Parti grupları, rapor üzerinde söz aldı.
İYİ Parti: Adli ve hukuki sürecin şeffaflığı, caydırıcılığı ve yaptırımları tartışılır durumda
Kabukcuoğlu, Türkiye'de çocuk ölümleri ve çocuk istismarı oranlarının gün geçtikçe arttığını ifade ederek, "Bu ölüm ve istismarlar sonrasında adli ve hukuki sürecin şeffaflığı, caydırıcılığı ve yaptırımları tartışılır durumdadır" dedi.
Çocuk ölümünü, "hayatın doğal akışına ters ve gerçekleştiğinde tüm yürekleri burkan, oldukça üzücü bir olay" olarak tanımlayan Kabukcuoğlu, vicdani olarak tüm yetişkinlerin, yasal olarak da devletin tüm çocukları korumakla yükümlü olduğunu dile getirdi. Kabukcuoğlu, her çocuğun devlet koruması altında olduğuna, herhangi bir çocuğun hayati riski ya da ölümü en az ailesi kadar devleti de ilgilendirdiğine işaret etti. Kabukcuoğlu, "Çocukları riskli durumlardan korumak ve çocuk ölümlerini önlemek için öncelikle olası risk durumlarını ve ölüm sebeplerini iyi bilmek gerekmektedir" dedi.
MHP: Çocuklarımızı korumak asli görevimiz olduğu kadar, vicdani sorumluluğumuz
MHP Grubu adına söz alan Konya Milletvekili Esin Kara, ihmaller sonucunda çocukların hayatını kaybettiğini belirterek, "Anne ve babanın yaşının küçük olması, çocuk yetiştirme hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması, zihinsel ya da psikolojik sorunlarının olması, çocuğun tedavisini tam olarak uygulayamaması, ihmal ya da istismara karşı çocuğunu yeteri kadar koruyamaması yüreklerimizi burkan çocuk ölümleriyle karşılaşmamıza neden olmaktadır" dedi.
Kara, şüpheli çocuk ölümlerinin titizlikle araştırılmasını, bu ölümlerin azaltılması için gerekli tedbirlerin ivedilikle alınmasını isteyerek, "Burada söz konusu olan bizlere emanet yavrularımızın canıdır. Mutlaka her detay incelenmeli, raporlama ve tespit kanuna uygun yapılmalıdır. Kanun ve usule aykırı yapılan ya da ihmal edilen işlemler neticesinde olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalınırken adalet gecikmekte ya da doğru uygulanamamaktadır" ifadesini kullandı.
Şüpheli çocuk ölümlerinde ailelerin dikkatle incelenmesini, ailenin başka çocukları varsa onların korunmasını, olay yeri incelemesinin titizlikle yapılmasını, delillerin kaybolmasına ya da karartılmasına izin verilmemesini öneren Kara, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şüpheli ölümlerin ilk kayda doğal ölüm olarak geçirilmesi ve vakalara ilk müdahaleyi yapan uzmanların dikkatli inceleme yapmaması neticesinde hem aileler mağdur olmakta hem de adalet gecikmektedir. Geciken adalet neticesinde suçlular hayatlarına devam ederken bazen de mazlumlar suçlanmaktadır. Aile içi şiddet unsurlarının kabul gördüğü toplumlarda çocuk ölüm oranları yükselmektedir. Bu sebeple şiddetin hiçbir türüne geçit verilmemesi, medyada şiddeti hoş gören mesajların verilmemesi gerekmektedir. Toplum olarak bilinç düzeyimizin artırılması, çocuk ölümlerinin her yönüyle altında yatan sebeplerinin kurumlar arası iş birliğiyle ele alınması gerekmektedir. Evladı şüpheli bir şekilde ölen anne ve babaların, vicdanlarının rahat edebilmesi için tüm delillerin ve ölüm sebebinin çözümünde faydalı olacak her türlü kayıt ve belgenin titizlikle incelendiğini bilmesi, olay yeri incelemeden adli tıpa, güvenlik sürecinden yargı sürecine hiçbir ihmal ve suistimalin olmadığını bilmesi ve güvenmesi gereklidir. Böylelikle, evladının ölüm nedeni cinayet mi intihar mı ihmal mi normal ölüm mü kaza mı sorumluluğu olan kim ya da kimler var? Bunların açığa çıkması ve bu konuda akıllarında soru işareti kalmaması, acılarını hafifletmese de vicdanlarının rahatlamasını sağlayacaktır. Bu da evladını kaybeden anne ve babaların en tabi hakkıdır."
