Hanya neresi, Konya neresi? Peki, Hanya’yı Konya’yı anlamak, öğrenmek ya da Hanya’yı Konya’yı görmek deyimi nereden geliyor?
Halk Bilimci Nail Tan, Türk Dili dergisinin Nisan 2019 sayısındaki 'Deyim Araştırmalarına Katkılar On Deyim Üzerine' başlıklı makalesine “Konya nere, Girit’in Hanya şehri nere? Aralarındaki bağ, ilk bakışta bir kafiye yaratma olayı gibi algılanabiliyorsa da meğer işin aslı halk felsefesinde, edebiyatında oldukça farklıymış” diye başlıyor.
Tan, 29-30 Nisan 2017 tarihinde bir grup gezgin arkadaşıyla Bodrum’un karşısındaki Kos (İstanköy) Adası’na gidiyor. Adayı, Kos sakinlerinden Türk kökenli Girit göçmeni Mazlum Payzanoğlu rehberliğinde geziyorlar. Nail Tan, deyimin hikâyesini de rehberleri Payzanoğlu’ndan öğreniyor.
Şimdi, Mazlum Payzanoğlu’nun anlattığı hikâyeyi, Nail Tan’ın Türk Dili dergisindeki makalesinden okuyalım:
“Bir hikâye var. Memleketim Girit’le ilgili. Duymuş olmalısınız. Osmanlı Dönemi’nde Girit’in Hanya şehrine Konya’dan bir vali gelmiş. Maalesef insafsız bir valiymiş. İlk yaptığı iş, vergileri halkın ödeyemeyeceği derecede artırmak olmuş. Adanın Rum ileri gelenleri toplanıp valinin huzuruna çıkmışlar:
- Aman Vali Bey, zaten Hristiyan olduğumuz için askerlikten muafiyet karşılığı yüklü bir cizye ödüyoruz. Üstüne bir de Müslümanlardan aldığınızdan daha fazlasını istiyorsun. Ödeyecek gücümüz kalmadı, insaf et, demişler.
Müslüman halk da şikâyetçi olmuş. Vali bu şikâyetleri hiç dikkate almamış, kararını uygulamayı sürdürmüş. Bu durum karşısında Hanyalılar, bir gece yatsı namazından çıkan valiyi karanlıktan istifade feci şekilde dövmüşler. Güçlükle doğrulup konağına giderken arkasından da bağırmışlar:
-Şimdi, Hanya’yı Konya’yı anladın mı?”