Rusya Dışişleri Bakanı’nın büyük basın toplantısı bu sene pandemi nedeniyle ilk defa video-konferans şeklinde düzenlendi.
Lavrov’un her sene, yeni yılın ilk haftalarında düzenlediği basın toplantısı televizyonlardan canlı yayınlanıyor ve 1.5-2 saat sürüyor.
Çağrısı ile destekçilerinin Kongre binasını basması sonrası ABD Başkanı Trump’ın sosyal medya hesaplarının askıya alınmasına ilişkin bir soru karşısında ise Lavrov şu değerlendirmede bulundu:
“Bilgiye erişim, AGİT’in pek çok kararıyla, ayrıca Kişisel ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi ile garanti altına alınmıştır. Söz konusu prensip yakın geçmişte ABD’de ayaklar altına alındı. Bu sırada Amerika’nın müttefikleri de ya buna karşı sessiz kaldı ya da ne dediği anlaşılmayan yorumlarda bulundu.
Şimdi Trump’ın sosyal medya platformlarından bazılarına erişimin yeniden sağlandığı haberleri ile bu yaşananları ‘halının altına süpürmeye’ çalışıyorlar. Fakat bu Trump’la ilgili bir şey değil, burada asıl mesele devletin bilgiye erişim sağlama yükümlülüğünün yerine getirmekte başarısız olmuş olması.”
ABD Başkanı Donald Trump'ın silah kontrolünden sorumlu Özel Temsilcisi Marshall Billingslea’nin ‘yeni göreve gelecek ABD yönetiminin de nükleer savaşın kabul edilemezliğini beyan eden açıklamayı imzalamayacağı’ şeklindeki açıklaması sorulduğunda Lavrov şunları söyledi:
“Bu, Billingslea’nin ya da nükleer savaşın kabul edilemezliği açıklamasının imzalanmayacağını söyleyen herhangi başka bir Amerikan temsilcinin kaprisi olarak tanımlanmaya indirgenemez. Zira bu ABD’nin güç, nükleer güç kullanımına dair oluşturulmakta olan doktrinin bir yansıması. ‘Savaş alanında kullanılabilecekleri hesaba katılarak füze başlıklarının seviyesinin azaltılması’ şeklindeki ifade ve doktrinde ‘nükleer silahların sadece ABD’ye saldırıya karşılık olarak kullanılabileceğini’ ifadesinin yer almaması gibi nüanslar bize çok şey anlatıyor.”
Lavrov, ABD'li diplomatların tüm ahlak kurallarına aykırı bir şekilde her ülkeye Rusya ve Çin'le işbirliğini sonlandırma çağrıları yapmaktan çekinmediğini belirtti.
Lavrov, "ABD'li diplomatlar, tüm kuralları ve düzenlemeleri çiğneyerek mikrofonu eline alıp büyükelçi olarak görev yaptığı ülkenin Rusya'yla ilişkileri kesmesi gerektiğini söylemekten çekinmiyor. Buna bazen Çin de dahil ediliyor. Dışişleri Bakanı Pompeo Afrika'ya yaptığı bir ziyarette Afrikalılardan Rusya ve Çin'le ticaret yapmamalarını talep etmişti" diye konuştu.
Lavrov'a ABD'li diplomatların Rusya'nın Yunanistan ve Kıbrıs'a karşı dostça bir tutum içinde olmadığına dair sözlerinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı da soruldu.
Rusya Dışişleri Bakanı, "ABD'li diplomatlar Yunanistan ve Kıbrıs'ta böyle konuşuyorlarsa, herhangi bir ülkede de böyle konuşurlar. Bu ülkelerin Rusya'nın onların rakibi olduğuna veya onlara karşı dostça olmayan bir politika izlediğine ikna olmalarını sağlayacak bir neden görmüyorum. Onları buna ikna etmeye çalışıyorlar ancak sağduyulu politikacılar, sadece sorun yaratılmaya, Rusya'dan bir düşman yaratılmaya çalışıldığını elbette görüyorlar" yanıtını verdi.
