Türkiye, suç dünyasının önde gelen isimlerinden Sedat Peker'in hükümeti sarsan iddiaları karşısında şoke olurken, gelişmeler dünya gündemine de yansıdı. Başta Batı medyası olmak üzere yabancı gazete ve yayın organları devlet-mafya ilişkilerine dair gelişmeleri yansıtırken, Latin Amerika'dan Türkiye'ye uzanan uyuşturucu hattıyla ilgili iddialar da aktarılıyor. Yorumlarda Erdoğan yönetiminin yıpranmasına dikkat çekilirken, Türkiye'deki 'mafya düzeni' temalı tartışmalar dünyada oldukça olumsuz bir imaj çizilmesine de vesile oluyor.
Gelişmeleri Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen’le konuştuk.
'Türkiye'nin imajı Cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez bu denli dip yaptı'
Prof. Faruk Şen, Türkiye'nin imajının Cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez bu denli 'dip yaptığı' görüşünde. Suç dünyasının önde gelen isimlerinden Sedat Peker'in iddialarıyla ilgili yabancı basın kuruluşlarına yansıyanlara dikkat çeken Şen, Türkiye'den 'mafya ülkesi' olarak bahsedilmesine dikkat çekti. Bu durumun Türkiye dışında yaşayan Türkleri de etkilediğini dile getiren Şen, meselenin Almanya'da Türk hükümetine destek veren Merkel hükümetinin sorgulanmasına dahi yol açtığını söyledi:
“İmaj açısından baktığımızda herhalde Cumhuriyet tarihinde ilk defa imajımız bu kadar dip yaptı. Biraz dış basını taradım. Hepsi Türkiye-mafya ilişkilerini dile getiriyorlar. Bir mafya ülkesi diyorlar. Bunun en kötü tarafı da Avrupa’da yaşayan 6 milyona yakın insanımız var. Zaten onlar gümrüklerde kötü muamele görüyorlar. Şimdi duyduğuma göre ‘Siz mafyanın ülkesinden geliyorsunuz’ diye bir imaj soruluyor. Bu Avrupa’daki liderler açısından da çok dile getiriliyor. Alman Parlamentosunda muhalefet, Angela Merkel ve sosyal demokratlara bu konuda çok çatıyor. Bu kadar dip yapmamıştı. Sedat Peker’in açıklamaları artık dünya gündemine tam anlamıyla oturdu. Bizim ülkemize maalesef yazık oluyor. Bunun için Türkiye’nin hakikaten ciddi adımlar atıp suçlananların hepsini sorgulamalı. Başta İçişleri Bakanı olarak istifanı etmeleri imajımızı kurtarmasa bile daha fazla zarar almasını önleyebilir.”
'Erdoğan'ın Biden ile zirveye sorunlu katılacağını düşünebiliriz'
Prof. Şen'e göre bu durum haziran ayında kritik uluslararası zirvelere de yansıyacağı düşünülebilir. Şen, durumun Erdoğan'ın Biden ile zirvesine 'sorun katma' potansiyeline atıf yaptı. Şen, Avrupa Parlamentosu'nda geçen hafta belirli koşullar yerine getirilmezse Türkiye'nin adaylığının askıya alınması tavsiyesi ise şimdilik somut değişiklik yaratmaz:
“Herhalde 16 Haziran’da Biden ile yapacağı zirveye Tayyip Erdoğan’ın biraz sorunlu olarak katılacağını düşünebiliriz. Zira AB Parlamentosu’nda Türkiye’ye yönelik bugüne kadar 64 karar alınmış. Sade dördü negatif değil 60’ı çok negatif kararlar. Fakat AB Parlamentosu’nun aldığı karar Türkiye’yi çok etkileyecek kararlar değil diye düşünüyorum. Bu açıdan o etkilemez. Fakat Avrupa ülkelerindeki imajımız bu konuda çok zarar görmüş durumda. Artık Avrupalı insanlar Türkiye’ye hakikaten bir Latin Amerika ile mafya ile düşüp kalkan bir ülke şeklinde bakıyorlar. Bu da Türkiye için hakikaten çok büyük sorun. Çok negatif etkileyecek.”
