Türkiye’nin ilk arama kurtarma sivil toplum kuruluşu AKUT Arama Kurtarma Derneği, 25. Kuruluş Yılını ‘Beklenen İstanbul Depremi’ konulu basın toplantısıyla kutladı.
Toplantıda konuşma yapan AKUT Başkanı Recep Şalcı, Türkiye’nin arama kurtarma ekiplerinin dünyada ön sıralarda olduğuna vurgu yaparak “Ama AKUT Başkanı olarak bununla değil; yapıları depreme dayanıklı bir ülke olmakla anılmak isterdim. Ne kadar başarılı ve deneyimli arama kurtarma ekipleriniz olursa olsun; toplum genelinde bir afet kültürünü tam olarak oturtamazsanız ve yapılarınızı depreme dayanıklı hale getiremezseniz, maalesef faciaları önleyemezsiniz. Kentsel dönüşüm sürecini, özellikle büyük şehirler odaklı bir an önce tamamlamalıyız. Son İzmir Depremi’nde bunu yaşadık: O büyüklükte bir depremde binaların yıkılması kesinlikle normal bir durum değil” diye konuştu.
‘İzmir depreminde bu kadar binanın yıkılması, bu derecede can ve mal kayıpları olması yapı stoklarının güçsüzlüğünden kaynaklanıyor’
Şalcı, 30 Ekim’de gerçekleşen İzmir depremini hatırlatarak “Yerin 16.54 kilometre derinliğinde ve en yakın yerleşim birimi olan İzmir-Seferihisar’a 17.26 km uzaklığında, 6.6 ile 6.9 arasında bir büyüklükte gerçekleşen depremde, 114 kişi hayatını kaybetti ve 1035 kişi yaralandı. Bu büyüklükte bir depremde bina yıkılması, bu kadar can ve mal kaybının temel nedeni yapı stoklarımızın güçsüzlüğüdür. Ayrıca bu beklediğimiz İzmir depremi değildi kesinlikle. Asıl beklediğimiz fay kırılmadı bu depremde. Beklenene nazaran küçük bir deprem oldu. Bu koşullarda gerçekleşecek ‘Marmara Depremini’ düşünmek bile istemiyorum ama eninde sonunda gerçekleşecek. Çok hızlı davranmamız gerekiyor” dedi.
‘Beklenen Marmara depreminde, depremden direkt etkilenme olasılıkları sebebiyle planlama dışında tuttuk’
AKUT Arama Kurtarma Derneği olarak beklenen ‘Marmara Depremi Acil Durum Planı’nın’ hazır olduğunun altını çizen Recep Şalcı, şunları söyledi:
“İstanbul Deprem Acil Durum ve Müdahale Planımız kapsamında öncelikle, Trakya ve Anadolu olmak üzere; 2 adet Acil Durum Yönetim ekibi konuşlandıracağız. İstanbul ekibimiz dışındaki 26 ekibimizi, BM INSARAG standartlarında teşkilatlandırarak, deprem bölgesine konumlarına göre 2-10 saat içinde, kendi malzeme ve teçhizatı ve 3 günlük ikmal ve iaşesiyle deprem bölgesine intikal ettirmek için tüm hazırlıklarımız tamam. İstanbul ekibimizi, depremden direkt etkilenme ihtimali yüksek olduğu için, kısmen planlama dışı tuttuk. Onların ilk işi deprem olduğu an hızla ailelerini emniyet altına almak olacak.
‘Olası Marmara depreminde 1600 kişilik bir gönüllü gücü ile çalışmalara katılacağız’
Sonra Ataşehir yerleşkemize ulaşacak, orada arama kurtarma ekip yapısını kuracak ve bu ekip Anadolu ADY yönetimine girerek, bulunduğu yakın çevredeki enkazlara müdahale edecektir. AKUT olarak, tüm arama kurtarma ekipleri gibi, Ulusal Deprem Koordinasyon Merkezi’nin vereceği arama kurtarma görevlerini yerine getireceğiz. Ekiplerimiz görevlerini 7 gün 24 saat vardiyalı olarak sürdürecek ve takriben sahada 1000 kişilik lojistik destek ve 600 kişilik operasyon gücü olmak üzere; 1600 kişilik bir gönüllü gücü ile çalışmalara katılacağız. Burada önemli bir noktayı vurgulamak isterim: Planımız, ulusal koordinasyon merkezi olan İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) planlarına entegre şeklinde oluşturulmuştur. Yani sadece AKUT olarak biz değil, ülkemizdeki tüm arama kurtarma ekipleri planlamalarını tamamlamıştır.”
‘Küresel ısınmayla beraber Türkiye’de kasırga ve hortum görülmeye başlandı, sel özellikle Karadeniz bölgesinde artış içerisinde’
Son yıllarda giderek artan küresel ısınma ya da iklim değişikliğinin etkileriyle, özellikle sel afetindeki artışa ve ülkemizde görünmeyen afet türlerine de dikkat çeken Recep Şalcı, “Özellikle küresel ısınma ile beraber, bazı bölgelerimizde hem meteorolojik faaliyetler artmaya başladı hem de tropikal iklimlerin afet türü olan kasırga ve hortum görülmeye başladı. Artış gösteren afetler içinde birinci sırayı sel alıyor. Özellikle Karadeniz bölgesinde bu afet, hızlı ve sistematik bir artış içerisinde. Sel arama kurtarmanın en zor yapıldığı afet türlerinden biridir. Bu tür afetlere hazır olmamız gerekiyor. Hem kurtarma aşamasında hem de farkındalık aşamasında toplum olarak hazırlıklarımızı tamamlamamız gerekiyor. Bu afetler de deprem kadar önemli. Sel, kasırga, tayfun ve deprem gibi afetlerde, tekrar söylemek isterim ki arama kurtarma kabiliyet ve kapasitelerinden daha çok yapılaşma şekli ve afet kültürü önemlidir. Dere yatağına ev yaptığınızda, arama kurtarma konusunu konuşmanın fazla anlamı kalmıyor” dedi.
Basın toplantısında ayrıca Avrupa Birliği Türkiye Büyükelçisi Nikolaus Meyer-Landrut, Avrupa Sivil Koruma ve İnsani Yardım Genel Müdürü Paraskevi Michou ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Birinci Müsteşarı, Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Bölümü Başkanı Angel Gutierrez Hidalgo da katıldı.