Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan, 26 Mart Cuma günü karar duruşması gerçekleşecek Hrant Dink cinayeti davasını RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali programında anlattı.
Danzikyan “Bu kamu görevlilerinin yargılandığı Hrant Dink cinayeti davası. Biliyoruz ki cinayeti işleyen fail Ogün Samast ve onun etrafındaki arkadaşları ile yargılama yapılmış o yargılama sona ermiş daha sonra örgüt yoktur kararı verildiği için mahkemede o karar bozulmuş ve yeni cezalarını almışlardır” dedi ve davanın içeriğini şöyle açıkladı:
‘Tutuklananların hepsi Gülen’e ilişkin soruşturmalar ve davalarla da tutuklular’
“2016 yılında kamu görevlileri hakkında iddianame hazırlandı. Burada 76 sanıktan bahsediyoruz. Aşağı yukarı 5 ya da 6’sı tutuklu, ilk başta daha fazla tutuklu vardı. Bu kamu görevlileri kimler? Trabzon Emniyeti, İstanbul Emniyeti, Emniyet İstihbarat Genel Müdürlüğü, Trabzon Jandarması ve İstanbul Jandarması, kamu görevlileri dediğimizde genel olarak bunları kapsıyor. Kamu görevlilerin yargılanması iyi bir şeydi çünkü gerek biz gerek Dink ailesi avukatları gerekse halk savunucuları bu işin arkasında devletin bazı organlarının ve yetkililerinin de olduğunu baştan beri söylemekteydiler. Gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ‘etkin soruşturma yapılmamıştır’ kararı, gerek Dink ailesi avukatlarının ve halk savunucularının çalışmaları, gerekse 2015 ten sonra AKP ile Gülen Cemaati arasında patlak veren kavgayla kamu görevlileri yargılanmaya başlandı. Son dediğimin altını çizerek söylüyorum çünkü bu olmasaydı muhtemelen bu çapta bir yargılamaya tanık olmayacaktık. Zaten dikkat ettiğimizde tutuklananların hepsi aslında Fethullah Gülen cemaatine ilişkin soruşturmalar ve davalarla ilgili aynı zamanda tutuklular”
‘Bu olayın sadece Gülen’le açıklanamayacak kadar boyutlu olduğunu düşünüyoruz’
Bu kapsamda bir cinayet davasının bulunmadığını söyleyen Danzikyan, olayın sadece ‘Gülen Cemaati ile açıklanamayacak kadar büyük’ olduğu yorumunda bulundu:
“Şimdi sorun şu; bütün davanın gelişimine baktığımız zaman bu olayın sadece Gülen Cemaati ile açıklanamayacak kadar boyutlu olduğunu düşünüyoruz. Belli ki Gülen cemaatine yakın polisler de bu işin içinde var. Fakat sadece bununla açıklayabileceğimiz kadar dar kapsamlı bir olay değil. Bakın, Türkiye’de hiçbir siyasi cinayet yoktur ki 76 tane kamu görevlisi bürokrat yargılansın. Dava dosyasına baktığımda herhangi bir duruşmaya girip takip ettiğinizde fark edersiniz ki devletin neredeyse bütün kanatları bu işin içinde.”
‘Trabzon Emniyeti, cinayetten 11 ay önce Hrant Dink aleyhine eylem yapılacağı istihbaratını ediniyor’
Danzikyan, davanın çeşitli devlet organlarını nasıl içerdiğine dair “Niye bunu böyle söylüyoruz? Trabzon Emniyeti cinayetten 11 ay önce Şubat 2006’da kendi istihbarat elemanları vasıtasıyla ‘Yasin Hayal, çevresindeki bir grup arkadaşıyla her ne pahasına olursa olsun Hrant Dink aleyhine bir eylem yapacak’ istihbaratını ele geçiriyor. İstanbul Emniyeti İstihbarat Şubesi’ne ‘böyle bir istihbarat ele geçirdik. Yasin Hayal’in bir kardeşi varmış Osman Hayal diye, bir fırında çalışıyormuş. Bunu bir kontrol eder misiniz’ diyor. Bu bilgiyi aynı zamanda İstihbarat Daire Başkanlığı’na da gönderiyorlar.
