Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, ülke ekonomilerinde yol açtığı hasarın yanı sıra ticaret ve iş hayatında değişikliklere sebep oldu. Kısıtlamalar ve kapanan sınırlar hem rekabet koşullarının hem de ticaretin şeklinin bir başka yöne evrilmesine yol açtı. Eve hapsolan insanlığın tüketim alışkanlıkları da değişti. Geride kalan 365'de dijital dünya hayatımıza daha fazla sirayet ederken, teknolojinin nimetlerinden daha fazla yaralandık. Salgın nedeniyle birçok sektörün kan ağladığı bu yıl, bazı sektörlerin ise yıldızı daha da parladı. Birileri kaybederken, birileri servetine servet kattı.
‘Pandemide teknoloji şirketleri servetine servet kattı’
Arda Tunca'ya göre bu dönemin kazananı hiç kuşkusuz ki dijitalleşmenin ön planda olduğu, dijitalleşmeye destek veren sektörlerde yer alan şirketler oldu.
Salgının dayattığı birtakım koşullarla dijitalleşmenin üretim tarafından tüketim tarafına da sıçradığını belirten Tunca, bu dönemde teknoloji şirketlerinin sahip oldukları kazancı çok daha büyük bir noktaya taşıdıklarını söyledi.
Bununla birlikte, teknoloji şirketlerinin rekabeti azaltan etkisinin pandemi sürecinde ivmelenerek hız kazandığına dikkati çekti.
‘Dünyada büyük bir gelir adaletsizliği sorunu var’
Ekonomist Arda Tunca'ya göre şirketlerin işine yarayan bu durum toplumların işine yaramıyor.
Dünyanın 1980'lerden itibaren yaşadığı küreselleşme sürecinin yarattığı gelir eşitsizliklerinin dünyayı 2008 krizine getirdiğini hatırlatan Tunca, son 12 yılda problemlerin daha da ağırlaştığını ve muazzam bir gelir adaletsizliği sorunu oluştuğunu söyledi.
Dijitalleşme ve teknolojik gelişmelerin yeni iş sahaları açarken, bunun dar bir kesime fayda sağladığına dikkati çeken Tunca, "Eğitim düzeyi düşük, niteliksiz iş gücünü devre dışı bırakan bir süreç yaşanıyor" dedi.
‘Dünya, salgın sonrası muazzam bir borç sorunu ile karşı karşıya’
Arda Tunca, gelir adaletsizliğinin yanı sıra küresel borç yüküne de vurgu yaptı.
Borçlanma kapasitelerini zaten sınırlarına kadar zorlamış olan dünyanın salgınla beraber çok daha büyük bir borç sorunuyla karşı karşıya kaldığını belirten Tunca, yeni tartışma konusunun 'bu muazzam borç yığını ve yaşanan ağır sorunlar karşısında devletlerin kendi toplumlarına nasıl çözüm üreteceği' olduğunu söyledi.
Dünyanın çözüm bekleyen 5 ana sorunu
Ekonomist Arda Tunca'ya göre dünyanın önümüzdeki 10 yıl boyunca öncelikli beş ana sorunu olacak.
Tunca'nın tespitlerine göre bu 5 sorun: dijitalleşme ile değişen üretim yapıları, devletin rolü, çevre sorunları, gelir eşitsizliği ve borç yükü:
"Artan dijitalleşme ile birlikte üretim yapıları nasıl şekil alacak? Bu süreç içerisinde devlet kendini nasıl tanımlayacak, devletin rolü ne olacak? Artık ipin ucunun kaçtığı çevre ve gelir eşitsizliği konularına nasıl çare bulunacak? Hepsinin arkasında yatan muazzam bir borç yükü var. Bu küresel borç nasıl eritilecek? Azalan ekonomik imkanlar çerçevesinde bu borç yükünü toplumların içerisinde hangi sınıflar üstlenecek? Devlet bu borç karşısında kaynak ve gelir dağılımını nasıl yönetecek?"