İsrail'in işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'da ramazan ayında ibadet edenlere saldırması ve Şeyh Cerrah Mahallesi sakinlerini evlerinden zorla çıkarma planı, bölgede gerginliği tırmandıran adım oldu. İsrail’in saldırıya devam etmesi üzerine Filistinli direniş grupları, İsrail'e çok sayıda roket fırlattı. Bunun üzerine İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne yönelik 'Surların Muhafızı' adıyla askeri operasyon başlattı.
İsrail’in saldırıları henüz sona ermedi. 17 Mayıs’taki son rakamlara göre, İsrail'in 10 Mayıs'tan bu yana abluka altındaki Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 59'u çocuk, 35'i kadın olmak üzere 200 kişi yaşamını yitirdi, bin 307 kişi yaralandı.
Buna rağmen Birleşmiş Milletler (BM), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi gibi uluslararası kuruluşlar sadece tepki açıklamaları geldi.
Rusya: İsrail ve Filistin arasında doğrudan müzakerelere ev sahipliği yapabiliriz
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Vershinin, İsrail ve Filistin arasında yapılacak doğrudan müzakereler için ev sahibi olabileceklerini söyledi.
İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki normalleşmenin, İsrail-Filistin krizini çözmek için yeterli olmadığını da söyleyen Vershinin, krizin çözümü için ayrıca BM, Avrupa Birliği, ABD ve Rusya'nın oluşturduğu Ortadoğu Dörtlüsü'nün, dışişleri bakanları düzeyinde toplanmasını teklif etti.
Çin, ABD'den BMGK'nin çabalarına destek vermesini istedi
BMGK mayıs dönem başkanı olan Çin'in Dışişleri Bakanı Vang Yi, kendisinin yönettiği toplantıda, ABD'yi BMGK'nin krize çözüm bulmaya yönelik çabalarını engellemekle suçladı.
Vang, "ABD'ye adil bir tutum sergileme ve sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yapıyoruz. ABD, gerginliğin azaltılması, güvenin tesisi ve siyasi çözüm için uluslararası toplumla birlikte BMGK'ye destek vermeli" dedi.
‘BM Güvenlik Konseyi’nin aldığı karar tam bir skandaldır’
TBMM Türkiye-Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı, AK Parti Genel Başkanvekili Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Turan ile CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Ünal Çeviköz, Filistin’de savaşın sona erdirilmesi için neler yapılması gerektiğini Sputnik’e değerlendirdi.
Hasan Turan, “1948’den bu yana Filistin topraklarını işgal eden Siyonist rejim uluslararası toplumun gözünün içine bakarak işgalini büyütmekte ve Filistin halkına uyguladığı soykırıma devam etmektedir. Dünyanın gözleri önünde işlenen bu katliam bir bütün olarak insanlığa karşı işlenmiş cinayettir” diyerek şöyle devam etti:
“Toprakları bu şekilde işgal edilen ve soykırıma, saldırıya uğrayan bir başka ülke yoktur. Uygulanan katliama başta ABD ve Batılı ülkelerin sessiz kalması, destek vermesi, saldıran İsrail olmasına rağmen Filistin halkının suçlanması, çifte standart tavırların artık bu ülkelerin karakteri haline geldiğini kanıtlamaktadır. BM Güvenlik Konseyi’nin aldığı karar ise tam bir skandaldır. Tarafları itidal olmaya değil İsrail’in saldırgan tutumunun kınanması ve acilen saldırıları durdurması istenmeliydi. Artık dünya halkları BM’den daha samimi ve somut adımlar atmasını beklemektedir. BM, Filistin’e acil bir barış gücü göndermelidir. Egemen güçlerin noteri konumuna düşen BM kendisini sorgulamalı ve yeniden hak ve adalet ölçüleri içerisinde yapılandırmalıdır. Bu sağlanmadığı müddetçe İsrail gibi terör yapıları insanlık suçları işlemeye devam edecektir.”
‘Türkiye’nin çağrılarına kulak verilmelidir’
İsrail’e karşı, “Türkiye ve birkaç ülke dışında net tavır ortaya koyan kimse yoktur” diyen Turan, şunları ekledi:
“Ortadoğu’da İsrail-Filistin arasında hakemlik rolünde bulunan ve barışın tesisi için bir araya gelen Ortadoğu dörtlüsünün daha yakından ve acil konuyu görüşmesi gerekmektedir. Rusya, bölgenin önemli ülkelerinden birisidir. Rusya’nın İsrail le dostluğu, müttefikliği, uluslararası anlaşmazlıklarda hakkı teslim etmesine, adaletten yana olmasına engel olmamalıdır. Orada bir millet soykırıma uğramakta, binlerce masum çocuk, kadın katledilmektedir. Buna acilen engel olunmalı, Türkiye’nin çağrılarına kulak verilmelidir.”
‘BMGK’da bir tıkanma var’
Aynı zamanda emekli Büyükelçi olan CHP’li Ünal Çeviköz ise “Uluslararası kuruluşlar bu konuda çeşitli kınama açıklamaları yaptılar ve bildiriler yayınladılar. Ancak bağlayıcı etkisi olacak bir çağrı veya İsrail’i zorlayacak bir çağrı bir türlü olmuyor” görüşünde.
“Türkiye’nin veya başka ülkelerin arabuluculuk girişimleri, herhangi bir şekilde kabul görmüyor ve cevap almıyor” diye devam eden Çeviköz, şunları kaydetti:
“BMGK’da bir tıkanma var. Çünkü BMGK’da, ABD veto hakkına sahip. Ancak BM Genel Kurulu’nun başkanlığını Volkan Bozkır yürütüyor. Dolayısıyla bu da Türkiye için bir avantaj olabilir. Genel Kurul’dan bir karar çıkarsa dahi, bunun için katılanların 3’te 2’sinin oyu gerekiyor, bağlayıcı bir tarafı yok. Bir tavsiye niteliğinde kalır. Ama en azından İsrail’in üzerinde bir siyasi baskı oluşturur. ABD’nin BMGK’da engellediğinin de Genel Kurul üzerinden yapılması siyasi bir baskı oluşturabilir.”
‘Türkiye’nin herhangi bir şekilde etkili bir tepki gösterme olanağı yok’
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun "Birlik ve kararlılığımızı gösterme vakti. Ümmet bizden liderlik bekliyor. Türkiye gereken her adımı atmaya hazırdır" açıklamasını da değerlendiren Çeviköz, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin herhangi bir şekilde etkili bir tepki gösterme olanağı yok. Çünkü Türkiye vaktiyle İsrail ile Arap ülkeleri arasında dengeli bir politika izlerken bugün İsrail’in ile olan ilişkilerinin getirildiği seviye nedeniyle iki taraf arasında denge, kolaylaştırıcılık ya da arabuluculuk rolüne girişebilme imkânını kaybetmiştir. Ümmet meselesine gelince… Türkiye Cumhuriyeti, laik bir devlettir. Türkiye, dış politikada millet ve milli politika güder. Onun için bu tür ifadeler de Türkiye hakkındaki algıyı yanlış yorumlamaya yol açacaktır. Türkiye’nin elbette Filistin konusunda çok kuvvetli bir şekilde bir girişim yapması gerekir. Bunu da uluslararası örgütler üzerinden örneğin İİT, Arap Ligi, BM nezdinde yapması gerekir.”
