Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdür Birinci Yardımcısı ve Yapı İşleri Direktörü Sergey Butckikh, Rusya devlet kurumu Rosatom tarafından inşa edilen Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin halihazırdaki durumunu, güvenlik protokollerini ve tam anlamıyla çalışmaya başladıktan sonra Türkiye’ye enerji ve çevre açısından getirilerini Sputnik’e anlattı.
‘Akkuyu inşaatı ve montaj çalışmaları planlanan hızda devam ediyor’
Butskih, ‘Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinin inşaat çalışmalarının nasıl ilerlediği ve 2021 yılının iş takviminde ne öngörüldüğünün’ sorulması üzerine, santralde inşaat ve montaj çalışmalarının planlandığı hızda devam ettiğini söyledi:
“Akkuyu NGS’nin üç adet güç ünitesi eş zamanlı olarak inşa ediliyor. Birinci ünitenin reaktör binası ve makine bölümünün temel plakaları hazırlandı, ‘Kor Tutucu’ projede öngörülen yere yerleştirildi, reaktör binasının iç koruma binasının ikinci katmanının kurulumu tamamlandı. Pompa istasyonlarının inşaatı yakın gelecekte başlayacak. İkinci güç ünitesinin reaktör ve türbin binalarının temel plakalarının kurulumu tamamlandı, kor tutucu ise projede öngörülen konumuna yerleştirildi. Üçüncü ünitenin inşaat alanında, reaktör ve türbin binalarının temel plakalarının beton hazırlığı tamamlanıyor. Bunun ardından temel güçlendirme ve betonlama çalışmalarına geçeceğiz. Güç üniteleri binalarının inşaatına paralel olarak inşaat ve montaj tesisleri, yakıt depoları, deniz hidroteknik yapıları, şalt sahası gibi yardımcı tesislerde çalışmalar devam ediyor.”
‘Çalışan personelin yaşam alanı inşaatı başladı’
Santralde çalışan personelin yaşam alanı inşaatının başladığını ifade eden Butckikh “Mayıs 2019’da inşaatı tamamlanarak devreye giren doğu kargo terminali, hali hazırda projenin ana nakliye merkezi konumunda olan terminale düzenli olarak inşaat malzemeleri ve ekipman sevkiyatı yapılıyor. Akkuyu NGS'nin deniz kıyısında yer alması nedeniyle deniz hidroteknik yapıları, santralin işletilmesinde son derece önemli bir işlev görecek. Şu anda, bu doğrultuda su alma yapısının inşaat alanında tarama çalışmaları devam ediyor ve antifer bloklar kullanılarak yapılan kıyı güçlendirme çalışmaları sürüyor” dedi.
‘Akkuyu Nükleer’in içindeki çalışmalar Türk, Rus ve uluslararası kalite ve güvenlik düzenlemeleri doğrultusunda sürekli olarak denetleniyor’
Akkuyu NGS yetkilisi, bu yıl içerisinde Akkuyu NGS’de yapılması öngörülen planları da anlattı:
“2021 yılında birinci güç ünitesinin reaktör binasında, reaktör basınç kabı ile dört adet buhar üreteci, ana sirkülasyon pompası, basınçlandırıcı, acil durum soğutma tankları ve dairesel vinçlerin montajı; iç koruma binası kubbesinin montajı; ana sirkülasyon boru hattının kaynak işleri gibi bir dizi temel montaj işlerinin yapılması planlanıyor. İkinci güç ünitesinde ise, iç koruma binasının ikinci ve üçüncü katmanlarının montajını yapmayı, ana sirkülasyon pompa ünitesinin kurulacağı alanın zeminine beton dökmeyi planlıyoruz. Üçüncü güç ünitesinde reaktör binasının dairesel duvarlarının inşası ve dairesel koridorun beton çalışmaları yapılacak. Ayrıca, kor tutucu ve iç koruma binasının birinci katmanını 3. güç ünitesine montajını planlıyoruz. 4. güç ünitesinde nükleer adanın ve türbin adasının temel çukuru açılacak ve sonraki aşamada reaktör binasının temel plakası için beton dökülecek.
Akkuyu NGS inşaat sahasındaki bütün çalışmalar, Türk, Rus ve uluslararası kalite ve güvenlik düzenlemeleri doğrultusunda AKKUYU NÜKLEER A.Ş., yüklenici şirketler, Fransız mühendislik grubu Assystem gibi bağımsız denetim kuruluşları ve Nükleer Düzenleme Kurumu tarafından gerçekleştirilen çok basamaklı ve sürekli denetimler altında yürütülmektedir.”
‘Akkuyu dünyanın en güvenilir nükleer santrallerinden biri olacak’
Butckikh Akkuyu Nükleer projesinin dünyanın en güvenilir nükleer santrallerinden biri olacağını vurgulayarak “Akkuyu NGS, dünyanın en güvenilir nükleer santrallerinden biri olacak. Tüm yaşam döngüsü boyunca birinci önceliğinin güvenlik olacağı bir projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün, faaliyetlerimizin her alanında koruduğumuz güvenlik kültürü anlayışı, yapılan her tür işi ve aşamayı belirliyor. Modern bir NGS inşaatında maliyetlerin yaklaşık yüzde 40'ı güvenlik sistemlerine ait” dedi.
