Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısı sonrası konuştu.
Bilim Kurulu Toplantımızın ardından COVID-19 ile ilgili son gelişmelere ilişkin basın açıklamamız.
— Dr. Fahrettin Koca (@drfahrettinkoca) December 24, 2020
📍Sağlık Bakanlığıhttps://t.co/kPjn7sndFG
Bakan Koca'nın açıklamalarından satır başları şöyle:
-Salgın boyunca üzerimde çok ağır bir sorumluluk olsa da her durumda karşınıza çıkıp gelişmeleri sizlere zamanında ve açık bir şekilde iletmeye çalıştım. Karşınıza her çıktığımda umutla dinlediniz, destek oldunuz. Beni ailenizin ferdi olarak kabul ettiniz Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.
-Salgın hastalık ortaya çıkınca ülkemizde kendisini tüm dünya devletleri gibi karanlık bir tünelin içinde buldu. İlk günden beri bilimin ışığıyla o tüneli aydınlatmaya ve önümüzü görmeye çalıştık. Huzurlarınızda bir kez daha Bilim Kurulumuza bu konuda teşekkür etmek isterim.
-Tünelin ucunda bir ışık belirince arkamızdakilerin öne doğru atıldığına, öne gidenlerin ezmeye çalışmasına da şahit olduk. Bu her ne kadar işimizi zorlaştırsa da bilimden vazgeçmeden yolumuza devam ettik. Bunun en büyük şahidi sizlersiniz. Salgın her alanda bizi etkiledi. Dünyanın ahlâkını yeniden tanzim etti. Ülkelerin birbirlerinin yardım malzemelerine el koyduklarına şahit olduk. Alışkanlıklarımız değişti, selamlaşma, alışveriş, toplantı düzenlemek, okul toplantılarına kadar yenilikler oldu. Bunları sancılı değişiklerdi, farkındayım.
-Tarih bu yılları hastalığa adını veren 2019'dan başlayarak büyük salgın yılları olarak anacaktır. Almanya'da her bir milyon nüfus başına 325 kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetti. İsveç'te 789, en çok vefat sayılarına ulaşan ABD'de 984, mutasyon görüldüğü iddiasıyla gündeme gelen İngiltere'de 984 kişi oldu. Türkiye'de ise 216'ya ulaştı.
-Günlük vaka sayıları dünyada, nisandaki ilk pik döneminde 80 binlerdeydi, şu an ise neredeyse 9 kart artışla 700 binlere ulaştı. Son günlerde İngiltere gibi ülkeler kontrolsüz vaka artışlarını virüsün mutasyonuna bağlayarak açıklamaya çalışmaktadır. Salgın gelişmiş olduğunu iddia eden, geri kalmış olduğunu sanılanı eşitledi. Ülkemizde de Ekim'in ikinci yarısından itibaren hızlı bir vaka artışı başgösterdi.
-Hastanelerimiz yoğun bakımlarımız yükü kaldırmada zorlanmaya başladı. Birçok ilde 100'de 100'e varan artış oldu. Yaygın genel tedbirler hayata geçirildi. Salgının seyrine göre illerimizde tek tek değerlendirme yapılarak yerel imkanların seferber edildiği, filyasyon ekip sayılarının arttırılması yanında, yaygın temaslı takibin yapıldığı bir dönemi yaşadık.
-Valilerimiz, il sağlık yöneticileriyle yaptığımız görüşmeleri kamuoyuyla paylaşmaya takip ettik. Günlük vaka sayılarında Gaziantep yüzde 66, Tekirdağ, Bursa, İzmir yüzde 60, Trabzon, Adana yüzde 50, Kayseri Kocaeli yüzde 45, Antalya'da yüzde 30, Mersin'de yüzde 30'a varan düşüşler sağlandı. İstanbul'da vaka sayısında önemli düşüş kaydedilirken, bu poliklinik başvurusuna yüzde 50, yoğun bakımda yüzde 20 yansıdı.
-İller düzeyinde bütün kaynakların hayata geçirilmesinde destek ve katkılarına sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu ve valilerimize çok teşekkür ediyorum. Dünya virüsün mutasyonuyla ilgili tedbirlere yoğunlaşmış durumdadır. Biz de tedbirleri vakit geçirmeden uyguladık. Bilinmelidir ki bu mutasyon Eylül ayından beri mevcut. Koronavirüs damlacık enfeksiyonla bulaşan bir hastalık. Mutasyon çarpan etkisi yapabilir. Ancak mutasyon ve varyasyonlar düzenli olarak taranmaktadır.
-Anlaşılan o ki, İngiltere'deki kontrolsüz vaka artışı araştırılırken Eylül ayından beri var olan mutasyon ilgililerin dikkatini çekmiştir. Türkiye başından beri hastalığı önemseyerek tedbirleri en erken alan ülkelerin başında gelmektedir. Mutasyonlar konusunda incelemelerimiz devam etti.
-Bugün en çok merak ettiğiniz konunun aşı olduğunu biliyorum. Huzurlarınızda bir kez daha neden inaktif aşı tercih ettiğimizi izah etmek istiyorum. Bilinen en kadim aşı yöntemi inaktif aşı yöntemidir. Virüs uygun ortamlarda çoğaltıldıktan sonra öldürülerek onun vücudu tanıması için enjekte edilmesi yöntemidir. Bu aşı türüyle ilk defa bağışıklama amaçlı aşılama yapılmıyor.
-Daha önce tecrübe ettiğimiz faydasından emin olduğumuz yöntemdir. Ayrıca ülkemizde devam eden aşı çalışmalarından önde giden üç tanesi inaktif aşılardır. Bununla birlikte ülkemizde 2 aşı adayımız insan deneyleri safhasına ulaşmıştır. Benzer şekilde virüs benzeri parçacık temelli aşımız da insan deneyleri safhasındadır.
