Olay, 30 Eylül 2019 tarihinde Antalya'nın Döşemealtı ilçesinde meydana geldi. Eğlence merkezinde çalışan bir çocuk annesi Çiğdem Y., iş bitimi patronunun söylemesi üzerine Murat K. adlı müşterinin aracına binerek taksi durağına bırakılmak üzere yola çıktı.
Demirören Haber Ajansı'nın (DHA) haberine göre durağa gelindiğinde Murat K., araçtan inmesine izin vermediği Çiğdem Y.'yi darp etti. Ardından Y.'yi otomobiliyle Altınkale mahallesinde bulunan marangozhanesine götürdü. Burada kadını darp etmeyi sürdüren Murat K., direnmesine rağmen Çiğdem Y.'nin kıyafetlerini zorla çıkardı.
Cep telefonu ile annesi Hülya Baran'ı arayan Çiğdem Y., "Anne ben ölüyorum. Oğluma iyi bak" dedikten sonra Murat K. müdahale ederek, telefonu elinden aldı ve kadına cinsel saldırıda bulundu. Anne Hülya Baran'ın ısrarlı aramaları sonrası telefonu açan Murat K., "Kızına şu an tecavüz ediyorum" dedikten sonra telefonu kapattı.
İki şüpheli serbest
Ardından Çiğdem Y.'yi marangozhanenin birinci katına çıkaran Murat K., iddiaya göre G.K. adlı çalışanını çağırarak, genç kadına zorla uyuşturucu kullandırttı. Yaylak'ın çantasındaki 850 TL'yi de alan Murat K., kadına saatlerce cinsel saldırıda bulundu. Murat K. daha sonra aracına aldığı Çiğdem Y.'yi bilmediği bir yerde bırakarak ayrıldı. Polise giden Çiğdem Y. şikayetçi olurken, cinsel saldırı doktor raporuna da yansıdı.
Şikayet üzerine gözaltına alınan Murat K. ile G.K., suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, iftira atıldığını öne sürdü. Ancak olay anına ait iş yeri güvenlik kameralarını inceleyen Siber Suçlar Şube Müdürlüğü, olayın gerçekleştiği tarih ve saat aralığını gösteren kamera kayıtlarının silindiğini tespit etti. Veri kurtarma uzmanlarının yaptığı çalışma sonunda olay anına ilişkin bir kısım kamera kayıtları kurtarıldı. Murat K. ile G.K., çıkarıldıkları Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.
Yürütülen soruşturma sonunda, 2 şüpheli hakkında Antalya 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Mütalaasında, kurtarılan kamera kayıtlarına değinen Cumhuriyet Savcısı, sanık Murat K.’nin müştekiye araç içinde tokat attığını, araçtan indirdiği ve sarılma teşebbüsüne karşı şikayetçinin kendisini iteklediğine dikkat çekerek, "Sonrasında müşteki yere düşmüştür. Şüpheli Murat K.’nin yere düşen müştekiyi kaldırdığı ve iç çamaşırını indirmeye çalıştığı, ancak müştekinin buna engel olduğu görülmüştür. Şüpheli müştekiye sarılmak istemiş, ancak müşteki istemeyince tokatlayarak yere düşürmüştür. Şüpheli yerdeki müştekiye 2 kez tokat atmıştır" diyerek, olay sonrasında şüphelinin iş yerine tekrar gelerek hortumla merdivenleri sildiği ve bir gün sonrasında da kayıtların silindiğine işaret etti.
'Zorla uyuşturucu verdiler'
Savcı, kamera kayıtları, doktor raporu, olay yeri inceleme ve Adli Tıp Kimya İhtisas Daire Başkanlığı'nın analiz raporlarının şikayetçinin iddialarını destekler nitelikte ve şikayeti ile uyumlu olduğuna dikkat çekerek, "Şüpheliler Murat K. ile G.K., uyuşturucu maddeyi müştekiye zorla vererek müştekinin direncini kırmak sureti ile üzerlerine atılı 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', 'nitelikli cinsel saldırı' suçunu işledikleri, ayrıca Murat K.’nin müştekinin parasını zorla alarak 'nitelikli yağma' suçunu işlediği kanaatine varılmıştır" dedi.
