Uluslararası gemi trafiği sisteminin (AIS) verilerine göre, USS Donald Cook destroyeri, Suda Adası'ndaki ABD Donanma Üssü'ne giriş yaptı.
Karadeniz'e yönlendirilen diğer savaş gemisi USS Roosevelt'in nerede olduğu ise henüz bilinmiyor.
Her iki gemi de bin 600 kilometre menzilli Tomahawk kruz füzelerinden yaklaşık 56'şar adet taşıma kapasitesine sahip.
Daha önce Türk Dışişleri kaynakları, ABD'nin 2 savaş gemisini Karadeniz'e göndermek için Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne uygun olarak Türkiye'ye bildirimde bulunduğunu açıklamıştı. Kaynaklar, iki geminin ayrı ayrı 14 ve 15 Nisan'da Karadeniz'e çıkıp 4 ve 5 Mayıs'ta dönmelerinin planlandığını da aktarmıştı.
'Kırım'dan uzak durun'
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Ryabkov da, konuyla ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:
"Görünen o ki ABD kendisini denizlerin efendisi olarak görüyor. Gene de anlamalılar ki birtakım olaylar yaşanması riski oldukça yüksek. ABD’yi uzak durmaları konusunda uyarıyoruz, Kırım’dan uzak, Karadeniz kıyımızdan uzak dursunlar. Bunu kendi iyilikleri için yapsınlar."
Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Patruşev: Ukrayna ve ABD’nin eylemleri terör saldırılarına zemin oluşturuyor
Öte yandan Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev de Kırım'da terör saldırıları tehdidi için ön koşullar olduğunu, söz konusu tehditlerin ABD, NATO, bazı AB ülkeleri ve Ukrayna'nın Rusya karşıtı faaliyetlerinden kaynaklandığını belirtti.
Sivastopol’de düzenlenen ‘Kırım'da ulusal güvenliğin sağlanması’ konulu toplantıda konuşan Patruşev, “Kırım yarımadası topraklarında etnik, dinler arası temelde olası kargaşa ve terör saldırıları olasılığı nedeniyle ulusal güvenliğe yönelik tehditlerin ortaya çıkması için ön koşullar korunuyor” diye konuştu.
Patruşev, tehditlerin başlıca nedenlerini ‘ABD'nin ve kontrol ettiği NATO blokunun, bir dizi AB ülkesinin ve Ukrayna’nın Rusya Federasyonu'nun iç ve dış politikasını gözden düşürmeyi, otoritesini ve uluslararası imajını zedelemeyi, aşırılık yanlısı ve milliyetçi ideolojiyi yaymayı hedefleyen yıkıcı faaliyetleri’ olarak sıraladı.
‘Kırım’da Heyet Tahrir el-Şam destekçilerinin terör saldırısını önledik’
Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı bunun yanında, geçen sene içinde Kırım’da altı terör eyleminin önüne geçildiğini belirtti. Ayrıca bu sene de nisan ayında Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) destekçilerinin Kırım’ın başkenti Simferopol’de gerçekleştirmeyi planladıkları bir terör saldırısını engellediklerini kaydetti.
Terör saldırılarının Kırım için hâlâ geçerli bir tehdit olduğunu ekleyen Patruşev, “Yurtdışında uluslararası terörist grupların yanında çatışan kişilerin Kırım’a geri dönüşleri ile ilintili olarak da durum güçleşiyor” saptamasını yaptı.
‘Rusya’nın Kırım’daki çıkarlarını korumak için ek önlemler gerekli’
“Yukarıdaki faktörlerin tümü, Rus ulusal çıkarlarının korunmasını ve yarımada halkının güvenliğini garanti altına almak için ek kapsamlı önlemlerin alınmasını gerektiriyor” diyen Patruşev, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rusya'ya yönelik hasmane ve yıkıcı eylemler sert bir şekilde bastırılmalı, failler ise uluslararası hukuk normlarına uygun olarak adalet önüne çıkarılmalı.”
‘Ukrayna, ABD'nin desteğiyle kendi askerlerinin öleceği provokasyonlar düzenleyerek çatışma başlatabilir’
Patruşev, “Yeni ABD yönetimiyle flört eden Kiev, ülkedeki ekonomik durumun daha da kötüleşmesine rağmen ülkeyi askeri maceralara atmaya hazır” ifadelerini kullandı.
‘Ukrayna’ya ABD ve Batı ülkelerinden ölümcül silahlar geliyor’
ABD ve diğer Batı ülkelerini Ukrayna'ya ölümcül silahları tedarik etmekle suçlayan Patruşev, şunları söyledi: “Onlar çatışmayı kışkırtma konusundaki ilgisizliklerini sözlü olarak beyan ediyor, fakat aslında Ukrayna ordusunu silahlandırmak için dayanak ayırıyor, Karadeniz'de gemilerinin varlığını artırıyor, bir dizi ortak tatbikat planlıyor, ölümcül silah tedarikini gerçekleştiriyor, Ukraynalı askeri personeli eğitiyor, hava araçları ve elektronik cihazları kullanarak Kırım yönündeki istihbarat faaliyetlerini güçlendiriyorlar.”