Antalya'nın Döşemealtı ilçesinde oturan Melek İpek, ellerini kelepçeleyip sabaha kadar işkence ettiğini söylediği 12 yıllık eşini 8 Ocak sabahı av tüfeğiyle vurarak öldürüp jandarmaya teslim oldu.
Gözaltına alınan Melek İpek, çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı. Cumhuriyet savcısının 'haksız tahrik' indirimi uygulanmasını istediği iddianamede, Melek İpek'in 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanması talep edildi.
Döşemealtı L Tipi Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu olan İpek'in, duruşmaya SEGBİS bağlantısı ile katıldı. Duruşma salonunda maktul Ramazan İpek'in yakınları ile Melek İpek'in ailesi ve taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmayı tarafların yakınlarının yanı sıra, STK'lar ve kadın dernekleri de yakından takip etti.
'Utanmadan, korkmadan yaşadıklarımı anlatmak istiyorum'
Savunmasını ağlayarak yapan Melek İpek, eşinin anne ve babasına başsağlığı dileyerek sözlerine başladı. Olay nedeniyle üzgün olduğunu söyleyen İpek, "Ama artık utanmadan, korkmadan tüm yaşadıklarımı anlatmak istiyorum" dedi. Eşiyle 2006 yılında lise ikinci sınıfta okurken tanıştıklarını aktaran Melek İpek, "Tek hayalim matematik öğretmeni olmaktı. Çok başarılıydım. Arkadaşlarımın ısrarıyla eşimle görüştüm. Askerden yeni gelmişti. Eşim beni düğünde görmüş, beğenmiş. Birkaç ay görüştük. Babamdan bir tokat bile yememiştim. Henüz arkadaşlık aşamasındayken kıskançlıkları başlamıştı ve şiddet başladı. 3 aylık arkadaşlığımı bitirmek istedim. 'Hayallerim var' dedim. Okumak istediğimi söyledim. Arkadaşlarım vasıtasıyla son kez görüşme teklifini kabul ettim" diye konuştu.
'Bana zorla sahip oldu'
Ramazan İpek'in kendisini okuldan motosikletiyle aldığını kaydeden Melek İpek, "Son kez teklifini kabul ettim ve ilk kez o gün okula gitmedim. Beni Ekşili Mahallesi’ndeki Ekşili Göleti’ne götürdü. Gündüz vakti etrafta kimse yoktu. Motordan iner inmez bana saldırdı ve beni soymaya başladı. Çığlık attım. Bağırdım, kurtulmaya çalıştım. Sesimi kimseye duyuramadım. Gücüm de yetmedi. Bana orada zorla sahip oldu. Beni çok sevdiğini ve ayrılmamam için bunu yaptığını söyledi. Ailem görmesin diye beni evin yakınlarına bıraktı. Evde annem-babam yoktu. Duşa girdim. Ağladım, düşündüm. O saatten sonra kime ne diyebilirdim ki" dedi.
'Şiddet uygulamaya nişanlı olduğumuz dönemde başladı'
Bir süre görüşmeye devam ettiklerini aktaran Melek İpek, "Bana iyi davranıyordu, evleneceğimizi söylüyordu. Ailesi ile kavga etti. Ailesi evden kovdu. Evlenmemize önce karşı olan babam, sonra kabul etti. Aileme bana yaptıklarını söylemedim. Lise üçüncü sınıfı bitirdim. Ailesi istedi ve bir süre sonra nişan yapıldı. Nişanlıyken görünür yerlerime vurmuyordu. Ailemin yanında bir yıl kaldı. Bana şiddeti daha nişanlıyken başlamıştı. İstemediğim ilişkiden dolayı evlenmeye mecbur hissediyordum. Bu nedenle de aileme bir şey diyemiyordum. Ailesini çağırdık ama düğünümüze gelmediler" ifadelerini kullandı.
'Eşimin kıskançlığı yüzünden okulu bıraktım'
Bir yıl nişanlı kaldıktan sonra 2008 yılında nikahlarının kıyıldığını aktaran İpek, "O zaman da dargındık. Düğünden sonra babam evimizi dizdi ve sonrasında evimize geçtik. Eşim güvenlik olarak çalışıyordu. Ben de bir süre çalıştım. 2010 yılında eşimi ikna ederek üniversite sınavına girdim. Akdeniz Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Çevre Koruma ve Kontrol Bölümünü kazandım ama eşimin kıskançlığı yüzünden 1.5 yıl okuduktan sonra bırakmak zorunda kaldım" dedi.