Sosyal medyada 'tutuklansın' talebi
Olayın haber ajansları tarafından gündeme getirilmesinin ardından sosyal medyada kampanya başlatıldı. Twitter'da '#MuratKTutuklansın' hashtag'i birinci sıraya kadar yükseldi. Kampanyaya iş, spor ve sanat dünyasından çok sayıda kişi yorum yaptı. Yapılan yorumların sayısı 100 bine yaklaştı.
Anne Baran: Devlet büyüklerimiz, halkımız, kızım Çiğdem'in sesi oldu
Antalya Adliyesi'ne gelen anne Hülya Baran ise haberin ardından sosyal medyadan büyük destek gördüklerini belirterek, “81 milyonun desteğini arkamızda hissettik. Devlet büyüklerimiz, halkımız, kızım Çiğdem'in sesi oldular. Halkımıza, büyüklerimize teşekkür ediyorum" dedi.
Sanığın iddiaları yalanlamasının bir şey ifade etmediğini kaydeden Hülya Baran, “Görüntüler, mesajlar, raporlar gerçeği söylemektedir. Bunun başka bir açıklaması yok. Bu davayı kazanacağımıza inanıyorum" diye konuştu.
'Kızım sanıkla sevgili değildi'
Sanığın, kızının iki kez intihara teşebbüs ettiği yönündeki iddialarla ilgili de konuşan Hülya Baran, şunları söyledi:
- “Evet, kızım intihara teşebbüs etti. 11 yıl önceki ilk teşebbüsü ailevi sorunlardan kaynaklandı. Bunu zaten medya yazdı. İkincisi de 5-6 yıl önceydi. 4 yıllık beraberlik yaşadığı ve sevdiği kişinin dayağından kurtulmak için kendisini 5'inci kattan attı. Kızım buna rağmen bu kişiyi sevdiği için şikayetçi olmamıştı. Evladımın birçok yerinde platin var. Ama yine de hayata tutunmayı başardı. Çok güzel bir hayatımız vardı. Ta ki kızımın başına bu olay gelene kadar. İnsanların başına her şey gelebilir.
- Bizim davamızla, geçmişte yaşadıklarının bir bağlantısı olmadığını düşünüyorum. Sanık kendilerinden avukatımız aracılığı ile para talebinde bulunduğumuzu iddia ediyor. Biz asla para talebinde bulunmadık. Varsa böyle bir şey ispatlasınlar. Sanık kendisi etrafımızdaki insanlar vasıtası ile uzlaşma talebinde bulundu. Madem suçlu değildi, neden aracıları gönderdi. Neden bize para teklif etti."
'Para teklifini kabul etmeyince tehdit ettiler'
Şikayetçilerin avukatı Bilgenur Yalçın da kamuoyunun desteğini aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:
- "Bütün Türkiye'nin güzel insanları bizimle birlikteydi. Mağdurun ve mazlumun korunması için destek vereceklerini söylediler. Adaletin sağlanacağına inancımızı pekiştirdikleri için Türk halkına çok teşekkür ediyorum. Sanıkların tutuklanması için bugün talepte bulundum. Gerekenin yapılacağına inanıyorum. Adalet er ya da geç tecelli edecektir.
- Sanığın avukatı, aileye verilmesi için bana para teklif etti. Bu teklifi kabul etmeyince benim davadan çekilmem için tehdit ettiler. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da davaya müdahil olmak istedi. Bugün avukatları aradı. Bana yönelik tehdit konusunu da sordular. Kendime yönelik tehditten dolayı da ayrıca suç duyurusunda bulundum."