'Türkiye’nin bunu temizlemesi lazım'
Ankara'nın zaten Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın hedefinde olduğunu anımsatan Şen, devlet-mafya ilişkileri bağlamının da sorunları karmaşıklaştırdığını belirtirken, Türk hükümetinin bu işi 'temizlemesi' gerektiği görüşünü dile getirdi Şen'e göre asıl şaşırtıcı olan iddialar karşısında hükümetin suskunluğu. Erdoğan'ın bu konuda bir temizlik hareketine girişmesini bekleyen Prof. Şen, meselenin ABD yahut dış ülkelerin operasyonu olarak yansıtılmasının inandırıcı bir tarafı bulunmadığının da altını çizdi:
“Bizim hep savunduğumuz bir tez var. Bunu hem Brüksel hem Almanya’ya anlattık. Türkiye’yi de etkilemeye çalıştık. Avrupa Birliği’nden özel bir statü, yani beş ayağından üçünün içinde yer almak. Fakat bunların artık olma şansı bitti. Yunanistan ve Güney Kıbrıs, Türkiye’ye ciddi şekilde karalıyorlar. Bu karalama politikalarında da başarılı oluyorlar. Türkiye’nin bunu temizlemesi lazım. Ankara’daki bütün büyükelçilikler kendi ülkelerinin politikacılarına bu konuda negatif raporlarını anlatıyorlar. Türkiye hükümetinden bugüne kadar bir tepki gelmemesi milleti hakikaten şaşırtıyor, ‘Neden bu kadar suskunuz?’ diye. Bu konuda adımlar atılması şart. Ben bu hafta Cumhurbaşkanı’nın bir temizlik hareketine gireceğinden hareket ediyorum. Başta İçişleri Bakanı olmak üzere bu konuda ismi geçen kişileri bir sorgulaması lazım. Ancak Türkiye’nin namusu böyle kurtulur. Yoksa bu Amerikan oyunu dediğimizde bunun inandırıcı bir tarafı yok. Herhalde Venezüella’dan gelen kokainleri Amerika, gemilere bildirip bize yollamadı. Bunların temizlenmesi için Türkiye’de politik bir silkelenme lazım.
'Türkiye’de peynir kalmamış ki Venezüella bir peynir ülkesi değil'
Kolombiya ve Venezuela'dan Türkiye'ye uzanan ve peynir ithalatı adı altındaki uyuşturucu hattına dair iddialar karşısında adalet sisteminin de harekete geçmesi gerektiğini belirten Şen, ancak bu sistem de çok yara aldığı için hiçbir savcının harekete geçememesine dikkat çekti. Şen İtalya'daki gibi bir temizlik operasyonunu güç görüyor. Şen'e göre diplomasinin yoğunlaşacağı haziran ortasına kadar imaj kaybını temizlemek için adım atılmalı:
"İtalya’daki gibi bir temizleme operasyonu olur mu, olması çok güç. Zira adalet sistemimiz de çok yara almış durumda. Hiçbir savcı bu konuda bir atılım yapma konusunda bir adım atamıyor, atmak istemiyor. Bunlar da Türkiye’nin sorunları olarak ortaya çıkıyor. Peynir hattını temizlemezsek muhakkak bir sorun olacak. Zaten Venezüella’dan gümrüksüz peynir getirmeyi kimse anlayamamıştı. Türkiye’de peynir kalmamış ki Venezüella bir peynir ülkesi değil. Biraz düşünenler bunun ne anlama geldiğini anladılar. Şimdi muhakkak bir gündem maddesi olacak. 16 Haziran’a epey zaman var. O zaman kadar Türkiye ciddi adımlar atabilir. Atması lazım. Yoksa bu imaj kaybı böyle devam ederse Türk insanına yazık oluyor, yurt dışındakilere yazık oluyor. İş için yurt dışına gidenler gümrüklerde tuhaf karşılanacaklar. Bütün bunlar bizim için çok ağır bir darbe.”