İçişleri Bakanı Soylu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Soylu, "Hayatı birlikte paylaştığımız, dünyaya iyilik ve güzellik katan, alınterleri ve kalpleriyle geleceğimizi bugünümüzü ve yarınlarımızı inşa eden, hayatın her anında omuz omuza verdiğimiz tüm kadınlarımızın, annelerimizin, kızlarımızın Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor, saygılar sunuyorum" dedi.
Hayatı birlikte paylaştığımız, dünyaya iyilik ve güzellik katan, alın terleri ve kalpleriyle, geleceğimizi, bugünümüzü ve yarınlarımızı inşa eden, hayatın her anında omuz omuza verdiğimiz tüm kadınların #8MartDünyaKadınlarGünü’nü kutluyorum ⬇️https://t.co/zDdgOffvM9
— Süleyman Soylu | Maske😷 Mesafe↔️ Temizlik🧼 (@suleymansoylu) March 8, 2021
Soylu, yaptığı yazılı açıklamada, "Kadına yönelik şiddeti tamamen önleyebilmek için bir yandan kendi manevi değerlerimizden, özümüzden güç alıyor, bir yandan da modern kolluk prensiplerini uyguluyor ve daha ileriye taşımaya çalışıyoruz. Modern ve maddeci küresel anlayış insanları şiddete ve daha pek çok kötülüğe gelişigüzel yönlendirmesine rağmen, verdiğimiz mücadelenin başarı getireceğine inanıyoruz" ifadesini kullandı.
İçişleri Bakanı Soylu açıklamasında şu ifadelere de yer verdi:
"Antik Roma’da kadın evlilik yaptığında, hak ehliyetini ve malvarlığını kaybederdi. İlk Türk Devletlerinde kadın evlilik yaptığında ailenin bütün varlığı, eşlerin ortak malı olurdu. Ortaçağ’daki meşhur cadı avlarının kurbanları, çoğunlukla kadınlardı. İslâm düşüncesi cenneti annelerin ayaklarının altına sermişti. Türk Kadınlarının 1934 yılında aldığı seçme ve seçilme hakları için Fransız ve İtalyan kadınları 11 yıl, İsviçreli kadınlar 36 yıl daha bekledi. Elbette ki tüm bu farklar bir şekilde kapatılabildi ancak veriler açıkça göstermektedir ki, dünya kadınlar için daha güzel bir yer haline gelmedi. Çatışma ve açlığın pençesindeki bölgelerde en büyük mağdurların kadınlar olması bir yana, dünyanın en gelişmiş ülkelerindeki şiddet mağduru kadınların oranı, bu muhasebenin garip bir ironisi olarak karşımızda durmaktadır. Bu tablodan umutsuzluk çıkarmak, işin kolay yoludur. Ancak biz bu yolu seçmedik, seçmeyeceğiz. Kolluk birimleri olarak kadınlarımıza yönelik şiddeti önlemek için var gücümüzle çalışıyor, geçmişten getirdiğimiz deneyimlerimizi modern yöntemlerle analiz edip yeni çözümler üretmeye çalışıyoruz.''
İçişleri Bakanı, 2012 yılında yürürlüğe giren '6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un, bu yönde atılmış en somut adım olduğunu dile getirdi ve bakanlık bünyesinde atılan adımlardan bahsetti:
"İçişleri Bakanlığı olarak 2020 yılından itibaren İl ve İlçelerimizde “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon, İzleme ve Değerlendirme Toplantıları”’nın periyodik olarak yapılmasını öngören bir genelge çıkardık. Şiddet mağduru kadınların daha etkin korunması amacıyla “Elektronik Kelepçe” uygulaması hayata geçirilerek, İçişleri Bakanlığı bünyesinde 1.000 kapasiteli “Elektronik Kelepçe İzleme Merkezi” kuruldu. Daha önce sadece İl Emniyet Müdürlükleri’nde bulunan Aile içi ve Kadın Yönelik Şiddetle Mücadele birimlerimizi ilçe düzeyine de yaydık ve bu sayede toplam 1086 sayısına ulaştık. Artık şiddet mağduru kadınlarımıza daha yakınız. Tedbir kararı verme yetkisini, mahkemelerin yanı sıra Mülki İdare amirlerimize de yayarak, kapsayıcılığımızı arttırdık. Olaylara hızlı müdahale edebilmek ve ihbarları kolaylaştırabilmek için hayata geçirdiğimiz “Kadın Acil Destek Uygulaması (KADES)” uygulamamızın indirilme sayısı, hedef rakamımız olan 1 Milyonu aşarak 1 Milyon 520 bin 300 oldu. İhbar sayımız ise 90 bin 949 olmuştur. “KADES’E DOKUN, HAYATA DOKUN” mottosuyla hareket ediyor ve bu uygulamadan çok olumlu sonuçlar alıyoruz."