1962 yılından başlayarak toplamda 52 hafta yayınlanan 4 ciltlik “Yakın Tarihimiz” isimli dergi, tarihle ilgilenenlerin başucu kitabıdır. Derginin 4. cildinin 315. sayfasında Profesör Avram Galanti’nin bir yazısı iktibas ediliyor. Profesör Galanti’nin Salı gününe ilişkin bu yazısı ilk olarak 1923 yılında Yeni Mecmua’da yayımlanmış.
Öncelikle Avram Galanti ile ilgili kısa bir bilgi verelim. Profesör Galanti, Yahudi asıllı Türk eğitimci, siyaset adamı, yazar ve Türkçüdür. Soyadı Kanunuyla Bodrumlu soyadını almıştır. 1944-46 yıllarında 7. Dönem Niğde milletvekilliği yapmış, Latin harfleri yerine Arapça harflerin kullanımını şiddetle savunmuştur.
Bu kısa bilgiden sonra şimdi “Salı” gününün neden sallandığını Profesör Avram Galanti’den dinleyebiliriz:
“Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u bir ‘Salı’ günü fetheylemiştir. Ondan sonra Rumlarca matem günü sayılmış olan salı günü zamanla matemlik mahiyetini kaybede kaybede ‘uğursuz’ bir gün olarak hurafelere geçmiştir.
Hurafeler ise masallar ve atasözleri gibi memleketten memlekete, milletten millete geçer. Halk ağzında dolaşır ve nihayet doğuş izleri ortadan kalkıncaya kadar benimsenir. İşte salının uğursuzluğu bu yoldan geçerek Türk hurafeleri arasına da girmiş ve Türkler tarafından da benimsenmiştir.
Ben Bodrum’da iken oldukça yaşlı bir kayıkçı komşumuz vardı ki ömründe Salı günü sefere çıkmadığını söylerdi. ‘Çünkü’ derdi ‘Salı’ uğursuz bir gündür, pek çok kimseler Salı günü yeni bir işe başlamazlar. Zira meşhur sözdür: ‘Salı’ sallanır, yani işler yürümez.
1905 yılında Mısır’da bulunduğum esnada, vaktiyle İstanbul’da da ‘Far Dö Bosfor’ gazetesi çıkarmış, yüksek tahsil görmüş zengin bir Rum gazete sahibi tanımıştım ki bir akşam, ertesi günü yazlığa gideceğini söyleyerek bana veda etmiş iken ertesi sabah, gitmediğini haber verirken ‘Bugün Salı günü olduğunu unutmuştum. Böyle bir günde İstanbul şehri Türklerin eline düşmüştür. Rumlar için matem günüdür. Bu sebeple salı günü hiçbir işe başlamam, seyahate de çıkmam’ diyordu.
Ben hurafelere inanmadığım için bu sözlere ehemmiyet vermemiştim. Fakat sonraları biraz araştırınca, işin iç yüzü ortaya çıktı.”