HDP: Kanuna ve usule uygun hareket edilmedi
HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, komisyonun çalışmaları boyunca soruşturmaya dair çok sayıda ihmal ve hata tespit ettiklerini söyledi.
Kerestecioğlu, komisyon raporunu tamamlar tamamlamaz, savcılığın, soruşturmanın başında asla göstermediği bir hızla hemen davayla ilgili takipsizlik kararı verdiğini ifade ederek, "Bu karar için komisyon raporunun yayınlanması mı bekleniyordu? Komisyon, bir delil toplama ya da kanıya varma mercisi olmadığına göre neden bunu bekledi savcılık? Bunun, toplumun adaletsizlik duygusunu daha da perçinlemekten başka bir sonucu olmadığını görmedi mi yoksa gördü de görmezlikten mi geldi?" sorularını yöneltti.
Rabia Naz Vatan'ın kıyafetlerinin, doğru şekilde kayıt altına alınıp korunmadığını, olay yeri simülasyonunun, olayın hemen ardından adli tıp değerlendirmesinin gerekli kapsamda yapılmadığını ifade eden Kerestecioğlu, "Rabia Naz'ın ölümü üzerine başlatılan soruşturmada olay yeri inceleme raporu, delillerin toplanması ve tanıkların ifadelerinin alınması gibi aşamalarda kanuna ve usule uygun hareket edilmedi." diye konuştu.
Kerestecioğlu, olayın bilinçli olarak karartıldığı iddialarıyla ilgili de derinlemesine bir soruşturma yapılmadığını gördüklerini savundu.
CHP: Dinlenen onca tanığa karşı dinlenmeyenler...
CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, "Komisyon çalışmalarının ardından bana 'Rabia Naz'a ne oldu?' derseniz gerçeğe ulaşıp anlatabilmeyi, soranlara ne olduğunu söyleyebilmeyi, bir milletvekili olarak görevimiz olmamasına rağmen, inanın, çok isterdim. Defalarca alınan tanık ifadelerindeki değişimler, korunmayan delillerin niteliğindeki bozulmalar, araştırılan ama bir o kadar da araştırılmayan iddialar, dinlenen onca tanığa karşı dinlenmeyenler, yapılan onca işe karşı yapılmayanlar, yorumlarla öyle içinden çıkılmaz hale gelmişti ki verebilecek kesin delillere dayalı bir yanıtım yok" değerlendirmesinde bulundu.
"Bu iktidarın gözünde, yaşarken kıymeti olmayan çocukların ölünce kıymetleri olur mu?" diye soran Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Raporun Meclis Başkanı'na tesliminin hemen ardından apar topar zaten birçok ihmali olan Cumhuriyet Savcılığı, bu dosyayla ile ilgili takipsizlik kararı verdi. Soruşturmada eksik bırakılan, yanlış yapılan, geç yapılan ve hiç yapılmayan durumlar söz konusuyken üstelik ciddi çelişkiler de varken, savcılık bu soruşturmayı kapatmak istedi. Bu dosyaya bakanların, bu kararı aldıranların vicdanlarının kararmış olduğunu bir kez daha gördük. Rabia Naz Vatan’a ne oldu sorusu, vicdanlara kara bir leke olarak yerleşti. Bir milletvekili, bir hukukçu olarak değil, çocuğunun parmağına kıymık batsa içi sızlayan bir anne olarak sizlere seslenmek istiyorum: Partileri, siyaset yapma anlayışınızı iktidarı, muhalefeti şu kapının arkasına bırakıp, gelin hep birlikte çocuklarımızın eşit ve adil koşullarda yaşayabileceği bir ülke inşa edelim. Aya gideceksek, yine gideriz aya. Aya gidecek o yollar çocukların, anaların, babaların gözyaşlarıyla oluşmasın."
AK Partili Komisyon Başkanı: İşimiz çok zordu
Komisyon Başkanı, AK Parti Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu, yargıda devam eden bir soruşturmayla ilgili Meclis araştırması yaptıklarını, yargılama yapamadıklarını ifade etti.
