İstanbul’da, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları, Hukukçular Derneği, İstanbul 2 Nolu Barosu, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ve Uluslararası Hukukçular Birliği tarafından protesto edildi. Yaklaşık 200 kişinin katıldığı protestoda, basın bildirisini Hukukçular Derneği Başkanı Ahmet Yılmaz okudu.
Galatasaray Lisesi önünde gerçekleştirilen eylemde Yılmaz, “Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa, Kudüs ve Filistin toprakları 1948 yılından beri İsrail terör devletinin işgali altındadır. Her Ramazan ayında olduğu gibi bu yıl da Ramazan ayının başlangıcında İsrail terör devleti, Filistin halkına saldırmaktan geri durmamıştır. Nitekim Ramazan ayının son cuması olan 7 Mayıs günü Mescid-i Aksa’da namaz kılmak üzere toplanan sivillere orantısız güç kullanarak saldırmıştır” ifadelerini kullandı.
‘İsrail’in Filistinlilerin haklarını gasp ediyor, biz bu gidişata bir dur demedikçe devam edecektir’
İstanbul, Kudüs, Cenevre, Londra ve New York’ta eş zamanlı olarak gerçekleştirildiği söylenen eylemde Yılmaz sözlerine şu şekilde devam etti:
“İsrail terör devleti Filistinli kardeşlerimizin haklarını, uluslararası hukuk ilkelerini çiğneyerek gasp etmektedir ve biz bu gidişata bir dur demedikçe gasp etmeye devam edecektir. Hukukçular olarak bu hak gaspına ve hukuksuz saldırılara karşı üzerimize düşen görevi yerine getirmeye hazırız. Bu nedenle tam şu anda İstanbul, Kudüs, Cenevre, Londra ve New York başta olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki şehirlerde bulunan hukukçular olarak tüm insanlığın vicdanı adına Filistin halkının sesini duymak ve duyurmak için toplanmış bulunmaktayız.”
‘İşgal sona etmeli, abluka kaldırılmalı, sürecin sorumlusu İsrailli yetkililer Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalı’
Filistin meselesine karşı taleplerin sıralandığı bildiride, sürecin takip edileceği de kaydedildi:
“Bizler hakkın ve adaletin savunucusu avukatlar olarak tüm uluslararası örgütleri ve vicdan sahibi Hıristiyan ve Yahudileri aşağıda söylediğimiz çağrımızın gereğini yerine getirmeye davet ediyoruz. İsrail terör devleti hukuksuz ve insanlık dışı saldırılarına derhal son vermelidir. İsrail terör devletinin Şeyh Cerrah bölgesi başta olmak üzere Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da yaşayan Filistinlilerin mülkiyet haklarına karşı gerçekleştirmiş olduğu haksız ve hukuksuz saldırıları ve işgali sona erdirmelidir. İsrail terör devleti Gazze’ye uyguladığı hukuksuz ablukayı derhal kaldırmalıdır. Filistin halkına karşı savaş, soykırım, ve insanlığa karşı suç işlemekte olan İsrailli yetkililer uluslararası ceza mahkemesinde yargılanmalıdır.
‘Türkiye’de başlatılan Mavi Marmara davasına devam edilmelidir’
Suçlar bu yeryüzünde işlenmiş en ciddi ve ağır suçlardan olup dünya barış ve güvenliğini tehdit etmesi nedeniyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) İsrail terör devletine karşı yaptırım uygulamalıdır. Türkiye’de başlatılan Mavi Marmara davasına devam edilmelidir. Dünyadaki tüm Müslüman halkları Filistin meselesinde tek ses olmalıdır. Sürecin takipçisi olacağımızı taahhüt ediyoruz.”
‘Bütün dünyaya Filistinlilerin arkasında olduğumuzu, haklarının savunucusu olduğumuzu deklare ediyoruz’
Uluslararası Hukukçular Birliği (UHUB) adına konuşan Yasin Şamlı ise “Filistin’de, Gazze’de aslında bir savaş yoktur. Orada insanlığa karşı bir saldırı vardır, insanlık onuruna karşı bir saldırı vardır, sivillere karşı katliam vardır, soykırım vardır. İsrail bu soykırımı ve katliamı gerçekleştirmektedir. Biz hukukçular olarak Filistinli kardeşlerimizin, Gazzeli kardeşlerimizin haklarını savunmak üzere her platformda, her zeminde onların yanında olacağız, onları savunacağız. Buradan bütün dünyaya onların arkasında olduğumuzu, haklarının savunucusu olduğumuzu deklare ediyoruz” diye konuştu.
‘İsrail’in yaptığı bir devlet terörünü aşmış, insanlığın hedef alındığı bir suç zinciri haline gelmiştir’
İsrail'in insan haklarını, uluslararası kuralları hiçe saydığı, uluslararası arenada insanlık suçu işlediğini anlatan konuşmasının ardından Sputnik’e demeç veren İstanbul 2 No'lu Baro Başkan Yardımcısı Niyazi Paksoy “İsrail’in yaptığı bir devlet terörünü aşmış, insanlığın hedef alındığı bir suç zinciri haline gelmiştir. Bütün dünyanın gözü önünde yaşanan bu eylemlerden dolayı İsrail’e bir yaptırım uygulanmaması da ayrı bir handikaptır. Buna seyirci kalan dünya, sorumluluk altındadır” dedi.
‘Türkiye, İsrail ile bütün ilişkilerini gözden geçirmelidir’
Paksoy sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye Filistin meselesinde oldukça duyarlı. Cumhurbaşkanımız, Birleşmiş Milletleri göreve davet etti. ABD başta olmak üzere, İsrail’e karşı yaptırım uygulamaya davet etmiştir. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in yöneticileri ve uygulamaları yargılanması gerektiği ifade edilmiştir. Bu önemsenmeli ve failler mutlaka yargılanmalıdır. Ancak çıkar ilişkileri ve Arap coğrafyasındaki perde arkasından proje sahipleri olan ülkelerin sessiz kalmaları, tarih önündeki sorumluluklarını da ortaya koymaktadır. Türkiye nettir, nerede zulüm varsa orada Türkiye’nin protestosu vardır. Türkiye, İsrail ile bütün ilişkilerini gözden geçirilmelidir. Diğer devletleri harekete geçirebilmek için ilişki ağı oluşturmalıyız. Geç kalmak, çok kayba neden olabilir.”
İstanbul 2 No'lu Baro yöneticilerinden Özcan Dolapçıoğlu ‘Barış Gücü’ kurulması gerektiğini söylerken, baronun genel sekreteri Perihan Özdemir ise İsrail’i kınadıklarını bildirdi. KADEM adına ise Hukuk Komisyonu Başkanı Pınar Hacıbektaşoğlu bir konuşma gerçekleştirdi.