Kayseri Orduevi'nde Milli Eğitim Bakanlığı'nın kampanyası kapsamında Milli Savunma Bakanlığı'nca temin edilen tabletlerin şehit ve gazi ailelerinin çocuklarına dağıtımı dolayısıyla düzenlenen törende konuşan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, bölgesel ve küresel olarak hassas ve kritik bir süreçten geçildiğini belirtti.
Risk, tehdit ve tehlikelerin arttığı bu dönemde terör sorununa ilaveten mülteci akınları, salgın hastalıklar ve sosyal olaylarla karşı karşıya kalındığına dikkati çeken Akar, "Devletimiz gelişmeleri yakından takip ediyor, proaktif davranmak suretiyle her bir tedbiri zamanında almaya çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, uluslararası ilişkilerde özne haline gelen ülkemizin etki ve ilgi alanı her geçen gün artmaktadır. Buna bağlı olarak sorumluluklarımızın da artığının bilincindeyiz" ifadelerini kullandı.
'İçimizdeki ve dışarıdaki bazı gafil ve hainler bu gerçeği görmemekte ısrar ediyor'
TSK'nın karada, denizde, havada Türkiye'nin hak, alaka ve menfaatlerini korumak, 84 milyon vatandaşın güvenliğini sağlamak için başta FETÖ, PKK, YPG ve IŞİD olmak üzere her türlü tehdit ve tehlikeye karşı "ölürsem şehit, kalırsam gazi" anlayışıyla, azim ve kararlılıkla mücadele ettiğini vurgulayan Akar, şunları söyledi:
"Bu çerçevede Suriye ve Irak'ın kuzeyinde başarılı harekatlar icra ettik, etmeye devam ediyoruz ancak tüm komşularımızın da toprak bütünlüğüne saygılı olduğumuzun herkes tarafından bilinmesi lazım. Teröristlerin kaçacak yeri kalmadı. En güvenli olarak gördükleri yerlerde bile inlerini başlarına yıktık, bundan sonra da yıkacağız. Operasyonlarımız en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar artan bir şiddet ve tempoda, taarruzi bir anlayışla devam edecektir. Kahraman Mehmetçiğin, komandolarımızın nefesi enselerinde. Teröristler artık iki gece aynı yerde yatamıyorlar... Son örneği Gara'da olan PKK'nın caniliğini, alçaklığını herkes görmeli. Fakat içimizdeki ve dışarıdaki bazı gafil ve hainler bu gerçeği görmemekte ısrar ediyor. Yalanları sis perdesi ile kapatmaya çalışıyorlar ama güneş balçıkla sıvanmaz. Gara'da cani, katil PKK masum, silahsız 13 evladımız ile 3 kahraman silah arkadaşımızı şehit etti."
'ABD'nin DEAŞ'la mücadele bahanesiyle YPG'ye destek vermesini kesinlikle yanlış buluyoruz'
Hiçbir şeyin bu gerçeğin üzerini örtemeyeceğini vurgulayan Akar, şöyle konuştu:
"Avrupa Birliği insan hakları diyor. Gara'da şehit edilen masum, silahsız vatandaşlarımızın yaşam hakkı ne olacak? Demokrasi havarileri artık ikiyüzlülüğü bırakmalı. Tüm dost ve müttefiklerimizden, insani değerleri savunan herkesten teröre ve PKK terör örgütüne karşı, 'ama'sız, 'fakat'sız bir irade sergilemelerini bekliyoruz. ABD'nin DEAŞ'la mücadele bahanesiyle YPG'ye destek vermesini kesinlikle yanlış buluyoruz. Çünkü PKK eşittir YPG, bunların hiçbir farkı yok. Adları değişse de hepsi terörist. Bunun son örneği Gara’da 16 şehidimizin katili sözde Kamışlı YPG sorumlusunun Gara’ya PKK sorumlusu olarak gelmesidir."
'Türkiye ile işbirliği yapması gerekirdi'
Akar, IŞİD ile gerçek anlamda mücadeleyi göğüs göğüse çarpışan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığını belirterek, 3 bin 700 IŞİD'liyi etkisiz hale getirildiğini söyledi.
