Yunanistan'da uzun süredir tartışılan İyon Denizi'nde kara sularının 6 milden 12 mile çıkarılması kararı, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın konuyla ilgili açıklamasında, söz konusu kararnamenin, Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin uygulanması kapsamında yayımlandığı ileri sürüldü.
Açıklamada, kararnamede Yunanistan'ın, benzer haklarını ülkenin diğer bölgelerinde de uygulama hakkını mahfuz tuttuğunun kaydedildiği belirtildi.
‘Komşu devletlerin onayını alması gerekir’
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren, Yunanistan’ın bu kararını ve Ege Denizi’nin durumunu Sputnik’e değerlendirdi.
Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi’ndeki kurala göre devletlerin karasularını en çok 12 mile kadar çıkarabileceğini hatırlatan Prof. Dr. Başeren, ancak İyon Denizi ve Ege Denizi gibi yarı kapalı denizlerde farklı bir durumun olduğunu söyledi:
“Doğu Akdeniz yarı kapalı bir denizdir. Özellikle Ege Denizi, İyon Deniz ya da Adriyatik Denizi kendisine özgü coğrafi koşulları olan yarı kapalı denizlerdir. Dolayısıyla kapalı denizlerde karasularını genişletmek isteyen bir ülkenin diğer kıyıdaş komşu devletlerin onayını alması gerekir. Eğer İtalya ve Arnavutluk itiraz etmediyse kendileri bilir. Ancak Ege Denizi’nde de uygulamak isterlerse Türkiye buna itiraz eder.”
‘Türk kıyılarından açık denize açılma imkânını ortadan kaldırır’
TBMM, 1995 yılında aldığı kararla Yunanistan'ın Ege Denizi’nde karasularını 12 mile çıkarmasının bir savaş nedeni olacağını duyurmuştu. Başeren de bu kararı hatırlattı ve “Yunanistan tarafından Ege’de karasularının genişletilmesi, Türk kıyılarından açık denize açılma imkânını ortadan kaldırır. Bu tümüyle uluslararası hukuka aykırıdır” diye ekledi.
Karasularının bu şekilde genişletilmesinin Ege’de, Türkiye’ye ait kıta sahanlığı alanlarının Yunan karasularına dönüşmesine neden olacağını belirten Başeren, bunun hakkın kötüye kullanılması olacağını ve Türkiye’nin bu gerekçe ile uluslararası alanda hakkını arayabileceğini kaydetti.
‘AB ve ABD’den Yunanistan’a yapılan destekler uluslararası hukuka dayanmıyor’
Yunanistan’ın Ege ve Doğu Akdeniz’deki tezleri, ABD ve bazı AB ülkeleri tarafından da destekleniyor. Prof. Dr. Başeren, özellikle Fransa’nın tavrını eleştirdi:
“Fransa, İngiltere’ye karşı kendisini Türkiye’nin Yunanistan’a karşı ileri sürdüğü tezleriyle savunuyor. Manş Adaları olarak bilinen, Fransa'ya yakın ancak İngiltere'ye ait adalar üzerinde bir kıta sahanlığı uyuşmazlığı vardı. İngiltere, aynen bugün Yunanistan'ın yaptığı gibi adaların büyüklüklerinin önemi olmadığını, Fransa ile deniz sınırının bu husus dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini savundu. Fransa ise İngiltere'nin adaları da esas alan eşit mesafeli sınır talebinin, Fransa kıta sahanlığını İngiltere lehine azaltacağını, üstelik bu iddianın adaların büyüklüğü ve kıyılarının uzunluğu ile tamamen orantısız olduğunu belirtti. Mahkemeden Fransa lehine karar çıktı. Ancak aynı Fransa, konu Türk kıyıları önündeki Yunan adalarına gelince buna karşı çıkıyor. Sonuç olarak AB ve ABD’den Yunanistan’a yapılan destekler uluslararası hukuka dayanmıyor. Bunlara siyasi tercihler diyebiliriz.”