M.Ç. ile G.Ç. 2000 yılında memleketlerinden gelerek İstanbul'da evlendi. Karı koca çalışarak bir ev ve arsa alırken çiftin çocukları olmadı. Geçen yıl nisan ayında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle evde daha çok vakit geçiren çiftin evliliği çatırdadı.
Sözcü gazetesinden Hayati Arıgan'ın haberine göre çift, anlaşmalı boşanma davası açtı. Ancak koca M.Ç., eşinin kendisine fiziksel, ekonomik, psikolojik şiddet uyguladığını ve tehdit ettiğini iler sürerek boşanma davasını çekişmeliye çevirdi ve mal paylaşımı davası açtı.
Dilekçesinde eşinin baskın bir karakter olduğunu ileri süren M.Ç., kendisine birçok kez şiddet uyguladığını ileri sürdü. Eşiyle karşılıklı yaralama suçundan haklarında ceza davasının açıldığını belirten M.Ç. dilekçesinde, "Karımdan gördüğüm şiddeti kimsenin duymaması için hastaneye gitmedim" dedi.
M.Ç. eşinin kendisini uyku hapları ile uyutup işkence ettiğini, yemeğine kadın doğum kontrol hapları, çamaşır suyu gibi şeyleri katıp içirdiğini iddia etti. Eşinin tanımadığı kişilerle sosyal medyadan aşk içerikli yazışmalar yaptığını söyleyen M.Ç., en yakın arkadaşı ile de kendisini aldattığını öne sürdü.
'Polise şikayet ettiğim için dövdü'
G.Ç. ise avukatı Ahmet Başçı aracılığıyla karşı boşanma davası açtı. Kocasının iddia ettiği neredeyse her şeyin kurgu olduğunu belirten G.Ç., resmi belgelerle iddialara cevap verdi. Çocuk sahibi olamadıkları için denedikleri tüp bebek yöntemin olumsuzlukla sonuçlanması üzerine kocasının şiddet eylemlerini yoğunlaştırdığını belirten G.Ç., salgın süreci sebebiyle eşinin sorunlar çıkardığını, "Telefonda kiminle görüşüyorsun, beni kiminle aldatıyorsun" diyerek şiddetli bir şekilde dövdüğünü söyledi.
Hastaneden rapor alarak, şikayetçi olduğunu belirten G.Ç., kocasının bir gün sonra polise şikayette bulunduğu için kendisini tekrar dövdüğünü iddia etti.
'İddialar hayal ürünü'
Kendisini dövmekten sabıkası da bulunan eşinin en yakın arkadaşıyla aldattığı iddiasını yalanlayan genç kadın, başka erkeklerle sosyal medyadan konuşup; eşini aldattığı iddiasının ise tamamıyla hayal ürünü olduğunu söyledi.
'Kedi kadar değeri yok'
Kocasıyla aşk evliliği yaptığını, kaçarak evlendiklerini belirten G.Ç., "Salgın başladığından beri ekmek elden su gölden' gibi bahanelerle şiddet uyguluyordu. Annemin yanında benim onu üç kişi ile aldattığımı söyledi. Beni ‘Kedi kadar değerin yok' diyerek kedimle birlikte evden attı" dedi.
'Asgari ücretle geçinip kira ödüyor'
Avukat Ahmet Başçı G.Ç.'nin asgari ücretle çalıştığını ve 1200 TL kira ödeyerek yeni bir eve çıktığını belirterek, “Müvekkilim, sunmuş olduğumuz belgelerden de görüleceği üzere davacı/karşı davalı kocanın yoğun şiddetleri nedeniyle evden çıkmak zorunda kalmıştır. Fatih’te bir ev kiralayan müvekkil kira ödemek durumunda kalmıştır. Ancak asgari ücretle geçinen müvekkilin aylık 1200 TL kira bedeli ödemesi ekonomik açıdan onu sıkıntıya sokmaktadır” dedi.
Avukat Ahmet Başçı, kocanın müşterek konutu kullanmadığını, polisin yaptığı inceleme raporundan da anlaşıldığını belirterek, aile konutunda davanın sonuna kadar G.Ç.'nin oturmasına karar verilmesini istedi.
Mahkeme avukat Ahmet Başçı'nın dilekçesini değerlendirerek oluşturduğu ara kararında emsal niteliğinde bir karar verdi. Mahkeme, kocanın müşterek konutta kalmadığının bildirilmiş olmasını dikkate alarak, müşterek konutun G.Ç.'ye tahsis edilmesine, M.Ç.'nin ise müşterek konut dışında ikamet etmesine karar verdi.
