Kuzey Kıbrıs’ta Anayasa Mahkemesi’nin Kuran Kursları ile ilgili aldığı karar bir anda gündem oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan kararı ve başvuran sendikayı ağır sözlerle eleştirdi. O dava için başvuruyu yapan Hizmet-İŞ Sendikası Başkanı RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası’na konuk oldu. Mehmet Kurumanastırlı “Bizim hayatımız Kuran kursu mücadelesiyle geçti. Erdoğan’a yanlış bilgi verilmiş” dedi.
'Keşke elçilikten bilgi alınsaydı'
İşte Sendika Başkanı Mehmet Kurumanastırlı’nın açıklamaları:
“Sendikamızın din görevlisi üyelerinin özlük hakları için biz bu davayı açmıştık. Hayatımız Kıbrıs'ta Kuran kursları mücadelesi ile geçti. Bugün Kıbrıs'ta İslam düşmanı, Kuran düşmanı, Kuran kursları düşmanı olarak lanse ediliyoruz. Kıbrıs'ta, Türkiye'nin Büyükelçiliği vardır. Büyükelçi'den bilgi alınarak Türkiye'deki devlet yetkililerimiz açıklama yapmış olsalardı bugün bu yanlışlıklara düşülmeyecekti. Büyükelçilikten değil de farklı kaynaklardan gelen bilgilere göre cevap veriliyorsa ve hareket ediliyorsa maalesef şu anda biz dış güçlerin oyununa gelerek Cenevre görüşmelerine elimizi zayıflatarak gidiyoruz.”
'Başvurumuzda Kuran kursları yok'
“Laiklik çatışması yok. Kuran kursları ile ilgili açılan bir dava da değil. Hizmet Sendikası üyelerinin özlük haklarının alınmasıyla ilgili açılan bir dava ve bu davada Anayasa Mahkemesi bizi haklı görmüş ve bu dava kararında üyelerimizin özlük haklarının iade edilmesi konusunda karar veriyor. Kıbrıs'taki bütün siyasi partiler ve sendikalar Türkiye aleyhine açıklamalar yapıyorlar ve bu açıklamalar devam ediyor acıyla görüyoruz. Başvurumuzda Kuran kurslarından söz edilmiyor. Hizmet Sendikası üyelerinin özlük hakları konusunda mağduriyete uğramış ve Anayasa Mahkemesi bize bu hakkı vermiş aldığı kararla ama dış güçler, K.K.T.C ve Türkiye medyasında olayı çarptırmışlar. Mahkeme kararının üzerinde algı operasyonu yapıyor dış güçler son 24 saatte.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti?
Karar ile ilgi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şunları söylemişti: “Kuzey Kıbrıs Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın laikliği öğrenmesi lazım. Tavır değişmediği takdirde biz, özellikle Kuzey Kıbrıs'ta inanç özgürlüğü noktasında oradaki yavrularımızın Kur'an eğitimi noktasında, onların eğitimine engel teşkil edecek adımların atılmasına asla müsaade edemeyiz. Türkiye'de din eğitim öğretimi noktasında bu tip şeyler çözülmüştür. Laiklik anlayışı onların anladığı gibi değildir. Kuzey Kıbrıs Fransa değildir, Türkiye'deki uygulamalar neyse bunların uygulanması safhasına geçilmek durumundadır. Din düşmanı sendikaların attığı adımları kabul etmemiz mümkün değildir. Bu yanlıştan süratle dönmelidir, dönmezse bizim atacağımız adımlar da bundan sonraki süreçte farklı olacaktır.”
AYM: Laikliğe aykırılık yok
Atilla Güner’le Akşam Postası yayınında ayrıca bazı yayın organlarında yer aldığı gibi kararın “laikliğe aykırılık” gerekçesiyle alındığına ilişkin haberlerin de yanlış olduğu ortaya konuldu.
Karardaki o bölüm
Davacı yukarıda ifade edilen görevlerin Din İşleri Komisyonuna verilmesi ile bu işlemlerin tamamen sivil otoriteden çıkacağını ve devletin kontrolünün azalacağını ve dinin istismarına yol açabileceğini iddia etmektedir. Laik bir devlette yukarıda ifade edildiği gibi devlet ve din kurumlarının ayrı olması gereklidir. Bu nedenle 8B (1) maddesi ile Din İşleri Komisyonunun kurulması ve bu Komisyonun memurlar dışında din görevlilerini yer değiştirme işlemlerini yapma, din hizmetleri yeterlilik sınavını yapma konularında yetkilendirilmesinde laiklik ilkesine aykırılık yoktur.