Milli Savunma Bakanı Akar, şunları kaydetti:
"Dolaysıyla ABD'nin bir terör örgütü olan YPG ile işbirliği yapmak yerine yaklaşık 70 yıldır NATO üyesi ve müttefiki olan Türkiye ile işbirliği yapması gerekirdi. ABD'nin kendi içinde de YPG ile işbirliği yapılmasının ve YPG'ye silah verilmesinin yanlış olduğu ve doğru olanın müttefiklerle birlikte hareket edilmesi gerektiği dile getirilmeye başlanmış bulunuyor. Burada bir kez ifade etmek istiyorum ki, asil milletimizin, gelecek nesillerimizin güven içerisinde yaşaması için 40 yıldır ülkemizin enerjisini tüketen terörü bitirmekte, halkımızı terör belasından kurtarmakta kararlıyız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."
'Bu tehdit dili ve tacizler kabul edilemez ve hiçbir yere götürmez'
Akar, Türkiye'nin bölgesindeki ve dünyadaki tüm sorunların barışçıl yöntemlerle çözümünden yana olduğunu belirtti.
Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'taki sorunların da diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine yönelik inancını dile getiren Akar, "Bunun için çabalıyoruz. Bu çerçevede komşumuz Yunanistan'la olan görüşmelerimiz devam ediyor. Tüm yapıcı yaklaşımlarımıza rağmen maalesef birtakım olumsuz açıklama, eylem ve tacizlerle de karşılaşıyoruz. Bu tehdit dili ve tacizler kabul edilemez ve hiçbir yere götürmez. Tehdit dili, provokasyon ve gerilimi artırıcı girişimlerin yanı sıra silahlanma gayretlerinin en büyük zararının da Yunan halkına olacağı görülmelidir." ifadelerini kullandı.
'Yunanistan, Türkiye ile problemlerini Türkiye-AB veya Türkiye-ABD problemi haline getirmeye çabalıyor'
Ege'de bilimsel araştırma yapan TCG Çeşme gemisine Yunan F-16'ları tarafından yapılan tacizi hatırlatan Akar, şunları söyledi:
"Buna ilişkin gerekli cevaplar verildi. Bu tutumun iyi komşuluk ilişkilerine uygun olmadığını bir kere daha ifade ediyoruz. Ayrıca Yunanistan, Türkiye ile problemlerini Türkiye-AB veya Türkiye-ABD problemi haline getirmeye çabalıyor. Bu durum ne hukuki ne de ahlaki. Israrla ifade ediyoruz ki bizim kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında, suyunda gözümüz yok ancak kendi haklarımızdan da asla vazgeçmeyiz. Kıbrıs dahil mavi vatanımızdaki hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta azimliyiz, kararlıyız ve buna muktediriz. Bu çerçevede tamamen eğitim amaçlı, planlı Mavi Vatan Tatbikatı'nın icrası da başarıyla devam etmektedir."
Akar, son dönemde yaşanan gelişmeler dikkate alındığında Türkiye'nin savunma sanayisine tüm ülkelerden daha çok önem vermesi ve bu alanda güçlü olması gerektiğinin açıkça görüldüğünü belirterek, "Dışardan satın aldıklarımız dahil yerli ve milli silah sistemlerimizle ordumuzun imkan ve kabiliyetlerini her geçen gün artırmaya çalışıyoruz" dedi.
'Türkiye'nin son 10 yılda Patriot alımı konusunda fırsatı olmasına rağmen S-400 almayı seçtiği' yönündeki ifadeler, gerçeği yansıtmamaktadır'
Türkiye'ye yönelik artan risk ve tehditler karşısında hava savunma sistemleri temininin zorunluluk haline geldiğini vurgulayan Akar, şöyle konuştu:
"Bu kapsamda ABD'den Patriot, Fransa-İtalya'dan SAMP-T almak istedik ancak bu, çeşitli nedenlerle mümkün olmadı. Bunun üzerine istediğimiz şartları sağlayan Rusya'dan S-400 hava savunma sistemlerini satın aldık. S-400 milli bir meseledir. Türkiye, bu tercihi ile egemenlik hakkını kullanmıştır. 'Türkiye'nin son 10 yılda Patriot alımı konusunda fırsatı olmasına rağmen S-400 almayı seçtiği' yönündeki ifadeler, gerçeği yansıtmamaktadır. 10 yıl boyunca ABD tarafına sunulan tekliflerimizde vurguladığımız, teknolojik işbirliği, erken teslimat ve uygun fiyat beklentilerimize yeterli ve uygun cevaplar alınamamıştır. Problemlerin çözümü için muhataplarımıza yazdığımız mektuba da henüz yanıt verilmemiştir."
