Türkiye açısından NATO toplantısı ve AB zirveleri dolayısıyla Batı ile ilişkiler için önemli bir haftadan geçilirken, ilişkilerin yakın geleceği açısından dikkat çekici mesajlar verildi. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'ın NATO dışişleri Bakanları toplantısı öncesinde "Türkiye'yi ittifaka demir atmış halde tutmakta ABD ve NATO'nun güçlü çıkarı var" ifadeleri öne çıkarken, Biden yönetimi açısından en kritik meseleyi Ankara'nın Rusya Federasyonu'ndan aldığı S-400 hava savunma sistemleri oluşturuyor. ABD'nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield geçen hafta İstanbul'da bir grup gazeteci ile buluşmasında bu konunun ABD devletinin savunma yasasını, dolayısıyla yönetimi bağladığını belirtirken, "Bu hassas ya da zekice yöntemlerle çözülebilecek bir durum değil" vurgusu dikkat çekti. ABD yönetiminin diğer yandan Türkiye ile ilişkilerde AB'yi 'dizginleyici' tavrı öne çıkıyor.
Türkiye-Batı ilişkilerini; ABD Büyükelçisi Satterfield'in mesajları, Blinken'in NATO zirvesi değerlendirmeleri ve AB zirvesine giderken Avrupa'nın tutumunu Diken internet sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Erdal Güven ile konuştuk.
‘Türkiye’nin pozisyonuyla ABD’nin talepleri arasında onulmaz bir çelişki var’
Erdal Güven’e göre, Joe Biden yönetimi S-400 sistemleri konusunda Ankara ile bir krizi göze almış görünüyor. Türkiye’nin pozisyonuyla ABD’nin talepleri ve pozisyonu arasında onulmaz bir çelişki olduğuna işaret eden Güven, ABD'li Büyükelçi Satterfield'in değerlendirmelerinin de pazarlığa kapıyı kapattığını aktardı. Güven'e göre Satterfield'in mesajlarından çıkan sonuç ABD'nin Türkiye'den bu sistemleri tümden elden çıkarmasında direteceği ve Rusya'dan yeni olası alımlar karşısında ise yaptırımların kat be kat fazlasını uygulamaya hazırlandığına işaret:
'ABD'nin AB nezdinde Türkiye lobisini vurgulama gereği duydu'
Güven, ABD’nin Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemesinin arkasında da kapsamlı bir pazarlıktaki koza dönüşebileceğini dile getirdi. ABD Büyükelçisinin konuşmasının önemli bir kısmını ülkesinin AB nezdinde Türkiye lobisine ayırdığını belirten Güven, aslında bu olağan olan tutumun konjonktürde bu şekilde vurgulanmasına dikkat çekti:
"Toplantının ya da yaptığı açılış konuşmasının önemli denebilecek bir bölümünü Amerika’nın AB nezdinde Türkiye lobisine ayırdı. ABD’nin bu anlamda Türkiye-AB ilişkilerinin rayına girmesi ve daha da ilerleyebilmesi için elinden geleni yaptığını ve yapmaya devam edeceğini söyledi. Bu ne anlama gelir? Genel olarak baktığımızda ABD her zaman Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemiştir. Ama bu konjonktürde bu vurgunun yapılması Türkiye’ye yönelik elde bir koz tutmanın, ‘Bakın biz sizin AB üyeliğinizin çok sıkı destekçisiyiz, elimizden geleni yapıyoruz’ mesajının verilmesi belki bu kapsamlı pazarlıkta bir pazarlık kozu olarak da kullanılabilir. S-400 konusundan YPG konularına kadar. O yüzden böyle bir vurgu yapmanın gereği duydu diye düşünüyorum.”
‘S-400'lerde Türkiye'ye yapıldığı gibi Kuzey Akım-2 için de Almanya'ya büyük baskı var'
ABD'nin son dönemde Rusya'nın askeri kapasitesini güçlendirmesi ve bunun NATO üyesi Türkiye'ye silah transferine yansımasından duyduğu rahatsızlığı anımsatan Güven, benzer bir meselenin Almanya ile Kuzey Akım-2 boru hattı için geçerli olduğunu vurguladı. Güven tıpkı S-400'lerdeki gibi Almanya'ya da yüzde 95'i bitmiş proje üzerinden büyük baskı uygulandığının altını çizdi:
“Özü itibariyle baktığımızda S-400 meselesi de aynı kapıya çıkıyor. Çünkü ABD’nin S-400 alışverişine bu kadar karşı olmasının sebebi hele hele Biden’ın iktidara gelmesiyle tekrar esen soğuk savaş rüzgarlarını da hesaba katarsak, Rusya’nın askeri kapasitesinin güçlenmesi, bunu NATO üyesi bir ülke olan Türkiye’ye silah transferi olarak yansıması, devamının geleceği gibi nedenlerden öyle bir kaygı var. Biz çok konuşmuyoruz ama Blinken, Kuzey Akım-2’yi de eleştirdi. Avrupa toprakları, karasını teğet geçerek Almanya’ya giden bir proje. Amerikalılar buna da karşı. S-400 yaptırımlarının anlatıldığı meşhur yasada S-400’den sonra Kuzey Akım 2 anlatılır. Bunun da bir yaptırım getirebileceği anlatıldı Türkiye’ye. Hem siyasi hem askeri hem de enerji üzerinden ekonomik olarak Rusya’nın böyle bir hamle içerisinde olduğu aşikar. Amerika bundan rahatsız. NATO ve AB’nin de en az kendi kadar rahatsız olmasını ve gereğini yapmasını istiyor. Blinken bugün Almanya’yı çok net bir şekilde uyardı. Girmeyin Kuzey Akım’a diye ama projenin yüzde 95’i bitmiş durumda. Aynı Türkiye’nin S-400’leri almış olması gibi. Almanya da her şeyini ona göre ayarlamış durumda. Bu saatten sonra nasıl vazgeçer ayrı bir hikaye."
