Birçok uygarlığa beşiklik etmiş Mardin’de her sokakta bir atölyeye rastlamak mümkün.
Her adımda başka bir sokağa doğru kıvrılan daracık sokak aralarında bulunan atölyelerde ustalar, sanat ve zanaatçılar bir kültürü ve bir geleneği yaşatıyor. Bunlardan biri de 65 yaşındaki Mehmet Selim Gökçen.
‘Yakma ayrı, dağlama ayrıdır’
Atölyesinin kapılarını Sputnik’e açan Mehmet Selim Gökçen, yaptığı işin ‘ahşap yakma’ olarak bilindiğini ancak bunun ‘ahşap dağlama’ olduğunu söylüyor ve nedenini de şöyle açıklıyor:
“Osmanlılar bu tekniğe dağlama demiş. 2014 yılında İstanbul’da bir sergideyken Kültür Bakanlığı yetkilisi bana bunun dağlama olduğunu söyledi. Doğrudur, yakma ayrı dağlama ayrıdır. Yakma, alev alır hakim değilsiniz ama dağlamada tamamen hakim olabilirsiniz. Dağlama, ahşabın üstüne iz bırakmadır. Osmanlılar bunu hat sanatında kullanırlardı. Masrafı yoktu, boya değildir. Isıtılmış bir demir parçasıyla yazı ve resim yapmadır.”
‘Mucidi ben değilim, öğrendim ve yapıyorum’
Dağlamayı ilk olarak çocukluğunda duyduğunu söyleyen Gökçen, “Bizim ninemiz dedemiz biz yaramazlık yaparken bize ‘seni dağlarım’ diyorlardı. İlk o zaman duymuştum. Dağlama sanatı, emin olmamakla birlikte Mezopotamya’ya ait olduğunu düşünüyorum. Tabi bununla ilgili bir bilgi belge yok ama kullanılışı itibariyle buraya özgü olması muhtemeldir. Bu sanatın mucidi ben değilim, ben öğrendim ve yapıyorum” şeklinde konuştu.
Atölyede uygarlıkların izleri
Daha çok Mezopotamya’ya ait figürleri işleyen Selim Usta’nın atölyesinde birçok tarihi öğeyi bulmak mümkün.
Amacının bu kültürü tanıtmak olduğunu ifade eden Gökçen “Şahmaran, Ahura Mazda, Fırat Dicle Ejderhası, Hz. İsa ile Hz. Meryem ve tarihi karakterleri çiziyorum. Burada hüküm süren birçok uygarlık çeşitli kalıntılar bıraktı. Ben de bunu tanıtmak için bu figürleri işliyorum. Buraya gelenlere bu kültürü tanıtmak istiyorum. Nasıl dağlama iz bırakmaksa ben de gelecek nesillere bu eserlerle iz bırakmak istiyorum” dedi.
‘Öğrenmek isteyen herkese kapım açıktır’
Dağlama sanatını kendi çabasıyla öğrendiğini ve bir ustasının olmadığını söyleyen Gökçen “Öğrenmek isteyen herkese kapım açıktır” diyor ve ekliyor:
“Bu bölgede benden başka bu tekniği kullanan yok. Hem taşta hem de dağlamada ustam yok. Ben bu sanatı kimseden öğrenmedim. Bu benim yeteneğimdir ve keşfettim bunu. Kimseden öğrenmeden yaptıysam bence herkes yapabilir. Bir işi yaparken önce karar vereceksiniz ve vazgeçmeyeceksiniz. İlk yapığımda en az 10 resmi kırıp sobaya attım ama vazgeçmedim. İsteyen herkese öğretirim ve öğrettim de. Kimseden para talebim olmadı. Çünkü sanatın yaygınlaşması gerektiğini düşünüyorum.”