İran'da Uzmanlar Meclisi üyelerini kabulünde konuşan dini lider Ayetullah Ali Hamaney, Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) denilen nükleer anlaşmadan ABD'nin çıkması üzerine Tahran'ın da taahhütlerini aşamalı azaltması karşısında Washington ile anlaşmaya taraf üç Avrupa ülkesinin söyleminin yanlış, kibirli ve insafsız olduğunu söyledi.
'ABD dönerse biz de geri döneriz'
"İran ilk günden itibaren uzun bir süre boyunca İslam’ın emirleri doğrultusunda taahhütlerini yerine getirdi, fakat ilk günden beri taahhütlerine uymayan bu ülkelerdi, bundan dolayı bu ülkelerden hesap sorulmalı" diyen Hamaney, şöyle devam etti:
"ABD KOEP’ten ayrıldığında ve diğerleri de ona ayak uydurduklarında Kuran’ın emri bizim de taahhütlerimizi bırakmak yönündeydi, buna rağmen sayın hükümetimiz taahhütlerini devam ettirdi ve zamanla azalttı, fakat karşı tarafın taahhütlerini yerine getirmesi durumunda bunlar geri getirilebilecek konulardır."
'Ne Siyonist soytarı ne de büyüğü engelleyebilir'
Ortada bir anlaşma olduğunu, karşı tarafın bunu uygulaması durumunda İran’ın da belirtilen süre zarfında buna uyacağını vurgulayan dini lider, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'ya atıfla şunları söyledi:
"Bu arada o uluslararası Siyonist soytarı sürekli 'İran'ın nükleer silah elde etmesine izin vermeyeceğiz' demektedir; kendisine şunu söylemek gerekir: Eğer İran nükleer silah elde etme kararında olsaydı ne o ne onun büyükleri bunu engelleyebilirdi. İran’ın nükleer silah yapımını engelleyen İslam’ın düşüncesi ve temelidir, zira İslam’a göre sivil halkı öldüren her türlü nükleer veya kimyasal silah yapımı yasaklanmıştır."
'Sivil öldürmek onların işi'
ABD’nin dünyada atom bombası kullanan ilk ve tek ülke olarak 220 bin kişiyi öldürdüğünü hatırlatan Hamaney, ABD'nin müttefiki Suud liderliğindeki bloğun Batılıların savaş uçaklarıyla Yemen halkı, hastaneleri, okulları ve pazar yerlerinin bombalandığına dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Sivilleri ve masumları öldürmek ABD ve Batılıların yöntemidir. İran ise bunu kabul etmiyor ve bu temelde de nükleer silah elde etmeyi düşünmüyor."
'Yüzde 60 zenginleştirme bile yapabiliriz'
Dini lider, uranyum zenginleştirme tartışmasına da yeniden müdahil oldu:
"Biz ülkemizin ihtiyaçları doğrultusunda gereken nükleer gücü elde etmeye kararlıyız ve bundan dolayı bizim zenginleştirmemizin sınırı yüzde 20 olmayacak ve ihtiyacımız doğrultuda ilerleyeceğiz. Örneğin nükleer motor veya diğer işler için belki yüzde 60 zenginleştirme bile yapabiliriz."
'Biliyorlar ama bilmezlikten geliyorlar'
Batılıların İran’ın nükleer silah peşinde olmadığını bildiklerini belirten Hamaney, nükleer silahın bahane olduğunu, Batılıların İran’ın normal silah elde etmesine bile karşı olduğunu, zira İran’ın güç kaynaklarını elinden almak istediklerini sıraladı.
Nükleer santrallerin daha sağlıklı, daha temiz ve daha ucuz enerjiyle yakın gelecekte en önemli enerji kaynaklarında olacağını, İran’ın zenginleştirme ihtiyacının gerekli olduğunu ve bunun hazırlıklarının bugünden başlaması gerektiğini anlatan dini lider, "Batılılar İran’in nükleer enerjiye ihtiyaç duyduğunda onlara muhtaç olmasını istiyor, bizim bu ihtiyacımızı kendi istekleri ve zorbalıklarını tahmil etme aracı olarak kullanmak istiyor" dedi.
Ruhani'ye uyarı: İki seslilik olmaz
Diğer meselelerde olduğu gibi nükleer meselede de geri adım atmayacaklarını, İran'ın bugünün maslahatı ve bugün ile geleceğin ihtiyacı doğrultusunda güçlü şekilde ilerleyeceğini sözlerine ekleyen Hamaney, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin hükümetine de kendisiyle aynı çizgiye gelmesi mesajı yolladı.
Muhafazakar milletvekillerinin çoğunlukta olduğu meclisin Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) kapsamında uygulanan Ek Protokol'den çıkmaya yönelik 'Yaptırımların Kaldırılması ve İran Ulusunun Çıkarlarının Korunması için Stratejik Eylem Planı' isimli yasasının iyi bir yasa olduğunu ve ciddiyetle uygulanması gerektiğini savunan dini lider, hükümet ile meclisten bu konudaki anlaşmazlığı çözmelerini ve iki sesliliğe yol açmamalarını istedi.
Uzmanlar Meclisi'nden bildiri: Yeniden müzakere etmeyiz
Hamaney tarafından ağırlanma öncesinde Uzmanlar Meclisi toplanarak 'nükleer anlaşma konusunda ABD'yle tekrar müzakere yapılmayacağına' dair bildiri yayımladı.
İran savunmasıyla ilgili konuların müzakereye kapalı olduğunu belirten bildiride, "Anlaşmaya varılmış konular üzerinde ABD'yle müzakere yapılması, ülkenin kırmızı çizgisidir. Savunma ve füzelerimiz, müzakeresi mümkün olmayan konulardır" denildi.
Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın nükleer anlaşmadan çıktıktan sonra uygulamaya koyduğu maksimum baskı politikasının başarısız olduğu dile getirilerek şöyle devam edildi:
"Dünya emperyalizmi şunu iyi bilmelidir ki, ABD'nin nükleer anlaşmaya dönüp dönmemesinin İran halkının direnişine etkisi olmayacaktır. Yaptırımlar kaldırılmadan KOEP'e dönmeleri, fayda sağlamadığı gibi zararlı olacaktır."
İran anayasasına göre, din adamlarından oluşan 88 sandalyeli Uzmanlar Meclisi, Velayet-i Fakih makamındaki dini lideri seçmek ve denetlemekle görevli.