'Kucağımda çocuk varken kabloyla dövdü'
Üniversiteyi bıraktıktan sonra hamile olduğunu öğrendiğini kaydeden Melek İpek, ifadesine şöyle devam etti:
"Hamileliğin ilk aylarında sıkıntı yaşamadık ama hamilelik ilerledikçe, doğuma yaklaştıkça çocuğa zarar vereceğini düşünerek beni ters ilişkiye zorluyordu. Ben her seferinde ağlıyordum ama kendisi zevk alıyordu. Doğuma az süre kalmıştı. Erkek kardeşi Hüseyin ile birlikte Melike diye bir kızı getirdi. Erkek kardeşinin kızı kaçırdığını, yaşının küçük olduğunu, kimseye bahsetmemem gerektiğini söyleyerek bir süre bizde kalacağını belirtti. Ben kabul etmedim ama kız bizde kaldı. Ben doğum yapmadan daha eşim o kızla yakınlaşmaya başladı. Bunu hissettim ama konduramadım. Melike’yi alnından öperken gördüm ama eşim sobadan fırlayan külü temizlediğini söyledi. Kıza neden geldiğini sorduğumda, kendisini Hüseyin’in kaçırdığını söylüyordu. Doğum yaptıktan sonra 10 gün kadar annemlerde kaldım. Evime geldiğimde kız yatak odamda çıplaktı. Ben sinir krizi geçirdim. Kızım kucağımdaydı. Kıza evden gitmesini istedim. Sesimi kıza karşı yükseltince kucağımda çocuk varken beni kabloyla dövmeye başladı. Çocuğumu ölümle tehdit etti. Kablo çocuğuma da denk gelmişti ve hatta kafası kanamıştı."
'Anne babamı ölümle tehdit etti'
Bekarken de ayrılmak istediğini söylediğini sözlerine ekleyen Melek İpek, "Annemi, babamı ölümle tehdit etti. Özellikle kız kardeşime gözümün önünde tecavüz etmekle tehdit ediyordu. Çocuk olduktan sonra bu kez çocuğu öldürmekle tehdit etmeye başladı. Melike’nin gitmesi için çok ısrarcı oldum ama beni yine tehdit ediyordu. Ailem bizim eve geldiğinde Melike’yi arkadaşım olarak biliyorlardı. 2012 yılıydı. Melike yaklaşık 3 ay bizde yaşadıktan sonra ayrıldı. Melike ile görüşmeye devam ettiğini tahmin ediyordum. Eşimin şiddeti sürdü” ifadelerini kullandı.
'Rüyasında onu terk ettiğimi görür ve döverdi'
İlk evlerinden taşındıktan sonra olayın yaşandığı eve geldiklerini belirten İpek, "Burada da beni dövüyordu. Komşular misafirliğe geldiğinde bir şey anlamıyordu. Vücudumun görünür yerlerine vurmuyordu. Beni dövmesi için bir sebep olmuyordu. Şakalaşırken, gece rüyasında benim onu terk ettiğimi görür, kalkar beni döverdi. Eşim cinsel içerikli videolar izleyip, üzerimde deniyordu. Kabul etmesem de beni ters ilişkiye zorluyordu" dedi.
'Kavgayı ayırdım diye ütüyle dövdü'
Bir gün kardeşi Göksel ile eşinin kavga ettiğini, kendisinin ayırmaya çalıştığını belirten İpek, "Ben eşimi alıp eve götürdüm. Evde bana ‘Sen neden araya giriyorsun?’ diyerek beni ütüyle dövdü. Ütüyü de sırtımda kırdı. Silahı alarak evden çıktı. Kardeşimi öldüreceğini söylüyordu. Annemi-babamı aradım. Oraya geleceğini söyledim. Babamın arkadaşı da evdeydi. Sonra kardeşimi orada görememiş. Beni arayarak ‘Kardeşini göremedim. Gelip seni ve çocukları öldüreceğim’ dedi. Ben de çocukları alarak kayınpederimin evine gittim. Sırtımdaki yaralara annesi krem sürerek ağladı" diye konuştu.
'Kızım dayak yer ağlamazdı, ağlarsa daha çok döverdi'
11 gün kayınpederinin evinde kaldıktan sonra bir şekilde barıştıklarını sözlerine ekleyen Melek İpek, şöyle konuştu:
"Her defasında olduğu gibi geri döndüm. Biz Melike ile görüşmeleri yüzünden yine kavga ettik. Beni balkondan atmaya çalıştı. Yüzüme, gözüme vurdu. Evden kaçmaya çalışırken bana kelepçe taktı. Kendisi özel güvenlikken kelepçesi vardı. Beni koltuğa oturttu. Ellerim kelepçeli, gözlerim mor şekilde fotoğraflarımı çekti. Amcasının oğlu ile bir yere giderken beni elleri kelepçeli bıraktı. Sonra kızımı okuldan getirdiğinde kelepçeleri açtı. Arkadaşları ile ava gidiyordu. Dönüşte arkadaşları evdeyken banyoya giriyordu. Beni de banyoya sokuyordu ve ilişki istiyordu. Utanmıyordu. Çocuklarım evin içinde ses çıkardıkları için oyun oynatmıyordu. Genelde 8 yaşındaki büyük kızımı dövüyordu. Ama ağlayamıyordu. Çünkü ağladığında daha çok dayak yiyordu. 12 yıllık evliliğimizde sürekli kavgalı yaşadık. İyi zamanlarımız da oldu. Ama iyi günlerimizi hep unuttururdu. Senede 3-4 defa çok büyük dayakları oldu."