‘Akkuyu NGS’deki reaktör en ileri güvenlik şartlarını sağlıyor ve doğal afetlere karşı üstün dayanıklı’
Akkuyu Nükleer’de bulunan güvenlik sistemlerini anlatan Butckikh, santralde kurulan VVER 1200 reaktörünün en ileri güvenlik şartlarını sağladığını ve doğal afetlere karşı üstün dayanma yeteneğinde olduğunu söyledi:
“Akkuyu, her biri 1200 MW güce sahip VVER-1200 tipi “III+” nesil reaktörlü 4 güç ünitesinden oluşacak. “3+” nesil en yeni nükleer santraller, aktif güvenlik sistemlerinin yanı sıra doğa kanunlarına göre çalışan ve elektrik kaynağı, operatör müdahalesi veya otomatik sistem gerektirmeyen ‘pasif sistemlerle’ donatılıyor. Pasif güvenlik sistemlerden biri kor tutucudur. Kor tutucunun amacı, reaktör basınç kabındaki nükleer yakıtın çevreye salınımını önlemektir. Bir başka örnek ise acil bir durumda kontrol çubuklarının yerçekimi etkisiyle zincirleme reaksiyonu durdurmak için reaktör koruna inmesidir. Bunlar, santraldeki güvenlik sistemlerinin çok sayıdaki unsuru arasından verilmiş sadece iki örnek. Yapılan stres testleri, Akkuyu NGS’de kurulan VVER 1200 reaktörünün en ileri güvenlik şartlarını sağladığını ve deprem, kasırga, sel, tsunami gibi olağanüstü dış etkilere karşı üstün dayanma kabiliyetine sahip olduğunu doğrulamıştır.”
‘Rosatom, yurtdışı projelerinde Rusya’da güvenilirliği kanıtlanmış teknolojileri öneriyor’
Rosatom’un yurtdışındaki projelerinde Rusya’da bulunan nükleer santrallerde denenmiş ve güvenilirliği kanıtlanmış teknolojileri önerdiğini vurgulayan Butckikh “Şu anda Rusya’da VVER-1200 reaktörlü 4 güç ünitesi işletiliyor. Ayrıca, 2020 yılının Kasım başında Belarus NGS’nin birinci güç ünitesinde deneme dönemine geçilerek tam güç kapasitesine ulaşıldı. Bu nedenle, Rosatom’un yurtdışı projelerinde, halihazırda Rusya’da çalışan nükleer santral ünitelerinde denenmiş, güvenilirliği ve verimliliği kanıtlanmış teknolojileri önerdiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum” dedi.
‘Akkuyu’nun yılda yaklaşık 35 milyar kilowatt/saat üretim yapması planlanıyor, bu da İstanbul’un elektrik ihtiyacının yüzde 90’ına denk’
Butckikh ‘Akkuyu NGS projesi Türkiye'nin enerji ihtiyacının ne kadarını karşılayacak ve çevreye nasıl bir katkı sağlayacak’ sorusuna ise “Dört güç ünitesi de işletmeye alındığında Akkuyu NGS'nin yılda yaklaşık 35 milyar kilowatt/saat (kWh/s) üretim yapması planlanıyor. Bu üretim kapasitesi, İstanbul gibi büyük bir şehrin elektrik ihtiyacının yüzde 90’ının karşılanması için yeterli bir miktar. Akkuyu NGS sayesinde Türkiye Cumhuriyeti, elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10'unu karbondioksit emisyonu yapmadan, iklim koşullarına bağlı olmadan, istikrarlı, güvenilir şekilde çalışan, enerji üretimi için en verimli enerji kaynağı olan nükleer enerji ile karşılamış olacak” cevabını verdi.
‘Nükleer enerji olmadan küresel iklim krizi sorununu çözmek ve ekonomi ile sanayinin sürdürülebilir bir şekilde kalkınmasını sağlamak mümkün değil’
Uluslararası Atom Enerji Kurumu (IAEA) verilerine göre dünyadaki nükleer santrallerin, her yıl yaklaşık 4 yüz bin araçtan salınan emisyona eşdeğer olan iki milyar ton karbondioksit emisyonundan kaçınılmasını sağladığını hatırlatan Butckikh “Tarihsel açıdan, Rus tasarımı olan VVER reaktörleri, atmosfere yaklaşık 15 gigaton (milyar ton) karbondioksit salınımını engellemiştir. Bu, 60 yıllık çalışma süresi boyunca her biri 1 GW kapasiteye sahip kömürle çalışan 40 elektrik santralinin hacmine eşittir. Akkuyu NGS'nin toplam 4,8 GW kapasiteye sahip dört güç ünitesinin tamamının işletmeye alınmasının ardından, her yıl 43 milyon tonun üzerinde karbondioksit salınımı önlenecektir. Bu, Türkiye'de nükleer enerjinin çevre koruma alanına sağlayacağı önemli bir katkı. Nükleer enerji olmaksızın küresel iklim krizi sorununu çözmenin ve ekonomi ile sanayinin sürdürülebilir bir şekilde kalkınmasını sağlamanın mümkün olamayacağına inanıyoruz. Bugün dünyada aynı derecede güçlü, güvenilir, sürdürülebilir, istikrarlı ve çevre dostu elektrik kaynağı yok” diye ekledi.