Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya’da yayınlanan Argumentı i Faktı gazetesine demecinde, “Ukrayna ilişkilerine gelince, Türk meslektaşlarımıza, durumu itinalı bir biçimde analiz etmelerini, Ukrayna’nın militarist düşüncelerini desteklemeyi bırakmalarını her düzeyde tavsiye ediyoruz” dedi.
Lavrov, “Ukrayna’nın Kırım konusundaki agresif girişimlerini cesaretlendirmenin, Rusya’nın toprak bütünlüğüne kastetmek ile eşdeğer olduğu görüşümüzü onlara (Türk meslektaşlarımıza) son derece açık bir biçimde iletiyoruz” diye ekledi.
Rusya Dışişleri Bakanı, bununla ilgili olarak, Türkiye’nin, Rusya’nın ‘meşru endişelerini dikkate alarak izlediği çizgiyi değiştireceğini’ umduklarını da belirtti.
'Görüş ayrılıklarına rağmen yoğun siyasi diyaloğu sürdürüyoruz'
Bir dizi uluslararası konuda Türkiye'yle ciddi görüş ayrılıklarının bulunduğunu ancak bunun Türk parterlerle yoğun siyasi diyaloğu sürdürmeye ve çeşitli alanlarda karşılıklı faydaya dayalı işbirliğini geliştirmeye engel oluşturmadığını belirten Lavrov, "NATO üyesi olan Türkiye, Washington'un ciddi baskısına rağmen S-400 füze savunma sistemlerinin satın alınmasına ilişkin büyük bir anlaşmayı hayata geçirdi. Türkiye'yle etkileşimi geliştirirken ortak çıkarlara yönelik stratejik vizyonu esas almaya devam edeceğiz. Bunun hem Rus hem de Türk halkının beklentilerine yanıt verdiğinden eminim" ifadelerini kullandı.
'Karabağ'daki Rus-Türk Ateşkes İzleme Merkezi görsel gözlem metotlarını kullanıyor'
Lavrov, bu konuda hakkında şunları söyledi:
"Karabağ'daki çatışma bölgesinde 30 Ocak'tan bu yana Türk partnerlerimizle birlikte ateşkesin ve tüm askeri faaliyetlerin izlenmesine yönelik ortak merkez faaliyet yürütüyor. Bu merkez, olası ihlalleri yalnızca görsel gözlem metotlarıyla gerçekleştiriyor."
'Suriye'de yeniden terör yuvaları kurulması engelleniyor'
Suriye'deki durumun Rusya, Türkiye ve İran'ın da çabalarıyla istikrara kavuştuğunu kaydeden Lavrov, bu ülkede yeniden terör yuvaları kurulmasının engellendiğini belirtti.
Bugün itibarıyla daha uygulanabilir olan bir kriz çözme mekanizması kurulduğuna dikkat çeken Rusya Dışişleri Bakanı, Moskova, Ankara ve Tahran'ın Suriye toplumunun farklı katmanlarını konsolide etmeyi ve ülkenin gelecekteki siyasi düzeniyle ilgili çalışmaları anayasa komitesi formatında organize etmeyi başardığının altını çizdi.
'AB'nin Rusya'yı dizginleme politikasının şiddeti artıyor'
AB'nin Rusya'nın işlerine müdahale etmeyi sürdürdüğünü belirten Lavrov, artık Avrupalı hükümetlerin önceliklerinin Moskova'yla işbirliği yapmak değil, Rusya'yı dizginlemek olduğunu ifade etti.
"AB'nin Rusya'yı dizginleme politikasının şiddeti artıyor. Rusya'nın içişlerine yönelik zımni müdahale devam ediyor. Aleksey Navalnıy vakası, bunun bir örneği. Navalnıy'ın sözde zehirlenme vakasının ardından AB, Federal Güvenlik Servisi (FSB) direktörünü ve Devlet Başkanlığı İdaresi başkan yardımcısını ekleyerek kara listeyi genişletti" diye devam eden Lavrov, Rusya'ya yöneltilen tüm suçlamaların asılsız olduğunun altını çizdi.
AB'nin Moskova'ya yönelik eylemlerinin karşılıksız kalmayacağı mesajını da veren Lavrov, Rusya'nın pragmatizm ve karşılıklı saygı temelinde AB'yle çalışmaya ilgi duymaya devam ettiğini kaydetti.
'Rusya, Belarus'u zor durumdayken yalnız bırakmayacak'
Lavrov'a Belaruslu muhalif siyasetçi Svetlana Tihanovskaya'nın yeni protesto eylemleri için yaptığı çağrılar da soruldu.
Lavrov, "Rusya, Belarus'u zor durumdayken yalnız bırakmayacak. Komşumuzun ve stratejik müttefikimizin yardımına koşmaya her zaman hazırız. Zira ilişkilerimizin temelinde kardeşlik ve kısmen aile bağları, ortak tarih ve manevi değerler yatıyor" diye konuştu.
Ülkede durumun istikrara kavuştuğunu ve Belarus halkının büyük bölümünün sokak eylemlerinden bıktığını, bunların yapıcılıktan uzak olduğunun bilincine vardığını anlatan Lavrov, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Belarus'un 'göçmen' muhalefetine verilen büyük medya, siyaset ve finans desteği devam ediyor. Belarus'taki 'iyilikseverlerin' bununla kalmayacağı öngörülebilir. Tihanovskaya'nın ağustos ve eylülde protestolar düzenlemeye yönelik çağrıları endişe verici. Belarus halkının kendine has erdemini sergileyeceğini ve mevcut durumu kendi çıkarları için kullanmak isteyenlerin sözünü dinlemeyeceğini umuyoruz."
'Lukaşenko'ya darbe girişiminin ABD istihbaratının bilgisi olmadan gerçekleştirildiğini düşünmek zor'
Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko'ya yönelik darbe ve suikast girişimlerini de değerlendiren Lavrov, "ABD vatandaşının yer aldığı silahlı darbe girişimi, Batı'nın tüm renkli devrim metotlarını kullanarak post-Sovyet ülkelerinin içişlerine müdahale etme çizgisine uyuyor. Bu kapsamdaki eylemlerin ABD istihbarat servislerinin bilgisi olmadan gerçekleştirildiğini düşünmek zor olur. Bu nedenle hayatını kaybetmesi halinde yönetim yetkilerinin Belarus Güvenlik Konseyi'ne devrini öngören kararnameyi imzalayan Lukaşenko, bu 'sıra dışı adımı' atmak zorunda kaldı" diye ekledi.