İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, semt pazarlarına yaptığı ziyaretleri, mahalle bakkallarına taşıdı. Dün akşam saatlerinde Gaziosmanpaşa Fevzi Çakmak Mahallesi'nde Özlem-Ercan Özer çiftinin işlettiği bakkalı ziyaret etti.
ibb.istanbul'da yer alan habere göre duvarında "Veresiye yoktur" yazısı bulunan bakkallarını, 2 veresiye defteriyle döndürdüklerini belirten Özer çifti "Onu asan bir arkadaşımız. ‘Sembolik olarak asalım ağabey. Veresiye yoktur, diyorsun; ama biz, senden veresiye alıyoruz' dedi. Kendisi getirip astı. Kimseye ‘Yok' diyemiyorsun. Adam geliyor, ‘Çocuğum evde aç' deyince, ne diyebilirsiniz? Kendi çocuğum evde aç kaldığı zaman benim hoşuma gitmez. Başkasının da çocuğu evde aç kalmasın. Bu yüzden, elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. Ama tabi bizim gücümüz de bir yere kadar" diye konuştu.
'Zincir marketler haksız rekabet yaratıyor'
Özer çifti, en büyük sorunlarının zincir marketlerle rekabet edememek olduğunun altını çizdi. Bu tarz işletmelerin, sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde belli bir saate kadar açık olduğunu belirten çift, buna karşılık sokak ve cadde esnafının kapalı olduğunu aktardı.
Zincir marketlerin kırtasiye, züccaciye, tuhafiye ve benzeri dükkanlarda satılan ürünleri, o tarz dükkanlar kapalı olmasına rağmen müşteriye sunabildiğini hatırlatan bakkal çift, bu durumun haksız rekabet yarattığına dikkat çekti. Bunun üzerine İmamoğlu, "Aslında adaletsiz bir uygulama var burada" dedi. Bakkal çift, "Bunlara gücü yetecek tek kişi var; o da devletimiz. Ama ne kadar destek olduğunu görüyoruz" dedi.
'Dayanışma kültürümüz, ahlakımız çok yüksek'
İmamoğlu ve Özer çifti arasında şu diyaloglar yaşandı:
İmamoğlu: Aslında bizim vatandaşımızın da tahammül gücü yüksek, Allah razı olsun. O da zor koşullarda ayakta durabilmek için elinden geleni yapıyor; esnafımız da öyle…
Bir de dayanışma kültürümüz, ahlakımız da çok yüksek. Orada belki de görünmeyen en büyük dayanışmayı sizin sayenizde yaşıyoruz. İstanbul'da, yaklaşık 16-17 bin bakkal var. İnşallah bu zor günleri atlatırız hem esnafımız için hem vatandaşımız için. Veresiye olması kötü. Destek alabildiniz mi hiç, bakkallar olarak?
Özer: Yok, destek alamadık.
'2 haftada 5-6 bin liralık veresiyemiz oluşuyor'
İmamoğlu: Satışlar ne kadar oldu sizde mesela?
Özer: Veresiyemiz çok olduğu için düşme yok.
İmamoğlu: İşin ne kadarı veresiye?
Özer: 2 haftada 5-6 bin liralık veresiyemiz oluşuyor. İnsanlar zorda. İdare etmek zorundayız.
İmamoğlu: Allah, razı olsun. Güveniyorsunuz tabi; komşuluk var.
'Vatandaş 10 tane alacağına 3 tane alıyor'
Özer: Güvenmek zorundayız. Onlar bize güveniyor, biz onlara güveniyoruz. Çoğu vatandaş da 10 tane alacağı varsa 3 tane alıyor. Çünkü, ‘ödeyemem' korkusu var. Geciktiren var. Gidip de kimsenin gırtlağına yapışıp, ‘Paramızı ver' de diyemiyoruz. Böyle bir lüksümüz de yok. Bütün esnaf, gerçekten sıkıntılı. Bir sürü yer kapalı. Şu an baktığınızda mahallede kaç tane esnafımız açık?
'Hükümetten yetkililer duysun istiyorum'
İmamoğlu: O zaten belli sektörleri çok fena hırpalamış durumda. Onun farkındayız. Bazı desteklerin de onları korumadığını görüyoruz. O da bizi üzüyor tabi. Belediye Başkanı olarak, vatandaşımızla yaptığım bu diyaloglar sonucunda, hem kendi açımdan ‘Neye fayda verebilirim' diye uğraş içine giriyoruz hem de duyulmayan bir ses varsa, bunu hükümetten de ilgili yetkililer duysun istiyorum. Benim derdim o.
Çünkü, bazen duymamıştır ya da orayı hissedememiştir; hissetsin istiyorum. Bu zor günleri atlatmanın formülünü bulmamız lazım. Allah'ın izniyle, bu memleket her yükün altından kalkmıştır, bunun üstesinden de gelecektir. Ama o güne kadar hepimizin sağ-salim yürümesini sağlamak lazım ekonomik olarak, sağlık olarak, her açıdan.”
Özer: Ama buna da biraz destek lazım. Bizim gücümüz bir yere kadar gidiyor.
İmamoğlu: Destek şart.