Lavrov, bu tür yöntemleri diplomasi anlayışıyla bağdaşmayan 'kaba kamusal baskı' olarak niteleyerek her ülkenin 'büyük ağabeylerini' incitme korkusuyla bu çağrılara kamuoyu önünde karşılık veremediğinin altını çizdi.
Fener Rum Patriği Bartholomeos'un ABD tarafından koordine edilen eylemlerinin şimdiden ciddi sonuçlara yol açtığını kaydeden Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Bartholomeos'un rolünün dünyada Ortodoksluğun önemini ortadan kaldırmak olduğunu belirtti.
Lavrov, "Bartholomeos'un açtığı pandoranın kutusunun halihazırda Kıbrıs Ortodoks Kilisesi'nin bölünmesine, diğer Ortodoks kiliselerinde memnuniyetsizliğe yol açtığını düşünüyorum. Bartholomeos'un misyonu, görünüşe göre ABD'liler tarafından hazırlanıyor, nitekim ABD'liler inanç ve ibadet özgürlüğü kisvesi altında onunla aktif olarak çalıştıklarını gizlemiyorlar. Bu misyon modern dünyada Ortodoksluğun etkisini ortadan kaldırmak" ifadelerini kullandı.
Lavrov, ABD’de görev süresi dolmak üzere olan Başkan Donald Trump’ın Twitter hesabının kalıcı olarak kapatılması ardından destekçilerinin akın ettiği alternatif sosyal medya platformlarından birisi olan Telegram’ın engellenmesinin gündeme gelmiş olmasına ilişkin, “Telegram hizmetlerine erişimin engellenmesi tehdidinde bulunduklarını duydum” dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı, Rusya’ya sıklıkla ifade özgürlüğünü kısıtladığı eleştirileri yönelten Batı’da bu tip bir adımın tartışılmasının ironik olmasına atıfla da “Bu hayli ilginç olacak” ifadelerini kullandı.
İngilizlere Güney Amerika’daki Falkland Adaları sakinlerinin neredeyse tamamının bu toprakların İngiltere yönetimine bağlı kalmaya devam etmesi yönünde görüş bildiği 2013 referandumuna atıfla şunları söyledi: “Çifte standart diye bir şey var (…) 2014’teki Kırım referandumu nedeniyle tantana kopardıklarında İngilizlere bunu hatırlattık: İngiltere’den 10 bin mil uzakta bulunan Falkland Adaları sakinlerinin kendi kaderlerini belirleme lüksü bulunurken, hayatları boyunca ülkemizin parçası olmuş Kırımlılara böyle bir hak verilmeyişinin mantıklı olup olmadığını sorduk. Cevapları oldukça basitti: ‘İki ayrı şeyler.’”
💬 #Лавров: Соединенное Королевство 🇬🇧 "очень жестко" настаивало, что жители Фолклендских (Мальвинских) о-вов имеют право на самоопределение. Мы об этом напомнили англичанам после референдума в 2014 г. в 🇷🇺 Крыму. Ответ был очень простой: "Это две разные вещи" #ДвойныеСтандарты pic.twitter.com/8NzZMqm6yS
— МИД России 🇷🇺 (@MID_RF) January 18, 2021
“Ne yazık ki, pandemi döneminde dayanışma ve ortak çalışma arzusu ne yazık ki her yerde ve her zaman görülmedi. En başta ABD ve müttefikleri olmak üzere bazı Batılı meslektaşlarımız mevcut durumu; tek taraflı kısıtlamalar getirerek baskı, şantaj, ültimatom ve gayrimeşru eylemler gibi çeşitli yöntemlerle başka ülkelerin iç işlerine karışmak için kullandı. Bu ülkeler arasında komşumuz Belarus da bulunuyordu.”
