Kamuoyunda ‘Mavi Vatan’ kavramının isim babası olarak bilinen emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, “istikşafi görüşmeler, Türkiye için bir geri adımdır” görüşünde.
Gürdeniz, bu aşamada istikşafi görüşmelerde bir başarı elde etme olanağının söz konusu olmadığını belirterek “Yunanistan, bugüne kadar bilinen uzlaşmaz, geri adım atmaz ve Türkiye’yi, Anadolu’ya sıkıştıran tezleri ile karşımıza geliyor. O nedenle Yunanistan, bu süreçte ikna edilebilecek bir devlet değildir. Türkiye’nin verecek bir tavizi de olmadığından bu sürecin başarısızlıkla sonuçlanacağını söyleyebilirim” diyor.
Emekli Tümamiral Deniz Kutluk da daha önce gerçekleştirilen 60 görüşmede hiçbir sonuç elde edilmediğini belirterek, “Bu defa da çok önemli sonuçlar beklenmemeli. Ama tarafların görüşmesi, geride kalan 5 yıllık sürede fikirlerde ne gibi değişiklikler olduğunun tespitine yönelik iyi olabilir” görüşünü paylaşıyor.
Türkiye ve Yunanistan’ın görüşlerinin tamamen zıt olduğunu ifade eden Kutluk, “İki devletin farklı hukuki ve siyasi gerekçeleri var. Bu gerekçeler konusunda birbirimizi ikna edebilirsek zaman içinde bir yere varmak mümkün” diye ekliyor.
‘Türkiye, haklı olan taraftır’
Cem Gürdeniz, TCG İstanbul’un istikşafi görüşmelere iki gün kala denize indirilmesini güzel bir mesaj olarak değerlendiriyor. Gürdeniz, şunları da ekliyor:
“Yunanistan da Fransa ile Rafale savaş uçaklarının sözleşmesini onayladı. Bu da onların bize verdiği bir mesaj. Türkiye’nin gerek Ege’de gerekse de Doğu Akdeniz’deki mücadelesi bir maratondur. Burada ülkeler deniz güçleri paralelinde başarılı olacaktır. Bu maratonda Türkiye mutlak suretle kazanacaktır. Çünkü haklı olan taraftadır. Türkiye’nin donanmasıyla Ege’de her an harbe hazır olması da esasında diplomasimizin arkasındaki en büyük güçtür. Bu gücü de korumamız ve geliştirmemiz elzemdir.”
Deniz Kutluk da TCG İstanbul’un denize indirilmesiyle istikşafi görüşmelerin başlamasının denk geldiğine dikkat çekiyor ve şunları kaydediyor:
“Anadolu Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi gelecek sene, sonra da sırayla yüksek kabiliyetli denizaltılarımız hizmete girecek. Dolayısıyla Türkiye, donanmasını güçlendiriyor. Mavi Vatan’ı koruyacak önlemleri alıyor. Karşısına çıkacaklar da gerekli mesajı alacaktır diye düşünüyorum.”
‘Türk Deniz Kuvvetleri’nin vuruş gücü artıyor’
Peki, İstif sınıfı gemilerin ilki olan TCG İstanbul, envantere gireceği 2023 senesinde, Türk Deniz Kuvvetleri’ne hangi yetenekleri kazandıracak?
Bu konuda Sputnik’e değerlendirmelerde bulunan Savaş Gemileri ve Askeri Denizcilik Araştırmacısı Devrim Yaylalı, TCG İstanbul’un “ilk yerli fırkateyn” olduğuna dikkat çekiyor ve şunları ekliyor:
“Türkiye, 2023’te, ilk defa fırkateyn büyüklüğünde ve karmaşıklığında bir savaş gemisini kendi dizaynı ve kendi üretimi olarak hazırlamış ve hizmete almış olacak. Geminin üzerinde bazı yeni sistemler de hizmete girecek. Mesela Türk Deniz Kuvvetleri, bunun gibi platformlarda Amerikan üretimi Harpoon füzesini kullanıyordu. Harpoon’lardan da bir gemide genelde 8 tane olurdu. Şimdi İstif sınıfı firkateynlerde 16 tane Türk yapımı ATMACA Gemisavar Füzesi bulunacak. Geminin vurucu gücü envanterdeki firkateynlerle kıyaslandığında iki katı artmış olacak. Onun dışında Dikey Fırlatma Sistemi olarak mevcut gemilerimizde Amerikan menşeili bir ürün kullanılıyor. İstif sınıfı gemilerde Türk yapımı bir Dikey Fırlatma Sistemi kullanılacak. Bu da son derece önemli esneklikler sağlayacak.”
İstif sınıfı gemilerin İstanbul, İçel, İzmir ve İzmit olarak adlandırılacağını hatırlatan Yaylalı, bunun arka planına dair şunları söylüyor:
“Bu isimler, 1967 yılında, Amerikan Deniz Kuvvetleri’nin Türkiye’ye ikinci el olarak vermiş olduğu muhriplerin isimleriydi. Bu gemiler 1967-1968 yıllarında Türk Deniz Kuvvetleri’nin hizmetine girmiş ve 1986’da hizmetten çıkmıştı. Yeni İstif sınıfı ile o şehirlerimizin isimleri tekrar yaşatılmış olacak.”