‘İstihbarat üç farklı birime gönderilmiş, dönemin Trabzon Jandarma Komutanı Ali Öz üzerinde durmamış’
Bu şu manaya geliyor: Trabzon Emniyeti cinayetten 11 ay önce Hrant Dink’in öldürüleceğine varacak bir eylemin yapılacağını öngörmüş ve öğrenmiş. Bunu İstanbul Emniyeti’ne ve İstihbarat Daire Başkanlığı’na bildirmiş. Aynı aylarda Trabzon Jandarması’nın da bu bilgiyi elde ettiğini ve ifadelere bakılırsa Trabzon Jandarma Komutanı Ali Öz’ün bu bilginin üzerinde durmadığını hasıraltı ettiğini mahkeme tutanaklarından öğreniyoruz. İstanbul Emniyeti, Gülen cemaatine pek de yakın olmayan Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler gibi isimlerdir. Trabzon Jandarması da Veli Küçük ile yakın olduğu söylenen, beraber fotoğrafları çıkan kişilerdir. Neredeyse devletin bütün kanatlarının bir şekilde haberdar olduğu bir cinayetten bahsediyoruz” dedi.
‘Yargılamanın eksik olduğunu söyleyebiliriz, murat edilen sonuç elde edilecekmiş gibi görünmüyor ama karar çıkmadan bunları söylemek biraz erken’
Danzikyan, davanın eksik kalan noktalarına “Karar duruşmasına doğru giderken Dink ailesi avukatlarının ısrarla yaptıkları açıklamalar vardı. Diyorlardı ki; bu işi sadece cinayet günü ve hemen öncesiyle açıklayamayız. Hrant Dink’in hedef haline getirildiği bir süreç vardı. Hrant Dink’i hedef haline getirenler yargılanmadılar. Hrant Dink ile MİT’in o meşhur görüşmesi, 2004 yılında İstanbul Valiliği’nde görüşmeye katılan MİT görevlilerinin dinlenmediğini söylüyorlar. Haklılar, biz de aynı şeyi söylüyoruz. Savcılığın esas hakkında mütalaasına baktığımız zaman bürokratlar hakkındaki soruşturmada istenen cezalar da belli bir çevreye yönelik tutuldu. Dolayısıyla bu yargılamanın eksik bir yargılama olduğunu söyleyebiliriz. Murat edilen sonuç elde edilecekmiş gibi görünmüyor ama karar çıkmadan bunları söylemek biraz erken” diye dikkat çekti.
‘2008 yılında cinayetin sorumlusu Ergenekon’du, 2015 yılında cemaat oldu’
Devletlerin siyasi cinayetleri kendi politikaları doğrultusunda kullandığı görüşünü aktaran Danzikyan “Devletler siyasi cinayetleri kendi politikası doğrultusunda kullanırlar. Bunu neden söylüyorum? Hatırlanacaktır cinayetten hemen sonra AKP’ye yakın çevreler bu cinayeti Ergenekon örgütü işledi diyorlardı. Bunu da nasıl açıklıyorlardı? Hrant Dink cinayetinden önce Trabzon’da Rahip Santoro cinayeti işlenmişti. Hemen sonrasında Protestan din adamlarının boğazlarının kesilerek öldürüldüğü Malatya Katliamı yaşandı. Bu üç peş peşe yaşanan gaddar cinayeti bazı AKP’liler ‘Ergenekon bunları işledi. Amaç AKP Türkiye’sinde Hristiyanların öldürüldüğü algısı ile AKP’yi Avrupa’nın gözünden düşürmek ve bu yolla AKP iktidarını devirmek’ olarak açıklıyorlardı. Çok ilginçtir, kamu görevlilerinin yargılandığı cinayet davasının iddianamesinde de Gülen Cemaati’nin örgütünün amacı için işlenen araç cinayetler olduğu yazılıyor. Bu bize gerçekten de anlamlı geliyor. 2008 yılında Gülen Cemaati ile dostluk ortaklık yürürken ve Ergenekon soruşturması yürütülürken cinayetin sorumlusu Ergenekon Örgütü idi. 2015 yılında Gülen Cemaati ile savaş patladıktan sonra bu cinayetin sorumlusu Gülen Cemaati oldu” diye konuştu.
‘Türkiye bu cinayetle yüzleştiği zaman karşısına çıkacak tablo devletin ta kendisi olacaktır’
Danzikyan “Türkiye bu cinayetle yüzleşmediği sürece yoluna devam edemeyecektir. Yüzleştiği zaman da devletin karşısına çıkacak tablo devletin ta kendisi olacaktır bunun da bilinmesi gerekiyor” diye ekledi.