Rusya Dışişleri Bakanı şu açıklamayı yaptı: “Kendi güvenliğini korumak için Suriye topraklarından yöneldiğini söylediği tehditlere karşı cevap vermesi gerekiyorsa, bu gördüğü tehditlere dair bilgileri bize vermesini İsrail’e pek çok defa söyledik. Suriye topraklarının İsrail’e karşı kullanılmasını istemediğimiz gibi -pek çok tarafın aksine- Suriye topraklarının İran-İsrail çarpışma sahası olarak da kullanılmasını istemiyoruz. Bu nedenle sevgili İsrailli meslektaşlarımız lütfen, eğer Suriye topraklarından ülkenize yönelen herhangi bir tehdide karşı elinizde somut bilgiler varsa, bu bilgileri bize hemen iletin ki bu tehdidin etkisiz hale gelmesi için gereken önlemleri alalım.”
Lavrov, Rus tarafının bu çağrı karşısında İsrail’den şimdilik somut bir yanıt alamadığını ve bu konuda ısrarcı olmaya devam ettiklerini ekledi.
Rusya Dışişleri Bakanı, Yunanistan ile Türkiye’nin deniz yetki alanlarının ele alınacağı istikşafi görüşmelerinin yeniden başlatılacak olmasını memnuniyetle karşıladıklarını kaydetti: “Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ocak sonunda görüşmek için anlaştığını duydum. Bunun, bunun gibi sorunları tartışmak ve çözüme ulaştırmak için çok doğru bir format olduğunu düşünüyorum. Hiç kimse Doğu Akdeniz’de güç kullanılmasını istemiyor. Bize gelecek olursam, eğer herhangi bir şekilde yararlı olabileceksek, eğer söz konusu anlaşmazlıkların tarafları olan ülkelerle iyi ilişkilerimizi kullanabileceksek, istenmesi halinde yardımcı olmaya hazır olacağız.”
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, ‘Yunanistan’ın 12 deniz mili hakkını tanıyan tek büyük ülkenin Rusya olduğu şeklinde Atina’dan yapılan açıklama’ sorulduğunda şunları söyledi: “Bunun Rusya’nın tanımasıyla ilgisi yok. Bu, 1982 Deniz Hukuku Sözleşmesi’nden gelen bir hak. ABD dışında hepimizin altına imzasını attığı bu sözleşme, devletlerin, karasularını 12 deniz mili genişliğindeki alanda belirleyebileceğini söylüyor. Yunanistan bunu duyurduğunda da bunun tamamen meşru bir karar olduğunu söyledik. Bir ülke tarafından ilan edilen karasuları komşu ülkenin çıkarlarına ters düşüyorsa bu ayrı bir mesele. Bu çıkarların da Deniz Hukuku Sözleşmesi uyarınca meşru olduğu belirlenirse bu durumda diyalog üstünden bir çözüm ve çıkarlar dengesine ulaşmak gerek. Biz de hem Yunanistan hem Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgelerine ilişkin sorunların diyalog ile çözülmesi yönünde çağrı yapıyoruz.”
Rusya Dışişleri Bakanı sözlerini şu şekilde sürdürdü: “ABD bir yandan çeşitli yaptırımlar ile Suriye’ye insani yardım kapsamına giren ürünlerin dahi gönderimine engel oluyor bir yandan da Fırat Nehri’nin doğusunda küçük sayılmayacak bir alanı işgal etmiş durumda. Suriye petrolünü, Suriye’nin ulusal zenginliklerini acımadan sömürüyor, bunların kaçakçılığını yapıyor, bunları satarak karşılığında alınan parayı Kürt ayrılıkçılar dahil, himayesindeki adamlarını desteklemek için kullanıyor. Kürtleri Şam ile diyalog kurmaktan vazgeçirtiyor, ayrılıkçı hareketleri teşvik ediyor. Bu tabii ki bildiğiniz gibi Türkiye’de de büyük sorunlara yol açıyor. Fakat en mühimi bunlar, ne Amerikalılar ne de müttefiklerinin davet edildiği Suriye topraklarında yaşanıyor.”
