Kendisinden önce Moskova'dan canlı bağlantıyla törene katılan ve hitaplarını gerçekleştiren Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e temel atma törenine iştirak nezaketi gösterdiği için teşekkür eden Erdoğan, bugün Türkiye'ye yeni bir eseri daha kazandırmanın haklı gururunu birlikte yaşadıklarını belirtti.
Erdoğan, temelini 3 yıl önce Putin ile birlikte attıkları güç santralinin, bugün 3. reaktörünün inşasına başladıklarını, önümüzdeki yıl 4. reaktörün de temelini atacaklarını söyledi. Erdoğan, "Bu devasa projeyi Türk-Rus işbirliği sembollerinden biri olarak görüyoruz" diye konuştu.
"Milli enerji altyapımıza nükleer gücü de dahil etme kararı, enerji tedarik güvenliği yönünde attığımız stratejik bir adımdır" diyen Erdoğan, bu hamle ile enerjide ülkenin yarınlarını garanti altına almayı hedeflediklerine işaret etti.
Erdoğan, "Koronavirüs salgınının yıkıcı etkilerine rağmen ekonomimiz hamdolsun istikrarlı biçimde büyümeyi sürdürüyor. Geçen sene dünyada birçok ülke ciddi ekonomik daralmalar yaşarken, biz yüzde 1,8'lik bir büyüme oranına ulaştık. İnşallah bu sene büyümemizin çok daha yüksek olacağına inanıyoruz. Ekonomik büyümemize bağlı olarak enerjiye, güvenilir, kesintisiz ve uygun fiyatlı erişim ihtiyacımız da artıyor. 'Enerjiye yapılan yatırım, geleceğe yapılan yatırımdır' anlayışıyla bu alandaki projelerimizi çeşitlendirmeye çalışıyoruz. Bu süreçte özellikle enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiye büyük önem veriyoruz. Nitekim, kurulu gücümüz içerisindeki yerli ve yenilenebilir enerjinin payı yüzde 63,7 seviyesine ulaştı. Geçen yıl neredeyse tamamı yenilenebilir kaynaklı 4 bin 900 megavatlık ilave kurulu gücü devreye aldık." diye konuştu. Erdoğan, "Karadeniz'deki 405 milyar metreküplük doğal gaz keşfimiz, bağımsız enerji, güçlü Türkiye kararlılığımızın en önemli adımlarından biri oldu. Doğu Akdeniz'deki sondaj ve sismik arama çalışmalarından da müjdeli haberler almayı ümit ediyoruz. Nükleer enerji, 'enerji politikamız' bakımından özel bir yere sahiptir" ifadelerini kullandı.
'Nükleer santral birçok yan sektöre katkı yapacak'
"Hedefimiz, enerji üretirken sıfır emisyonla çalışan ve çevreye hiçbir zararı olmayan nükleer enerjiyi ülkemizin enerji sepetine eklemektir" ifadesini kullanan Erdoğan, nükleer santralin, oluşturacağı ekonomik ivmeyle birçok yan sektöre de katkı yapacağına dikkat çekti.
Erdoğan, şunları söyledi:
"Tesisimiz yapım esnasında en yoğun dönemde 16 bin, üretim döneminde ise 4 bin kişilik istihdam sağlayacaktır. Nitekim proje kapsamında yetiştirilmek üzere seçilen öğrencilerimizden 186'sı 6,5 yıllık zorlu eğitimlerini tamamlayarak ülkemize döndü. Bu gençlerimiz mühendislikten yöneticiliğe kadar nükleer güç santralimizin tüm süreçlerinde görev alacaktır. Böylece Türkiye'nin nükleer enerjide beyin takımı oluşacak, milli enerji seferberliğimiz yeni neferler kazanacaktır. Akkuyu Nükleer Güç Santralimizin ilk reaktörünü 2023 yılında devreye almayı hedefliyoruz. Toplam 4 reaktörden oluşacak bu santralin diğer reaktörlerinin de peyderpey üretime geçmesi için gece gündüz çalışacağız. Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye'yi nükleer enerji sahibi ülkeler ligine katacağız. Toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak Akkuyu, yıllık 35 milyar kilovatsaat elektrik üreterek, ihtiyacımızın yaklaşık yüzde 10'unu karşılayacaktır."
'Yaklaşık 550 bin parçadan oluşuyor'
Erdoğan, dünyada sayılı ülkenin sahip olduğu bir teknolojiyle inşa ettikleri santralin her aşamasının dikkat ve mükemmel planlama gerektirdiğini vurguladı.
Her türlü tedbir alarak emin adımlarla ilerlemeye çalıştıklarını, bilhassa emniyetten kesinlikle taviz vermediklerini vurgulayan Erdoğan, "Yaklaşık 550 bin parçadan oluşan Akkuyu Nükleer Güç Santralimizi en ileri düzeyde güvenlik sistemleriyle donatıyor, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı standartlarına uygunluğuna mutlaka dikkat ediyoruz." dedi.
Erdoğan, devasa projeyi Türk-Rus iş birliğinin sembollerinden biri olarak gördüklerini, iş birliklerini yeni projelerle derinleştirme noktasında Putin ile aynı güçlü iradeyi paylaştıklarını aktardı.
Putin ile tesis ettikleri yakın diyaloğun, sadece ikili ilişkilerde değil, bölgesel barış ve istikrarın korunmasında da kilit rol oynadığına dikkati çeken Erdoğan, Libya'dan Dağlık Karabağ'a, Suriye'den diğer meselelere kadar birçok alanda Türk-Rus diyaloğunun neticelerini sahada görme fırsatı bulduklarını ifade etti.
Önümüzdeki dönemde bu işbirliğini ilerletmekte kararlı olduklarına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Geçen sene koronavirüs sebebiyle ekonomide, turizmde, yatırımlar ve dış ticarette yaşadığımız ivme kaybını da inşallah bu yıl telafi edeceğiz. Sağlık altyapımız sayesinde, oluşturduğumuz engelsiz ve güvenli turizm anlayışıyla bu sene de Rus misafirlerimizi ağırlamaya hazırız. Bu tesisin kurulmasına giden yolda gösterdikleri gayretleri için başta Sayın Putin olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Aynı şekilde bu projeyi mümkün kılan, gece gündüz demeden çalışan tüm kurumlarımızı, yöneticilerimizi, idari ve teknik personelimizi tebrik ediyorum. Bu muhteşem eserin Türk milletine ve Rus halkına hayırlı olmasını diliyorum."
Konuşmaların ardından, Erdoğan ve Putin'in talimatlarıyla tören alanında bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom) Genel Müdürü Alexey Likhachev tarafından butona basılarak temel atıldı.
Erdoğan, törenin sonunda, "En kısa zamanda değerli dostumla yüz yüze görüşmek üzere" dedi.