Aydoğdu, "Yargılama sürecinin, idari ve adli yargı sürecinin ve bu sürece ilişkin yapılanların bir nevi gözlemini yapıyoruz. İşimiz çok zordu. Bu sınırları zorlamamaya, sınırları aşmamaya çok gayret ettik." değerlendirmesinde bulundu.
Komisyonun çalışmalarını anlatan Aydoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Komisyonumuz çalışmaları sırasında özellikle Rabia Naz Vatan'ın vefatı hususunda yargı mercilerinde o tarihte henüz devam eden bir soruşturmaya konu olması gerçeğini hiçbir zaman gözden ırak tutmadı ve anayasamızda belirtilen yasama-yargı ilişkileri çerçevesini büyük bir özenle dikkate aldı. Biliyoruz ki evlat acısı hiçbir zaman yaşlanmayacak ve eskimeyecek bir acıdır. Bu acıyı yaşayan ailelerin varlığı komisyon çalışmalarımız müddetince bizi, bütün milletvekili arkadaşlarımızı uyaran ve yol gösteren, adeta hepimizin kalbinde bir ikaz merkezi gibi çalıştık. Komisyon üyesi bütün milletvekili arkadaşlarımın itinayla üzerinde durdukları husus, çocuğunu kaybeden ailelerin acısıyla beraber, yargıya intikal eden konularda çözüm ve hüküm mercisinin yargı makamları olduğu, olacağı gerçeğidir. Komisyonumuz çalışmaları esnasında ve bilhassa Rabia Naz Vatan olayını incelerken devam eden resmi soruşturmada olayların akışı içerisinde yargının yetki ve sorumluluklarını anayasal bir itinayla dikkate alarak inceleme ve gözlemlerde bulunup değerlendirmelerimizi yargının sahasına girmemeye dikkat ederek yaptık."
Aydoğdu, dinlenilen kişiler, incelenen soruşturma dosyası, elde edilen diğer bilgiler ve belgeler kapsamında, "meydana gelen olay sonrası bir kısım kişi veya kişilerce olayın tüm yönleriyle açığa çıkarılmasını engellemek amacıyla soruşturma makamlarına müdahalede bulunulduğuna" dair veya delillerin karartıldığına yönelik iddiaları destekleyici herhangi bir somut bulguya rastlayamadıklarını bildirdi.
Aydoğdu, şunları kaydetti:
"Buna bir arkadaşımız, 'Bir aklama dosyası olamaz' dedi. Elbette olamaz ama suçlama dosyası da olamaz. Buna da dikkat ettik, sizler de ettiniz; teşekkür ediyorum. Komisyon raporumuzda yer alan tedbirlerin önümüzdeki süreçte şüpheli çocuk ölümlerinde azalma sağlamasını umuyor, çocuk ölümleri konusunda farkındalığı olan milletvekilleri olarak, bütün komisyon üyesi arkadaşlarım adına söylüyorum, konuya ilişkin sorunların takipçisi olacağız."
'Tespit ettiğimiz eksiklikler soruşturmaya eklendiğinde...'
AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir, Vatan ile ilgili ilk delil toplama sürecini gerçekleştiren polislerin, Eynesil’deki en yakın karakoldaki, amirlikteki polisler olduğunu anımsatarak, "Bizim de arkadaşlarımızın da ortak kanaati, orada toplanan delillerin daha nitelikli olması, daha iyi çalışılması durumunda; siyasi baskı unsurunu, soruşturmanın iyi yürütülmediği unsurunu bugün konuşmuyor olacaktık. Daha sonra gelen teknik ekip ilk gün de orada çalışma yapmış olsaydı hepimizin tespit ettiği o hususlar belki gerçekleşmemiş ve bunları konuşmuyor olacaktık ama gerçekleşmiş." dedi.
Bu ölümün, intihar olamayacağı yönünde bir kanaatlerinin bulunduğunu dile getiren Özdemir, Rabia Naz Vatan'ın, hayat dolu, başarılı bir çocuk olduğunu anlattı.
Bu yargılama süreciyle ilgili birçok eksiklikleri tespit ettiklerine işaret eden Özdemir, "Bundan sonraki soruşturmalarda bu tespit ettiğimiz eksiklikler soruşturmaya eklendiğinde inşallah, daha sağlıklı sonuçlar alınacak diye düşünüyorum." ifadesini kullandı.