“ABD ile (Suriye’de) ordularımız üstünden iletişim içindeyiz. Bu onların, oradaki (Suriye’deki) varlığını meşru olarak tanıdığımız anlamına gelmiyor; bunu, onların belli bir çerçeve içinde faaliyet göstermesi gerektiğinden yapıyoruz. Onları oradan dışarı süremeyiz, zira onlarla çatışma içine girmeyeceğiz. Ancak orada oldukları için, çatışmayı önleme adına, belirli kurallara uymaları adına onlarla diyalog kuruyoruz. Bunun yanında Suriye hükümetine ait noktalara karşı güç kullanmalarının kabul edilemez olduğunu sert bir biçimde onlara söylüyoruz.”
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yakında başkent Moskova’ya bir ziyaret gerçekleştireceğini söyledi. Yakında bir dizi ülkenin temsilcilerinin Rusya’yı ziyaret etmesini beklediklerini kaydeden Lavrov, bunlardan birinin Çavuşoğlu olduğunu belirtti, ancak ziyaret hakkında detay vermedi.
"Karabağ’ın Rusya’nın bünyesine dahil edilmesi şeklindeki garip teklife gelirsek, biliyorsunuz ki Karabağ’ın bağımsızlığı Ermenistan Cumhuriyeti dahil kimse tarafından tanınmış değil. Buna yakın bir düşüncemiz dahi yok. Burasının tüm sorunlarının, en başta Ermenistan ve Azerbaycan olmak üzere burada bulunan ülkeler arasında çözülmesi gerektiğine inanıyoruz. Bölgede güvenlik, istikrar ve barışı sağlayacak böyle bir kararın aranmasına ve bulunmasına yardım etmeye hazırız."
Rus muhalif Aleksey Navalnıy’in Sibirya’da zehirlendiği şüphesiyle Almanya’da tedavi görmesi sonrası dün Rusya’ya geri geldiği anda gözaltına alınmasının Rusya’yı nasıl gösterdiğine ilişkin bir soru üzerine Lavrov şunları söyledi: “Dışarıdan nasıl göründüğümüzü muhtemelen düşünmemiz gerekiyor, ancak biz baloya giden genç kadınlar değiliz. Her şeyden önce işimizle ilgilenmemiz gerekiyor, işimiz de Rusya’nın dış politikasını hayata geçirmektir.”
Lavrov Karabağ’a ilişkin, “Karabağ’da çatışmaların sona erdirilmesine ilişkin 9 Kasım’da yapılan anlaşma oldukça etkili bir biçimde uygulanıyor. Hem Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev hem Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın değerlendirmesi bu yönce” değerlendirmesini yaptı.
Rusya Dışişleri Bakanı sözlerine şöyle devam etti: “Karabağ’ın statüsünden, 9 Kasım anlaşmasında kasıtlı olarak bahsedilmiyor. Şu anda Karabağ’ın statüsü konusunda ilerlemek için iyi bir zaman değil, bu geleceğe bırakılmış bir konu.
Ermenistan’ın Karabağ ile olan bağını hiçbir zaman reddetmedik. On yıllardır süren müzakereler boyunca Ermenistan ile Karabağ’ın birbirinden koparılması hiçbir zaman gündeme gelmedi. Bu yüzdendir ki Laçin koridoruna kimse tarafından karşı çıkılmadı, halen de Azerbaycanlı komşularımız dahil tarafların uzlaşı içinde oldukları bir konu.”
Ayrıca Rusya Dışişleri Bakanı 9 Kasım’da yapılan anlaşamaya ilişkin bir başka soru karşısında, “Rusya Federasyonu, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin bu anlaşmasının gizli bir eki yoktur” dedi
Lavrov, “Rus askeri yetkililer, Karabağ’da esir değişimi için Ermenistan ve Azerbaycanlı meslektaşları ile iletişim içindeler” açıklamasını da yaptı.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ABD’de seçilmiş başkan Joe Biden döneminden beklentilerine ilişkin bir soru üstüne ise, nükleer cephanelerde kesinti içeren Yeni Start anlaşmasının geçerlilik süresinin uzatılmasına dair Biden yönetiminden somut teklifler bekleyeceklerini kaydetti.
