Borrell, AB Dışişleri Bakanları Toplantısı sonunda düzenlediği basın toplantısında, Türkiye-AB ilişkilerinin gündem maddelerinden biri olduğunu, "Türk makamlarının son AB Konseyi Toplantısı'ndan beri gönderdiği önemli mesajları ve jestleri not ettik." dedi.
Türkiye ile diyalog ve iş birliğini sağlamlaştırmak için temasların önemini teyit ettiklerini aktaran Borrell, Türkiye ile Yunanistan arasındaki istikşafi görüşmelere atıfta bulunarak, iki ülke arasındaki deniz anlaşmazlıklarının çözümünün BM Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) temelinde bulunabileceğini savundu.
Borrell, BM öncülüğündeki Kıbrıs müzakerelerinin en kısa sürede yeniden başlamasının da eşit derecede önem taşıdığını, AB'nin daha önce olduğu gibi gözlemci olarak müzakerelerde bulunmaya hazır olduğunu bildirdi.
Aralıktaki AB Liderler Zirvesi'nde alınan ve Türkiye'ye yönelik kısıtlayıcı tedbir listesine ek yapılmasını öngören kararın hala geçerli olup olmadığı sorulan Borrell, tüm kararları siyasi değerlendirmelerle aldıklarını hatırlatarak, "Teknik birimler bunun üzerinde çalışıyor. Liste hazır değil ama kenara atılmış da değil. Çalışmalar devam ediyor." diye konuştu.
'İvmeyi devam ettirme konusunda mutabık kalındı'
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun geçen hafta Brüksel'e yaptığı ziyarette AB'nin aldığı ve verdiği mesajların neler olduğu sorulan Borrell, şunları kaydetti:
"2020'de ilişkilerimizi sıkıntıya sokan tüm konuları gözden geçirdik. İki taraf da bunların üstesinden gelme, endişeleri paylaşma, birlikte çalışma ve daha iyi komşuluk konusunda daha iyi bir yol izleme konusunda mutabık kaldı. Geçen yaz ve sonbaharda ilişkilerimizi zehirleyen konuların bugün durduğunu söylemekten mutluluk duyuyorum. Türk gemileri ve arama çalışmaları şu anda yok. Her iki taraf da anlaşmalara varabilmek adına bu ivmeyi devam ettirmek ve olumlu olarak kullanmak için mutabık kaldı.
Bugün, Türkiye-Yunanistan (istikşafi) ön görüşmeleri başladı. Şubat ortası veya sonunda, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik müzakerelerin de başlamasını ümit ediyoruz. 2020'deki tüm konular zorluydu. İyi bir atmosfer oluşması için Kıbrıs gibi, deniz yetki alanları gibi tüm konularda sükunet gerekiyor."