Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, bugün yayımlanan yazısında ekonomi politikalarına yöneltilen eleştirilere tepki gösterdi.
Karahasanoğlu, sözlerine "Üç tane tiyatrocunun peşine takılıyoruz. 'Ekonomiden bahset, ekonomiden' diyorlar. Akit’in haberlerinin, köşe yazılarının altına bile yorum yapıyorlar. 'Boşver İHA’yı, SİHA’yı, pazardan bahset' diyorlar. 'Boşver ihracatın artmasını, yumurtanın fiyatından bahset' diyorlar. 'Boşver Türkiye’de salgın sebebi ile Almanya’dan daha az vefat yaşandığını. Sen bize işsizlikten bahset' diyorlar. 'Millet aç, millet çocuğuna mama alamıyor' diyorlar" diye başladı.
"En sonunda bizi de, ekonomiyi konuşmaya mecbur bırakıyorlar" ifadesini kullanan Karahasanoğlu, şöyle devam etti:
"Peşinen söyleyeyim..
Dünden bağımsız olarak bakarsak..
'Dün nerede idik, bugün neredeyiz. İyiye mi gidiyoruz, kötüye mi, yoksa yerimizde mi sayıyoruz' diye bakmaksızın..
'Avrupa’da durum ne, bugün Türkiye’deki durum ne?' diye bakarsanız..
'ABD’deki ekonomik refah ne, Türkiye’deki ne?' diye bakarsanız..
Türkiye’de ekonomi dört dörtlük değil.
Avrupa’dan iyi değil. ABD’den iyi değil..
Ama..
'Dün nerede idik, bugün neredeyiz' kıyaslamasını yaparsanız.
'2002’ye göre çok iyi durumdayız'
Özellikle suçlanan AK Parti iktidara geldiği 2002’deki rakamlarla, bugünkü rakamları kıyaslayarak sonuca varmak isterseniz..
Düne göre daha iyi durumdayız..
2002’ye göre çok iyi durumdayız.
Gönül ister ki, çok çok daha iyi olalım.
Avrupa’yı yakalayalım, geçelim..
Ama önce 2002’ye göre daha iyi durumda olduğumuzu bir tesbit edelim. Bunu muhaliflere de kabul ettirelim.
Ondan sonrasında, elbirliği ile Avrupa’yı da yakalarız, inşallah..
2002’deki asgari ücreti alın..
O asgari ücret ile isterseniz kaç ekmek alınıyor, kaç yumurta alınıyor, kaç litre mazot, kaç litre benzin alınıyordu..
Bugünkü asgari ücret ile ne kadar ekmek, yumurta, benzin, mazot alınıyor, hesaplayalım..
Karşılaştıralım..
Ama lütfen bana, tüm dünyada fiyatları absürt bir seyir gösteren 'altın'ı sormayın..
Elbiseden başlayın..
Yiyecek maddesi olarak ne isterseniz, onu söyleyin..
Elektrik fiyatından başlayın, doğalgaza, su fiyatına, elektronik eşyaya kadar, her istediğinizi söyleyin..
Ama yemediğimiz, içecek maddesi olarak ihtiyaç duymadığımız, çeyrek altından bahsetmeyin..
Bir ricam daha olacak..
Bir aylığına, iki aylığına yükselen bazı maddelerin fiyatları üzerinden de algı oluşturmayın..
Son örnek, yumurta..
Yumurta fiyatları geçtiğimiz ay suni olarak 60 kuruştan 1,10 kuruşa kadar yükseldi.
'% 100 zam' manşetleri attılar..
'Geçici' dedik.
'Suni' dedik..
Dinletemedik..
Şimdi, tekrar 70 kuruşlara geri dönünce..
Yumurtadan vazgeçtiler..
Bebek mamasına atladılar..
'Sizin sorununuz 'şu an geçiniyoruz, ama zorluk çekmeden refah içinde yaşamak istiyoruz' arayışıdır'
Affedersiniz ama.
Bebeğinize siz muhallebi yapmıyor, özel hazırlanmış mama veriyorsanız..
Açlıktan, fakirlikten falan bahsetmeyin..
Bambaşka bir standarda geçmişsiniz demektir..
Sizin sorununuz 'nasıl geçinebiliriz' değil, 'şu an geçiniyoruz, ama zorluk çekmeden refah içinde yaşamak istiyoruz' arayışıdır..
Her insan, daha yüksek refah içinde yaşamak ister..
Ama bunun üzerinden, 'açız' muhabbeti yapmak, '19 yıldır her şey daha kötü oldu' demek, 'Dün daha iyiydi, artık geçinemiyoruz' demek, nankörlüktür..