Lavrov şunları söyledi: “Biden yönetiminin bizimle bu konuda (nükleer silahların yayılmasının engellenmesinde) diyaloğu yeniden başlatma niyetinde olduğunu duyuyoruz. Geçerlilik süresi şubat ayında dolmadan Yeni Start anlaşmasının uzatılması üstünde anlaşmaya çalışılması da buna dahil. Somut öneriler bekleyeceğiz, bizim durduğumuz nokta oldukça iyi biliniyor ve geçerliliğini de koruyor.”
💬 #Lavrov: We heard about @JoeBiden administration’s plans to resume dialogue with us on #ArmsControl, including plans to extend the #NewSTART Treaty. We will be waiting for concrete proposals. Our position is well-known. https://t.co/xhybcGbNn3 #LavrovPresser #Outcomes2020 pic.twitter.com/sFqQvJggM5
— MFA Russia 🇷🇺 (@mfa_russia) January 18, 2021
"Rusya Devlet Başkanı (Vladimir) Putin’in ağustos ayında dünyanın ilk koronavirüs aşısı Sputnik V’nin tescilinin duyurusunu yaptığında söylediklerini yineliyoruz: Aşı konusunda işbirliğine maksimum düzeyde açığız. Rusya Doğrudan Yatırım Fonu’nun, aşının tescili konusunda yabancı partnerlere götürdüğü tekliflere olumlu yanıtlar geldiğini görüyoruz."
Rus koronavirüs aşısı Sputnik V Rusya dışında şimdiye dek Sırbistan, Arjantin, Belarus, Bolivya, Cezayir, Filistin, Venezüella ve Paraguay’da tescil edilmiş durumda. Aşının bu hafta da acil kullanım izni için iki ülkede daha tescil edilmesi bekleniyor.
"Tanık olduğumuz son olaylar gösterdi ki kendi teknoloji imparatorluklarını yaratmış olan küçük bir grup insan, ülkelerinde hangi haklara sahip olduklarını bilmek dahi istemiyor. ‘Şirket kuralları’ ismi altında kendi haklarını belirliyorlar ve ülkelerinin anayasalarını biraz bile umursamıyorlar. Bunu, ABD’de açıkça gördük. Bu durum tabii ki ciddi anlamda endişe verici."
Rusya’da bir iç hat uçuşu sırasında zehirlendiği şüphesiyle Almanya’da tedavi gören Rus muhalif Aleksey Navalnıy’ın dün Rusya’ya dönüşünde gözaltına alınması ve bunun ardından Batılı ülkelerin de savunan Navalnıy’ın serbest bırakılması çağrıları yapmasına ilişkin soru üzerine Lavrov şunları söyledi: "Batılı siyasetçiler kendi ülkelerindeki krizlerden dikkatleri uzaklaştırmak için Navalnıy olayına sarıldı. Batı, Rusya’ya dayanaksız bir biçimde yönelttiği hiçbir suçlamanın altını doldurmak için şimdiye dek kanıt sunabilmiş değil."
Rusya Dışişleri Bakanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Navalnıy’ın Rusya Federasyonu’na dönüşünün haberlerine nasıl sarıldıklarını gördük, fotokopi makinasından çıkmışa benzer yorumlar birbirini izledi. Bu yorumlar neşe içinde yapıldı, zira bu durum, Batılı siyasetçilerin dikkatleri liberal kalkınma modelinin içinde bulunduğu derin krizden başka yöne çekmelerine olanak veriyordu.”
🔴 #ПрямойЭфир: Онлайн пресс-конференция Министра иностранных дел Российской Федерации С.В.Лаврова по итогам деятельности российской дипломатии в 2020 году. #Итоги2020 https://t.co/luhEfAwwU4
— МИД России 🇷🇺 (@MID_RF) January 18, 2021
