Boğaziçi Üniversitesi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Prof. Dr. Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasına karşı tepkiler sürerken, Cumhurbaşkanlığı'nın TÜRGEV aracılığıyla öğrencilerle görüşme talep ettiği ileri sürüldü.
Boğaziçi Danışma'nın resmi Twitter hesabında yapılan açıklamada yetkililerin görüşme için 10 öğrenciyle anlaştığı, 20 öğrenciye daha ihtiyaç duyduğu iddia edildi.
'TÜRGEV kendini ne sanıyor?' başlıklı açıklamada, "Altını çizme ihtiyacı duyuyoruz: TÜRGEV bizle iletişim kurabilecek bir merci değildir. Neye göre seçildiğini bilmediğimiz 30 kişi Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini temsil edemez. TÜRGEV'in bu davetini Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri adına reddediyoruz" dendi.
TÜRGEV kendini ne sanıyor? pic.twitter.com/hf5jCIugpi
— Boğaziçi Dayanışması (@boundayanisma) January 7, 2021
Konuyla ilgili olarak Birgün gazetesinin ulaştığı TÜRGEV yetkilileri ise bu yöndeki söylentilerin doğru olmadığını ifade etti.
'Bizi tir tir titreyerek izleyenlere sesleniyoruz; yıldıramazsınız'
Öte yandan İstanbul Çağlayan Adliyesi önünde bir araya gelen Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, gözaltında tutulan arkadaşlarının bir an önce serbest bırakılması çağrısını yaptı. Öğrenciler, Melih Bulu istifa edene kadar alanlarda olacaklarını söyledi.
Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne atandığını öğrendiklerinden beri sokaklarda olduklarını söyleyen öğrenciler, eylemlerinin nedenlerini şöyle açıkladı:
- “Çünkü üniversitenin karar alma mekanizmalarını yok sayarak rektör atamak, Boğaziçi Üniversitesi'ni Cumhurbaşkanı'nın keyfine teslim etmektir. Belediyelerle başlayan ve sivil toplum örgütlerine kadar uzanan kayyum siyaseti, OHAL ile kalıcı hale gelmiştir. Siyasi iradenin toplumu iradesizleştirme ve tüm toplumsal alanları işgal etme politikasının karşılığıdır. İlk günden bu güne söylediğimiz gibi üniversitemizi cumhurbaşkanına, kayyum rektörlere ve sermayeye teslim etmeyi kabul etmiyoruz.”
'Tüm bu saldırılar karşı koyuşu terörize etmektir'
Öğrencilerin açıklamasında, polis saldırılarına ve gözaltı baskınlarına ilişkin de şöyle denildi:
- “Tüm bu saldırılar gençliğin karşı koyuşunu terörize etmek, dayanışmayı kırmak, ve bizleri birbirimizden ayrıştırmak içindir. Üniversitelerde ve toplumsal yaşamın her alanında sorunları ortak olan öğrencilerin kayyım rektöre karşı tepkisini de dayanışma içerisinde beraberce örgütlenmesi kaçınılmazdır. Direnişin ilk gününden bu yana bu saldırılara rağmen birlikte mücadele etmeye devam ediyoruz. Bu birlikteliğin bize verdiği güçle iktidarını kaybetme korkusundan bizi tir tir titreyerek izleyenlere sesleniyoruz: Gözaltılarınızla, baskılarınızla, tutuklamalarınızla gençliği ayrıştırarak, korkutarak, yıldıramazsınız.
- Biz sizi üniversite içine soktuğunuz polislerden öğrencilere saldırılarınızdan tanıyoruz. Melih Bulu'nun istediğiniz gibi bir nesil yaratmak için görevlendirmiş bir kukladan daha fazlası olmadığını da biliyoruz. Rektör istifa sloganlarından duyulan korku ile polislerin arkasına saklanan kameralar karşısında ise şirinlikler sergileyen Melih Bulu, üniversite kapısına vurulan kelepçeyi savunarak ve öğrencilere yönelik saldırıları meşru ilan ederek kim olduğunu göstermiştir.
- İktidar Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan kayyum rektör karşısında üniversiteyi savunan öğrencilerin evlerine baskın düzenlen, baskınla kim olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Tekrar ediyoruz: korkmuyoruz. Yasaklarınızla sindiremediğiniz gençlik gözaltılarla yılmayacak. Arkadaşlarımız özgürleşecek, kayyımlar üniversiteden gidecek."