'AB klasik havuç-sopa taktiğini kullanıyor'
Erdal Güven, AB zirvesinde ise klasik 'havuç-sopa taktiğinin' uygulanacağı görüşünde. Bir yandan gerilim daha tırmandırılmamasına dikkat çeken Güven, diğer yandan hemen uygulanmak üzere yaptırım paketinin hazır tutulmasının istenmesine atıfta bulundu. Güven'e göre şu an var olan kontrollü gerilim devam ettirilecek:
"Liderlere perşembe-cuma günü ele alsınlar diye hazırlanan bir rapor var. O da klasik havuç-sopa taktiği. Bir yandan raporda liderlere deniyor ki Türkiye ile Gümrük Birliği’ni genişletme kararı alabilirsiniz. Bir yandan da Avrupa Birliği’nin çıkarlarını tehlikeye atacak hamlelere devam etmesi noktasında da hemen devreye sokulmak, uygulanmak üzere yaptırımlar paketinin hazır tutulması isteniyor. AB de Türkiye’nin izlediği politikalara, söylemine bakarak herhalde karar verecek. Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılarak tutuklanması, HDP hakkındaki dava derken dolayısıyla son dakika günübirlik konudan konuya değişen şeyler olabilir ama AB’nin genel olarak tavrı anladığım kadarıyla en azından şu anda var olan gerilimi daha fazla tırmandırmamak, böyle tezahür edecek diye düşünüyorum yapılacak toplantılar sonunda. Muhtemelen Merkez Bankası başkanının görevden alınmasıyla ekonomiye o kadar çok içeriden ve dışarıdan kötü sinyal geliyor ki AB’den gelebilecek son derece olumsuz bir şey işleri daha da sarpa sardırabilir Türkiye’de. Şu anki kontrollü gerilim devam edecek gibi geliyor bana.”
‘Biden'ın, Soğuk Savaş rüzgarları estiren tavrıyla Türkiye gibi bir ülkeyi yanına çekmek isteyecek ama...'
Güven, ABD'nin Türkiye'yi 'cezalandırma' tutumunu siyasi tercih değil savunma yasasıyla gerekçelendirdiğini söylerken, meselenin teknik ve hukuki boyutunda bu şekilde bir 'bağlayıcı durum' yaratıldığının altını çizdi. Güven jeopolitik boyutta ise Biden yönetiminden daha serinkanlı bir girizgah beklediğini ancak kısa sürede 'Soğuk Savaş' rüzgarları estirilmesine şaşırdığını vurguladı. Güven'e göre, Biden yönetimi hem Çin hem de Rusya ile gerilimli bir programla devam edecekse Ankara'ya ihtiyaç duyacak. Ancak Güven, ABD'nin en başta Türkiye'nin Rusya ile enerji bağları nedeniyle zorlanacağı değerlendirmesinde bulundu:
“Bu bir siyasi argüman olabilir. Ama daha öncesinde Amerikalı siyasilerin söylediği kağıt üzerinde doğru bir şey var. S-400 ya da Kuzey Akım-2 meselesinde yaptırımlar bir siyasi tercih değil ya da herhangi bir ülkeye özgü bir tavır değil bir yasa var Amerika’da. 2021 Savunma Yetkilendirme Yasası, bu bağlayıcı bir kanun. Bizdeki Merkez Bankası kanunu veya Siyasi Partiler Kanunu gibi değil. İstediğin gibi evirip çeviremiyorsun. O yasada ne deniyorsa onu yapmak zorunda Amerikan hükümeti. Dolayısıyla işin teknik, hukuki bağlamı böyle. Bağlayıcı bir durum var. Bunu alırsan bu yaptırımlar devam eder, geri verirsen bu yaptırımlar kalkar gibi. Jeopolitik ya da daha büyük meseleye bakalım. Biden’ın Soğuk Savaş rüzgarlarını coşturan tavrı beni şaşırttı. Ben daha soğukkanlı, serinkanlı daha aklıselim bir girizgah bekliyordum Biden’dan. Bir yandan Çin bir yandan Rusya ile gerilimli. Bu mücadele eğer planlı programlı devam edecekse Türkiye gibi bir NATO üyesini tabii ki yanına çekmek isteyecektir Amerika. Ama bunun içinde çok pratik zorluklar var. Biz hep S-400’lerden bahsediyoruz. Ama Rusya şimdi Türkiye’nin en büyük enerji arz merkezi, doğalgaz olarak baktığında. Kesmek gibi bir şey söz konusu olamayacağı için ABD’nin Türkiye’yi kendi yanına çekmesi kolay kolay olabilecek bir şey değil. Dolayısıyla yaptırımlar var, kanunlar elimizi bağlıyor gibi şeylerin ötesinde Amerikan yönetiminin istediği zaman hem içeride hem dışarıda neler karıştırabildiğini biliyoruz. Bunların çok inandırıcılığı yok ama bunları net bir şekilde ortaya koyuyorlar şu an itibariyle.”