Ortadoğu'da uzun yıllardır görev yapan bir isim olan Brett McGurk, eski ABD Başkanı Barack Obama tarafından 2015 yılında Irak ve Suriye’de 'IŞİD’e karşı mücadele için' Amerika liderliğinde oluşturulmuş uluslararası koalisyonu koordine etmek için atanmıştı.
Bu süreçte Suriye’deki YPG’liler ile olan yakın ilişkileri ve verdiği fotoğraflar, Ankara’nın tepkisini çekmişti. McGurk, aynı zaman ABD’nin YPG ağırlıklı politikalarının da mimarı olarak gösteriliyor.
McGurk’ün görevden ayrıldıktan sonra Washington’daki bağlantılarını kullanarak Türkiye aleyhine çalışmalarını sürdürdüğü de iddia ediliyordu.
Bu gelişmeler ışığında bakıldığında McGurk’ün bölgede yeniden göreve atanmasının Ankara tarafından rahatsız edici bir durum olduğu da belirtiliyor.
Sputnik’e değerlendirmelerde bulunan Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar da bu fikri savunanlar arasında yer alıyor.
'ABD, YPG/PKK'yı kullanmak isterken, YPG/PKK, ABD’yi kullandı'
Ağar’a göre McGurk, hem ABD’nin YPG/PKK ile ilgili projenin siyasi mimarlarından biri hem de tekrar Ortadoğu’ya atanması ABD’nin jeopolitik bir tercihi.
Bu başarısız siyasetin altında McGurk’ün de rolü olduğunu belirten Ağar, şu değerlendirmelerde bulundu:
“McGurk, Türkiye’ye karşı son derece ötekileştirici bir tavırla devletler arasındaki hukuka çok uymayan bir refleks ile beraber süreci yürüttü. Kibirli bir yaklaşımı vardı ve bunun bedelini de Türkiye’ye ödettiler. Ama daha ağır bedeli de kendileri ödedi. McGurk’ün dâhil olduğu siyaset ve stratejiler iddia ettikleri gibi etkili sonuç vermedi. Aksine DAEŞ ortadan kalkmadı. ABD, YPG/PKK’yı kullanmak isterken YPG/PKK, ABD’yi kullandı. ABD, Kerkük’le ilgili inisiyatiflerini kaybetti, bir diğer tarafıyla da Fırat’ın doğusuna da Rusya girmeyi başardı. Bunu düşman olsa yapamazdı.”
Yeni süreçte neler olabilir?
Peki, McGurk’ün gelmesi ile yeni süreçte neler olabilir? Ağar’ın bu konudaki görüşleri ise şöyle:
“Geçmişteki yaşananlardan ders çıkarıp projeyi revize edebilirler, çünkü dünya hâkimiyeti ile ilgili bir riskle karşı karşıyalar. Bu konuda Türkiye’nin önemi ve yerini görüp buna özgü siyaset ve strateji tercih edebilirler. Suriye ve Irak’taki süreç olgunlaştı artık fiili parçalanma süreçlerine geçebiliriz diyebilirler. İran’la ilgili yeni angajmanlar geliştirerek bölgede başka türbülansların oluşmasına sebebiyet verebilirler. Bunları zaman içerisinde hep beraber göreceğiz.”
'Bir terör devleti oluşumunu engelleyemedik'
“ABD, şu anda YPG/PKK’ya meşruiyet kazandırmaya uğraşıyor” diyen Ağar, Türkiye’nin sınırındaki tehlikeye ve yapılması gerekene dair de şunları kaydetti:
“Terör koridorunu engelledik. Ama bir terör devleti oluşumunu engelleyemedik. Çünkü 40 bin kilometrekarelik alan içinde 130.000 YPG/PKK’lı var. Bu, büyük bir tehdit. Bu terör ordusu eninde sonunda Türkiye’yi etkileyecek. Bunu nasıl engelleriz? YPG/PKK’nın Kürt etnik kimliği ile olan bağını kopartmak gerekiyor. Menbiç’ten, Tel Rıfat’tan, Ayn-el Arap’tan, Kamışlı’dan ve mümkünse de Haseke’den YPG/PKK’nın çıkarılması gerekiyor. Burada Kürt etnik kimliğini istismar edecek başka yapıların da oluşmaması gerekiyor.”