'Türkiye, NATO'nun ve ABD'nin güçlü ve stratejik bir müttefikidir'
ABD'nin teknik anlamdaki kaygısını ele almaya hazır olunduğunu defalarca belirttiklerini anımsatan Akar, şunları kaydetti:
"Israrla şunları söyledik: S-400 savunma sistemi, tehdit ve tehlikeye karşı ihtiyaç duyulduğunda kullanılır. Türkiye'ye karşı bir taarruz niyeti yoksa kimseye zararı yok. NATO üyesi bazı ülkelerde Rus menşeili sistemler, S-300 nasıl kullanılıyorsa biz de S-400'ü aynı şekilde kullanabiliriz. Amacımız, ülkemizin ve 84 milyon vatandaşımızın füze ve hava savunmasıdır. S-400'ü NATO sisteminden bağımsız, müstakil olarak kullanacağız. Teknik çözümler mümkün, NATO'nun da dahil olabileceği ortak çalışma grubu teklifimiz masada, biz görüşmeye hazırız. S-400 meselesi üzerinden ülkemize F-35 başta olmak üzere birtakım kısıtlamalar uygulanması, müttefiklik ruhuna uygun değil. Türkiye, NATO'nun ve ABD'nin güçlü ve stratejik bir müttefikidir. ABD ile hem iki ülkenin hem NATO'nun hem bölgenin ve dünyanın yararına ortak yapabileceğimiz işler olduğuna inanıyoruz."
'Ortak merkez ile ilgili faaliyetlerimiz planlandığı şekilde devam ediyor'
Milli Savunma Bakanlığı olarak bir bütün halinde ve aynı ilkeler doğrultusunda FETÖ ile mücadeleye kararlılıkla devam ettiklerini vurgulayan Akar, "15 Temmuz'dan itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri'nden 21 bin 194 kişi ihraç edildi. FETÖ'den temizlendikçe güçlendiğimizin en açık göstergesi, ardı ardına gerçekleştirdiğimiz başarılı operasyonlar ve sayısı giderek artan büyük tatbikatlardır. Yeni bilgi, belge ve veriler ışığında gerekli işlemler yapılmakta. TSK üniformasını hiçbir hainin taşımasına müsaade etmeyeceğiz" açıklamasında bulundu.
Akar, "can kardeşimiz" diye nitelendirdiği Azerbaycan'a verilen desteğin dün olduğu gibi bugün ve yarın da devam edeceğini belirterek, şunları dile getirdi:
"Bunun en güzel örneği Azerbaycan'ın öz topraklarını Ermenistan işgalinden kurtarmak için başlattığı 'tek vatan' harekatına milletçe verdiğimiz güçlü destektir. Şu anda anlaşmalar doğrultusunda ortak merkez ile ilgili faaliyetlerimiz planlandığı şekilde devam ediyor. 'İki devlet, tek millet' anlayışı ile kederde ve kıvançta bir ve beraber olduğumuz Azerbaycanlı kardeşlerimizin tüm imkanlarımızla yanlarındayız. 29 yıl önce bugün Hocalı'da vahşice katledilen Azerbaycan Türkü kardeşlerimizin acısını yüreğimizde yaşamaya devam ediyoruz. Bu katliamı unutmadık, unutmayacağız. Hocalı'da şehit edilen tüm soydaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet diliyoruz."
'Milletinin emrinde, görevinin başında'
Koronavirüs salgını nedeniyle tüm dünyada toplumların ve bireylerin hayatlarında büyük değişimlerin yaşandığına dikkati çeken Akar, bu değişimden eğitim sisteminin de etkilendiğini söyledi.
Uzaktan eğitim gibi yeni uygulamaların hayata geçirildiğini, eğitim-öğretimin yeni bir boyut kazandığını ifade eden Akar, "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda alınan tedbirler sayesinde bu süreci en iyi şekilde atlatmayı hatta bu süreçten güçlenerek çıkmayı hedefliyoruz. Devletimiz bu konuda tüm kurum ve kuruluşlarıyla eş güdüm içinde var gücüyle çalışıyor. Ülkemizin her köşesine hizmet götürme gayretindeyiz" dedi.
Bu sürece Milli Eğitim Bakanlığının birçok ülkeden çok daha hızlı reaksiyon gösterdiğini ve her türlü tedbiri başarıyla aldığını kaydeden Akar, "Tablet bilgisayarlar da bu süreçte önemli bir ihtiyaç haline gelmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı, bu ihtiyacın karşılanması yönünde yine büyük gayret sarf etmektedir. Bizler de Milli Savunma Bakanlığı olarak Milli Eğitim Bakanlığının bu gayretlerine destek vermekten büyük memnuniyet duyuyoruz" diye konuştu.