ABD, 3 Kasım seçimini 'hileli' olarak niteleyerek yenilgiyi kabul etmeyen Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump'ın, taraftarlarına ABD Kongresi'ni bastırarak rakibi Joe Biden'ın başkanlığının tescilini engelleme girişiminin şokunda.
Dört kişinin hayatını yitirdiği, 52 kişinin yaralandığı olayların ardından toplanan Kongre, Biden'ın başkanlığını onaylarken, ABD kurumsal yapısı, özellikle de Kongre'de çoğunluğu elde etmiş Demokratlar Trump'ın azli için sıvadı.
Taraftarlarını Kongre'ye yürümeleri için bizzat teşvik etmiş, olaylar çığırından çıkınca da 'barışçı biçimde eve dönme' çağrısı yapmış olan Trump, ertesi günü "Siz ülkemizi temsil etmiyorsunuz. Hukuku çiğneyenler, bunun bedelini ödeyeceksiniz" demişti. Ancak ABD kurumsal yapısı bu girişimi 'darbe' girişimine yoruyor.
Gelişmeleri Washington'daki Amerikan Üniversitesi'nden Doç. Ulaş Doğa Eralp’le konuştuk.
‘Bu faşist gruplar FBI raporlarındayken neden önüne geçilemedi?’
Doç. Ulaş Doğa Eralp, ABD Kongresi'ni basmış olan aşırı sağcı ve ırkçı grupların ABD'nin gündemine ilk defa gelmediğini vurguladı. 2017'de bir kişinin hayatını yitirdiği Charlottesville olaylarına atıf yapan Eralp, o zamandan beri bu grupların FBI'ın iç güvenlik tehditleri sıralamasında ilk sıraya yerleştiğini anımsattı.
'Cumhuriyetçiler destek verirse Trump'ın görevi sona erdirilir'
'Azle destek olmazlarsa Cumhuriyetçiler eriyebilir, üçüncü parti bile çıkabilir'
Trump’ın bir daha başkan adayı olamaması için kararnameler hazırlandığını söyleyen Eralp, eğer bu gerçekleşirse ‘Marko Rubio, Ted Cruz benzeri çıkarcı siyasetçilerin’ yaklaşımlarını da engelleyeceğini vurguladı.
Demokratlar tabanının Trump’ın azli için bastırdığını dile getiren Eralp, buna karşılık Cumhuriyetçilerin kararsızlığa düşmelerinin partide erimeyi getirebileceği ve bir üçüncü partinin doğmasına bile yol açabileceği görüşünü dile getirdi: “Çeşitli azil kararnameleri, kanun önerileri hazırlanıyor. Bu kanun önerilerine göre, hepsinde önemli bir madde, Trump’ın bir daha aday olmasını engellemeye yönelik. Eğer bu geçerse Trump yeniden aday olamaz. Bu önemli bir şey. Bu da Cumhuriyetçi senatörlerin Trump’ın aşırı sağcı, faşist tabanına yapmış oldukları uvertürleri engeller. Marko Rubio, Ted Cruz benzeri çıkarcı siyasetçileri, bu kitleye yönelik sırtlarını kaşıyacak, sıvazlayacak yaklaşımlardan uzak durmasını sağlayacak. Cumhuriyetçilerin yapmaya çalıştığı süreci sündürmeye çalışmak. ‘Zaten 11 gün kaldı, kabul de etti, Beyaz Saray’dan dışarı çıkmazsa biraz dişinizi sıkın kardeşim, bu adam zaten gidecek’ demeye gidiyorlar. Ama aslında bu böyle olmayacak, çünkü bu aslında demokratik sistemin temeline yönelik bir tehdit, darbe girişimiydi.
‘Trump’ı engellemek adına 1986’da yapılan ‘yansız haber’ kanunu tekrar yürürlüğe konabilir’
Trump’ın bundan sonra Amerikan siyasetine yön vermesini engellemek adına 1986’da yapılan medya kanunun yeniden yürürlüğe girebileceğini ifade eden Eralp, bunun olmasının yüksel ihtimal olduğunu çünkü Senato’nun ‘sonunda’ Demokratların eline geçtiğini söyledi: “Korkular bu yönde. Bunu engellemenin çeşitli yöntemleri var. Birincisi, bir takım sosyal medya sitelerinin yapmış olduğu gibi, Trump’ın sosyal medyadaki varlığını kısıtlamak veya tamamen bastırmak. İkincisi, 1986 yılında Ronald Reagan bir medya kanunu geçiriyor. Bu kanuna göre ana akım medya haber verirken iki tarafı da yansıtmak zorunda. Ama 1986 yılında Fox olsun CNN olsun yavaş yavaş Amerikan sektörüne girmiş oldukları zaman Ronald Reagan’a baskı yapıyorlar ve ‘yansız haber’ kanunu kaldırtıyorlar. Önerilen tekrar bu kanunun gündeme getirilmesi. Ana akım medyanın haber verirken her iki tarafı da yansıtmak zorunda olduğu bir kanun. Bu çok önemli olacaktır.
‘Amerika gerçekten muz cumhuriyeti ölçeğinde performans sergiledi, tek fark yargı bağımsızlığı’
Amerika’nın muz cumhuriyeti gibi bir performans sergilediğini söyleyen Eralp'e göre, tek fark yargı bağımsızlığı bulunması. Bu bağlamda Eralp, ABD'de sürekli başka ülkelerin demokrasi ihlallerini kınayan kurumların ilk kez Amerikan demokrasisinin çöküşüne dair uyarıda bulunan bir deklarasyon yayınladıklarını aktardı.
Hep dış ülkeleri eleştiren bu kurumlar bu sefer ilk defa, kendilerine de para veren federal hükümeti, sistemi, Amerikan demokrasisinin çöküşüne dair önerilerde bulunan bir açıklama yayınladılar. Bu Amerika’nın içinde genel bir ‘bizim demokrasimiz artık örnek olmaktan uzak’ kabulü oluşmuş durumda. Soru şu; nasıl yaklaşılacak? Demokratik çöküşe bu otoriterleşmeye, bu gidişata, toplumdaki bu gözle görülür kutuplaşmaya, bir tık sonra şiddet, iç savaş söylemlerine karşı nasıl bir dönüştürücü mücadele sergilenecek? Soru bu. Biden hükümeti için çok önemli bir fırsat bu. Emek temelli politikalar geliştirebilirse özellikle sağlık, eğitim gibi sosyal hizmetler konusunda devlet yeniden işveren noktasına gelirse, özellikle Trump’ın yanına çekmiş olduğu aşırı sağa kayan kırsal, taşradaki beyaz muhafazakar kesimi bu otoriter ideolojiden biraz olsun uzaklaştırabilmeyi becerebilir. Ama bunun için biraz Bernie amcayı dinlemeleri gerekiyor. Bu anlamda Demokratların içindeki ilerici, demokratik sosyalist kanadın önemli bir etkisi olabilir. Göreceğiz önümüzdeki dönemde nasıl bir politika silsilesi izleyecek Biden hükümeti. Şu an top tamamen Demokratlarda.”