Edirne F Tipi Cezaevi'nde Kasım 2016'dan bu yana tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın seslendirdiği türküde kopuz çaldığı için eleştirilen müzisyen Erkan Oğur'la ilgili bir yazı kaleme aldı.
Demirtaş, Artı Gerçek'te 'Erkan Oğur ile hapishane anım' başlığıyla yayımlanan yazısında "İbrahim Kalın’ın sözcülüğünü yaptığı otoriter rejim, bizi türlü kumpaslarla, yalanlarla, iftiralarla bu satırları yazdığım 12 metre karelik hücreye attı diye onlara boyun eğecek halimiz yok. Yanımızda milyonlarca insanın desteği, duası, dayanışması varken, eh bir de arada Erkan Oğur dinleme fırsatı bulmuşken moralimizi bozacak değiliz" dedi.
'Tüm ezilenler için, daha güzel yarınlar için direneceklerini' söyleyen Demirtaş, son bir yılda yüzden fazla müzisyenin işsizlik nedeniyle hayatına son verdiğini belirtti. Demirtaş, şunları kaydetti:
- "Bu sömürü düzenine karşı direnmeyip de ne yapacağız? Bu ülkenin çeşitli kimliklerden ve inançlardan binlerce onurlu sanatçısı var. Sanatın muhalif duruşunu hakkıyla başarıyla temsil eden binlerce haysiyetli evladı var. Sadece onlar mı, direnen on milyonlar var. Ne diye moralimizi bozalım ki? Nereye baksak umut var, cesaret var. Ezilenlerin, direnenlerin görkemli dayanışması var."
'Niyetten bağımsız olarak ortaya çıkan sonuç, bazen can sıkıcı olabiliyor'
Demirtaş, 'baskı dönemlerinde sanatçının, aydının duruşunun çok önemli olduğunu' vurgulayarak "Halkına öncülük yapamasa bile zulmün değirmenine su taşımamalıdır kanımca. Niyetten bağımsız olarak ortaya çıkan sonuç, bazen can sıkıcı olabiliyor. Ben, sadece sitem ve eleştiri hakkımızı kullanarak düşüncelerimizi aktarıyorum" diye yazdı. Demirtaş, şöyle devam etti:
- "Buradan yola çıkarak kimse Erkan Oğur gibi bir sanatçının üstünü çizemez. Ömrünü sanata adamış insanları öyle bir çırpıda silip atamazsınız. Zaten bu mümkün de değildir.
- Erkan Oğur’u, biz burada duvarları yıkan sesiyle biliriz, severiz. Hep öyle olsun, onunla güzel anılarınız hep güzel kalsın isteriz. Onu dinlerken Kalın İbrahim’i değil, İnce Erkan’ı hissetmeyi tercih ederiz. Dinleyicileri olarak bu kadarına hakkımız vardır sanırım."