Geçen yıl Kasım ayında yaşanan olayda, başında sarılı sarık ve elinde bastonu ve eski eşi ile beraber A.G'nin işlettiği restorana gelen dolandırıcı, içeride dua ettikten sonra ayrıldı. Şüpheli, daha sonra restoran işletmecisi A.G.'yi telefonla arayarak, "Senin için istihareye yattım, cennete gideceksin" diyerek, 50 bin TL göndermesini istedi. Yalana inanan A.G. parayı gönderdikten sonra dolandırıldığını fark ederek iş yerine gelen 2 kişiden şikayetçi oldu.
Sanık H.S., davacı A.G.'den yardım mahiyetinde para aldığını belirterek dolandırıcılık iddiasını reddetti. H.S., "Bu kadın haricinde bana böyle yardım eden yoktu. Toplamda 50 bin TL gönderdiğini zannetmiyorum. Beraatimi istiyorum" dedi.
'Allah'a karşı mı geliyorsun?' dediler
A.G. ise yaşadığı ruhsal bunalımdan faydalanılarak dolandırıldığını söyledi. A.G., "Hesap numarası gönderdiler. 'Kimsiniz' dediğimde 'Allah'a karşı mı geliyorsun?' dediler. O dönemde babam vefat etmişti. Kafam o yüzden yerinde değildi. İçinde bulunduğum durumdan istifade ettiler. Dua etti. Sonra da, 'Seni rüyamda gördüm. Cennete gideceksin' dedi. Nasıl kandırdıklarını bilmiyorum. Çocuklarımın rızkını aldılar" diye konuştu.
Mahkeme heyeti, sanık H.S.'yi dini inanç ve duyguların kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırırken, eski eşi E.S.'nin aynı suçtan beraatine hükmetti. Heyet, Yargıtay sürecini dikkate alarak H.S.'nin tutuksuzluk halinin devamına hükmetti.