok çok yüksek, 15 bin gibi bir düzeye çıktığını fark ettik. Kovid'le ilişkili olabilir mi diye baktığımızda hem antikor hem de PCR'ının pozitif olduğunu saptadık. Standart tedavilerle kontrol altına alamadığımız için plazma değişimi ve lipit aferezi gibi özellikli tedaviler uygulamak durumunda kaldık" dedi.
'Kovid ile ilişkili olarak hiç böyle bir tablo görmedik'
Alp'in getirildiği anda saptanan kandaki lipit değerine, daha önce literatürde rastlamadıklarını vurgulayan Dr. Varol, "Diyabet ataklarında lipit yüksekliği gördüğümüz bir tablodur aslında. Ama bu kadar yüksek düzeydeki trigliserid değerlerine literatürde rastlamadık. Kovid ile ilişkili olarak ise hiç böyle bir tablo görmedik. Bu yüzden özellikli bir vaka olduğu için Alp'in durumunu literatürde de paylaşmayı düşünüyoruz" diye konuştu. Şeker hastalarında diyabetin ortaya çıkış şeklinin genellikle bir enfeksiyonun tetiklemesiyle olduğuna işaret eden Dr. Varol, sözlerini şöyle sürdürdü:
- "Alp daha önce diyabet hastası değildi. Ama Kovid'in kendisi de bir enfeksiyon olduğu için, altta yatan diyabetini tetikleyerek bunu ortaya çıkarmış olabilir. Burada bizim dikkat çekmek istediğimiz nokta, bu çocuklarda Kovid, daha ağır bir klinik tabloya neden olabiliyor."
'Üçüncü dalgada MIS-C vakalarındaki değişim dikkat çekici'
Bir yılı aşkın bir süredir sürdürülen salgın mücadelesinde, çocuklarda Kovid sonrası gelişen MIS-C vakalarına çok sık rastladıklarını belirten Dr. Varol, şu bilgileri verdi:
- "Bu salgını üç pik gibi düşünürsek, ilk iki pikte de biz MIS-C vakalarını görüyorduk. İlk İngiltere'de tanımlandığında, Kawasaki benzeri bir sendrom olarak tarif edilmişti. İnflamatuar bir süreç, romatolojik hastalıkları taklit eden bir süreç gibi görünüyordu. İlk iki dalgada böyle hastalarımız oldu. Ama üçüncü dalgada, MIS-C vakalarının klinik başvuru şekillerinde bir miktar değişmeler olduğunu fark ettik.
- Belki bizim hastalığı daha iyi tanımaya başlamamızdan kaynaklı olabilir, belki farkındalığımızın da artmasının etkisi olmuş olabilir. Mesela bu dalgada Kovid sonrası böbrek yetersizliği ile başvuran hastalarımız oldu, pankreas iltihabı ile başvuran hastalarımız oldu, inme, santral sinir sistemi tutulumları, kalp sorunları, romatolojik bazı hastalıkları taklit eden cilt döküntüleri ile başvuran hastalarımız oldu. 3 tane ağır diyebetik atakla gelen, organ yetmezliğine giden çocuk hastalarımız oldu. Hepsini şifa ile taburcu ettik. Ama bunlarda hep Kovid öyküsünün bulunması, antikor pozitifliği saptanmış olması bu hastalıkların Kovid'le bağlantılı olarak ortaya çıktığı yönündeki şüphelerimizi destekliyor."
Kovid'in çocuklarda diyabet hastalığına yol açabileceği yönündeki tartışmalarda bilim dünyasının henüz tam bir uzlaşmaya varamadığına dikkat çeken Dr. Fatih Varol, araştırmaların sürdürüldüğünü ve daha çok veriye ihtiyaç olduğunu kaydetti. Varol, sözlerini şöyle noktaladı:
- "Bu konuda aslında henüz tam bir fikir birliği yok. Ama çalışmalardan bazıları şunu söylüyor, çocukların acile başvuru sayılarının bu dönemde azalmış olmasına rağmen, diyabetle başvuran çocukların sayısında azalma yaşanmadı. Bu da diyabet ile Kovid'in acaba bir ilişkisi var mı yok mu sorusunu beraberinde getiriyor. Onun dışında, Kovid'in diyabeti birincil olarak tetikleyebileceğini söyleyen yazılar da var literatürde. Ama diyabet ve Kovid'in tamamen birbirinden bağımsız olarak da ilerlediğini söyleyen çalışmalar da var. Sanırım kesin yargıya varmak için biraz daha veri elde etmemiz gerekiyor, hastalığı daha fazla tanımamız gerekiyor."