Bakan Akar, hassas dönemdeki bu önemli ziyareti kapsamında 36 saat içinde aralarında Bağdat ve Erbil yönetimlerinin liderlerinin de bulunduğu 9 önemli görüşme gerçekleştirdi.
Toplantıdan çıkan başlıklardan biri, Türkiye’nin Irak Silahlı Kuvvetleri’nin yeniden yapılandırılmasına yönelik katkıları oldu. Bu konuda Irak ordusuna destek sağlayacaklarını ifade eden Akar, “Ortak eğitimler, tatbikatlar yapacağız. Ayrıca dil eğitimi konusunda da Irak ile mutabakata vardık. Personellerimizi karşılıklı olarak lisan öğrenmek için göndereceğiz” diye konuştu. Akar, savunma sanayi konusunda da destekler sunulacağını belirtti.
Akar, görüşmelerde Sincar konusunun da gündeme geldiğini söyledi. “Şu anda teröristlerin özellikle Sincar çevresinden tamamen ayrılmadığına dair bilgilerimiz var” diyen Akar, bu konuda Bağdat yönetiminin çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.
Akar “Bu konuda herhangi bir şekilde bizden yardım, destek isterlerse bunu da sağlamaya hazır olduğumuzu kendilerine ifade ettik” notunu da ekledi.
PKK ile mücadele konusuna da değinen Akar, “Önümüzdeki dönemde iş birliğimizin gerçekleşmesi ve bununla alakalı uygun mekanizmaları kurmak suretiyle Türkiye-Irak, Türkiye-Erbil arasındaki iş birliği terörle mücadele konusunda çok önemli birtakım gelişmelere sebep olabilecek. Bu konuda tarafların istekli olduğunu gördük. Hem uluslararası ortamı hem de mevcut durumu değerlendirdiğimizde artık PKK’nın herhangi bir şekilde kaçacak deliğinin kalmadığını ve bunların sonlarının geldiğini söyleyebiliriz” dedi.
‘Irak’ta istikrarın olması Türkiye’nin güvenliği açısından da önemli’
Akar’ın açıklamalarındaki bu noktaları, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Terörizm ve Terörizmle Mücadele Araştırmaları Merkezi Başkanı, Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay, Sputnik’e değerlendirdi.
Irak Silahlı Kuvvetleri’nin yapılandırılması için ABD ve bazı Avrupa Birliği ülkelerinin de destek sunduğunu ve çalıştığını hatırlatan Atabay, “Irak’ta istikrarın olması, Türkiye’nin güvenliği açısından da önemli. Bu açıdan baktığımızda uzaklardan gelen ülkeler Irak Silahlı Kuvvetleri’ni destekliyor da niye biz de komşumuzla bu işbirliğini gerçekleştirmeyelim. Eğitimli bir Irak ordusunu, ülkedeki terör faaliyetlerinin engellenmesine de katkı sunacak” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye neden rahatsız?
Irak’ın son dönemde ülkede yabancı bir kuvvetin varlığını istemediğine dair bir irade ortaya koyduğunu söyleyen Atabay, “Sincar meselesini öncelikle kendi güçleriyle halletmek istiyorlar. Bakan Akar, kendileri halledemezlerse bunun için ‘destek sunarız’ diyor. Bu istihbarat anlamında da havadan-karadan harekâtla da olabilir. Bu konuda Irak’ın isteği belirleyici olacak” şeklinde konuştu.
PKK’nın Suriye geçişini Sincar üzerinden sağladığının altını çizen Atalay, “Bu açıdan baktığımızda Sincar’dan PKK’nın çıkarılmasını Bağdat üstlenmiş durumda. Bu konuda da Erbil ile bir anlaşma yaptılar. Fakat sahada bunu gerçekleştiremediler. Türkiye bunun için rahatsız” dedi.
‘Sincar'ın muhatabı Bağdat yönetimidir’
Ünal Atabay, değerlendirmesine şunları da ekledi:
“Sincar, Irak Anayasası'na göre tartışmalı bölge statüsünde ve burası IKBY'nin sorumluluk sahasında değil. Buradan sorumlu makam, Irak merkezi yönetimidir. Bu nedenle Sincar'ın muhatabı Erbil’den ziyade Bağdat yönetimidir. Sincar, PKK’dan arındırıldıktan sonra bölgeye bir kısım Roj peşmergelerinin yerleştirilebileceği yönünde bilgiler de var. Buna müsaade edilmemeli, diğer bir ifadeyle Suriye ile birleştirme projesine açık hale gelmesine fırsat verilmemeli. Sincar’dan PKK çıkarıldıktan sonra da burada Irak güvenlik güçleri dışında hiçbir silahlı güce müsaade edilmemeli.”
‘Irak, İran ve Türkiye üçlüsü müşterek hareket etmeli’
Bağdat ve Erbil ile teröre karşı mekanizmaların kurulmasını da değerlendiren Atabay’ın bu konuda bazı çekinceleri var:
“IKBY’nin, PKK’ya karşı Türkiye ile iş birliği yapacağını düşünmüyorum. Çünkü PKK ve Erbil arasında çatışmamak üzerine bir mutabakat var. Bu mutabakat bozulur bozulmaz ama Barzani bunun kendine yönelik bir istikrarsızlık yaratacağını da düşünerek bugüne kadar elde ettiği kazanımları kaybetmemek adına PKK ile karşı karşıya gelip bir mücadeleye girişmez.”
Türkiye’nin bu konuda Irak Merkezi Hükümeti ile işbirliği yapması gerektiğini ifade eden Atabay, “Biz Bağdat ve Erbil’i ayrı ayrı ama aynı kefede muhatap aldığımız sürece orada Irak, Türkiye’ye olan bakışını tam bizim istediğimiz rotaya koymayacaktır. Biz başından itibaren Bağdat’ı muhatap almalıydık. O zaman belki iki silahlı kuvvetler arasında istihbarat paylaşımı, ortak operasyon, müşterek iş birliği daha iyi olabilir” diye ekledi.
Atabay, Irak’taki PKK yapılanmasına karşı “Irak, İran ve Türkiye üçlüsünün müşterek hareket etmesinin” mücadelenin sonuçları açısından etkili olacağını da vurguladı:
“Bu mücadelenin İran ayağı eksik kalırsa, Irak’la arzu ettiğimiz iş birliği hedefine ulaşamayabilir. Aynı masada eşzamanlı olarak görüşüyor olmamız lazım.”