Ham yağ üreticisi Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerin ihracata getirdiği kısıtlama, ham madde yönüyle dışa bağımlı olan bitkisel yağ sanayicilerini etkilemeyi sürdürüyor. Buna bağlı olarak bitkisel yağın raf fiyatlarında da olağanüstü artışlar yaşanıyor. Geçen yıl ham yağın tonunu 700 dolara alan sanayiciler, bugünlerde aynı ürüne 1.325 dolar ödüyor.
Dünya gazetesinden Hüseyin Gökçe’nin haberine göre, geçen yılın ilk çeyreğinde 25 lira civarında olan 5 litrelik Ayçiçek yağının fiyatı 75 liraya kadar yükselirken, Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, hammaddedeki son maliyet artışlarının henüz raf fiyatlarına yansımadığını kaydetti. Büyükhelvacıgil, maliyet artışına bağlı olarak yüzde 20’lik bir fiyat artışı daha beklediğini söyledi.
‘Dünyada gıda milliyetçiliği yükselişe geçti’
Tüm olumsuzluklara rağmen, Türkiye’de yağ dahil olmak üzere gıdaya ulaşımda hiçbir sıkıntının yaşanmadığını belirten Büyükhelvacıgil, Ocak-Kasım döneminde yapılan tarımsal ithalatın yüzde 23.8’inin ayçiçeği, buğday ve soya fasulyesi olduğunu bildirdi.
2020 yılında Türkiye’nin 2.5 milyon tonluk ayçiçeği ihtiyacına karşılık 1.3 milyon tonluk üretim yapılabildiği bilgisini veren Tahir Büyükhelvacıgil, tonu 2 bin 500 lira olan ayçiçeğinin 4 bin 950 liraya, 5 bin 300 lira olan ham yağ fiyatının ise 10 bin liraya ulaştığını kaydetti.
Maliyetin dolar bazında ise bir katlık artışla 700 dolardan 1.325 dolara yükseldiğinin altını çizen Büyükhelvacıgil, şunları kaydetti:
“Tüketicilerimizin şunu bilmesi lazım. Burada fiyatı artıran yağ sanayicileri değil. Hammadde fiyatı arttığı için nihai ürün fiyatı yükseliyor. Üstelik ham madde fiyatındaki son artış henüz raflara yansımadı. Tahmin ediyorum yağ fiyatı yüzde 20 civarında artar.”
‘Damla sulamayla verimi 200 kg’dan 550 kg’a çıkaran çiftçilerimiz var’
Dünyada soya üretiminin azalması sebebiyle, Çin ve Hindistan gibi büyük oyuncuların Karadeniz havzasından ayçiçeği alımına yöneldiğine değinen Büyükhelvacıgil, şunları söyledi:
“Ayçiçeğinde dünyanın en büyük ithalatçısı konumundayız. Doğal olarak sektörümüz başka ülkelerde artan ayçiçeği tohumu ve ham yağ fiyatlarından olumsuz etkileniyor ve daha pahalıya ham madde ithal etmek durumunda kalıyor.”
2021 yılına ise kuraklık şartlarında girildiğini söyleyen Büyükhelvacıgil, vahşi sulamadan damla sulama yöntemine geçilmesi gerektiğini anlattı. Böylece hem su kullanımının azalacağını hem de verimliliğin artacağını kaydeden Tahir Büyükhelvacıgil, bu yöntemi uygulayarak dekar başına verimliliği 200 kg’dan 550 kg’a kadar çıkarabilen Türk üreticilerin olduğu bilgisini verdi.
İyi düzenlenen sözleşmeli tarım modeliyle de arz garantisinin sağlanabileceğine vurgu yapan Tahir Büyükhelvacıgil, desteklemelerin de yağlı tohumlarda yerli üretimi artıracak alanlara kanalize edilmesinin önemine değindi.
‘Tek başına hakim firma yok, sektörün en büyüğünün payı yüzde 16’
Büyükhelvacıgil, sektörde ithalat politikasının ve vergilerinin yabancı menşeli bir firma lehine düzenlendiğine yönelik haberlerin hatırlatılması üzerine, “Ticaret Bakanlığımız sektörün tüm unsurlarının taleplerini dikkate alarak politika geliştiriyor. Böyle bir şey söz konusu değil. Üstelik sektörümüze tek başına hakim olan bir firma da yok. Sektörün en büyüğünün pazar payı yüzde 16 civarında” diye konuştu.