Evine bir asgari ücret giren ve ayın başında önceki ayın borçlarını zar zor ödeyebilen aileler vardır, bunları inkar etmiyorum..
Ama..
'2002’ye göre daha kötü durumdayız' diyen kim var ise, nankörlükle suçlarım..
'Yalan söylemek'le suçlarım..
Bu benim suçlamam da değil..
Piyasada somut örneklerini görüyorsunuz..
Bir gün Meral Akşener’in reklam ettiği bayan esnafı görüyorsunuz.
'Kartım ayın başında bitti' diyor..
Ardından ağzından kaçırıyor, 'Kartımın limiti 36 bin TL'.
CHP’li milletvekillerinin sosyal medya hesaplarından reklamı yapılanlar çıkıyor:
'Torunuma süt alamadım' diyor..
'Açız, geçinemiyoruz. Eşimin emekli maaşını alıyorum, yetmiyor' diyor..
Bir bakıyorsunuz, evde viski bardakları ile alem yapıyorlar..
Lütfen dürüst olalım..
'Torunuma süt alamıyorum' diyenler.
Viski ile çekilmiş fotoğraflarını hatırlayıp, nankörlüklerinin bir şekilde ortaya çıkacağını düşünsünler..
'İki oğlum işsiz' diyenler..
'Bir emekli maaşı ile iki işsiz oğlunu da yanına alıp, masa üstünde en lüks cep telefonunu koyup, viski alemi yapma'nın izahını yapmalılar..
'Teşvik alamıyoruz. Bütün teşvikleri, iktidar partisi kendi yandaşlarına veriyor' diyen çiftçi görünümlü nankörlerin, bir yılda on binlerce liralık teşvik aldığı belgelenince, 'O işlerle oğlum ilgileniyor' dediğinin görüntülerini izleyeli, daha bir ay olmadı..
Eksikler vardır.
Yanlışlar olabilir..
Ama külliyen, 'Her şey yanlış. 19 yıldır hep kötüye gittik' diyenler..
Şimdi 19 yılın 16 yılında AK Parti kadroları içinde siyaset yapmış kişilerle birlikte yol yürümeye kalkıyorlarsa..
Yalancılıklarını da sahtekârlıklarını da ispatlamış olurlar..
19 yıldır ülke kötü yönetildi, ekonomi hep geriye gitti ise..
Ali Babacan ile birlikte ne yapıyorsunuz siz?
19 yıldır ülke, dış siyasetinde hep geriye gitti ise..
İki günde bir Ahmet Davutoğlu ile neyin görüşmesini yapıyorsunuz siz?
19 yıldır yargıda yanlışlar yapıldı, ileriye hiçbir adım atılamadı ise..
DEVA Partili Sadullah Ergin ile niye buluşuyorsunuz siz?
Bu noktada, siyasi iktidarın da kendisini anlatamama sorunu olduğunu kabul edelim..
Yumurta fiyatları normalin üzerinde arttığında, niçin yetkililer, durumu birinci kaynaktan açıklayıp, tahmini bir süre içinde bu durumun düzeleceğini açıklamazlar..
'Evinde viski alemi yapan hokkabazların, 'Torunuma süt alamadım' dediği ortaya çıktı'
Sıvı yağ konusunda, dünya genelinde bir fiyat yükselişi olduğunda, bir yandan daha az etkilenmemiz için tedbirler alınırken; ki alınıyordur.. Bir yandan da fiyat artışının tüm dünyayı etkileyen gelişmelerden kaynaklandığını, düzelme sürecinin ise tahminen şu tarih, bu tarih olduğu niçin bildirilmez..
Evinde viski alemi yapan hokkabazların, 'Torunuma süt alamadım' dediği ortaya çıkınca, savcılarımız niçin bunların ifadelerini alıp, söyledikleri yalanların hesabını sormazlar..
'2020 yılında hiç teşvik almadım.. Kendi yandaşlarına veriyorlar' diyen, ardından da aldığı teşvikler tek tek ortaya çıkarılanların yaptıkları vakayi adiyedenmiş gibi, niçin bir devlet yetkilisi, hesap sormadan, konuyu kapatır, karalama çalışması yapanların ekmeğine yağ sürer?
'Biz hayatımızda, viski zıkkımlanıp, 'torunuma süt bulamıyorum' hiç demedik'
Tekrar söyleyelim.
Ekonomi uçmuyor..
Ama 2002’ye göre, kıyaslarsanız.
Ki doğru olan da kıyas yaparak durumu tespit etmektir..
2002’ye göre, çok daha iyi durumdayız..
İsteyen yandaş desin..
İsteyen başka şey desin..
Biz hayatımızda, viski zıkkımlanıp, 'torunuma süt bulamıyorum' hiç demedik..
Diyenlerden de korkmadık."