-Başından beri Türkiye'de klinik çalışması olan kendi insanımızda etkisi gösterilmiş bir aşıyı kullanmak istediğimiz aşıyı kullanmayı beyan ettik. Klinik çalışmaların somut neticelerini bekleyip, harekete geçmek için uğraş verdik. İnaktif aşımızın faz 3 çalışması başarıyla sürmektedir. Aşılanan gönüllülerin ister gerçek, ister plasebo aşıyla aşılansın hastalığa yakalanıp, yakalanmayacağı gözlemlemektedir.
-Kurumumuzda çalışmanın ara sonuçlarını Bilim Kurulumuza sunmuştur. Bilim Kurulumuzun değerlendirmeleriyle aşımızın ülkemizde kullanılması konusunda kendi insanımıza gösterdiği etkiden emin olduk. Çalışmayı yürüten hocalarımız birazdan detayları paylaşacaktır. Çin makamları da Türkiye'ye gönderilecek olan aşı dozları için onay işlemlerini tamamladılar.
-Üreticilerin depolarında hazır olarak bizden gelecek habere göre bir aksilik olmazsa Pazarı Pazartesiye bağlayan gece yola çıkıyor. İnanıyorum ki bugün millet olarak bu darlık zamanından genişlik günlerine geçişimizin habercisi olacak. Milletimizin inanç ve azmi her türlü badirenin üstesinden gelecek büyüklüktedir. Bu güzel haberlerin ülkemiz için insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Sorular ve yanıtlar
-Pazartesi günü itibarıyla Türkiye'de aşıların olacağını söyledim. Özellikle Bilim Kurulumuz geniş bir çalışma yaptı, bir strateji hazırlandı. 4 aşamalı stratejiydi. İlk planda sağlık çalışanları olmak üzere yapılmıştı. Öncelikle sağlık çalışanlarımızdan başlamış olacağız. Birinci aşamada 9 milyona yakın kişinin olduğunu söyleyebilirim. Şubat sonuna kadar elimizde olmasını düşündüğümüz 50 milyon aşı olduğunu söylemiştim. İlk planda sağlık çalışanlarından başlamak üzere daha kısa bir zaman diliminde Ocak, Şubat, Mart gibi en geç Nisan olmak üzere yaygın üçüncü aşamada olan kişileri aşılamayı hedefliyoruz. Kitlesel bağışıklamada ne kadar dar bir zaman içinde yoğun aşılama yapılırsa başarılı olacağımızı biliyoruz. Özellikle birinci basamak sağlık hizmetlerimizin güçlü olduğunu biliyoruz. Aile sağlık merkezleri, kamu üniversite hastanelerimiz hatta özel hastanelerimiz kullanılmış olacağız. Günde ortalama 1,5 hatta 2 milyon aşıyı yapma imkanımızın olduğunu söyleyebilirim. Türkiye'nin her yerinde yapabileceğiz.
-Bildiğiniz gibi özellikle Temmuz-Ağustos hatta Eylül ayından itibaren dünyada yer yer mutasyonların olduğunu, Türkiye'de benzeri mutasyonların varlığını, daha çok virülansın üzerinde etkisi olmadığını, daha çok bulaştırıcılığı üzerinde etkisinin olduğunu söylemiştik. Ülke olarak belli zaman d ilimlerinde bu anlamda mutasyonun olmadığının analizini yapıyoruz. Burada İngiltere'de olan birden fazla mutasyonun bir arada görüldüğü, bulaştırıcılığın daha fazla olduğu şeklinde. Bizim yaptığımız ön izleme ve analizlerde buna benzer mutasyona rastlamadığımızı, ama gelecek hafta analiz yaparak bununla ilgili daha net bir şey söylemek mümkün. Genel olarak dünyada mutasyonun bulaştırıcılığın artması yönünde olduğunu biliyoruz. İngiltere, Danimarka, Güney Afrika için kısıtlama söz konusu oldu. Şu anda yeni bir kısıtlamayı düşünmüyoruz ama ülkelerle ilgili farklı bir şey gündeme gelirse bu kısıtlamalar tekrar yapılabilir. Bizim şu dönemde özellikle üzerinde durmamız gereken bulaştırıcılığın artmasıyla birlikte bir araya gelmelerin, kapalı ve kalabalık ortamlarda bir arada olmanın bulaştırıcılığın daha riskli olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. O nedenle vatandaşımız kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmamaya hassasiyet göstermesi, maske kullanması son derece önemli.
-Yerli aşıyla ilgili özellikle yoğun bir gayret içindeyiz. Yerli aşının konuşmamda da ifade ettim, 5 tane ilave aşının faz safhasına, insan çalışma safhasına geldiğini bunlardan üç tanesinin inaktif aşı olduğunu söylemiştim. Adenovirüs çalışması da ayrıca söz konusu. Gelecek Ocak ayı içerisinde bunlardan bir veya iki tanesi daha faz çalışmalarına geçmiş olur. İnaktif olan faz 1 çalışmasını tamamlamış olan aşı çalışmamız faz 2, 200 kişiyle yapılmış olacak. Bununla ilgili gönüllülerin sağlık taramalarına başlandığını söyleyebilirim. Önümüzdeki haftalar geçmiş olacağız.
-Brezilya'nın kendi iç sorunu olabilir. Bizim için özellikle faz 3 çalışmalarına izin verirken Türkiye'deki başarısını bu aşıların, bizim vatandaşımızın üstündeki görerek aksiyom almak istiyoruz demiştim. Biz o dönemde hem Pfizer hem Sinovac'a faz 3 çalışması için izin vermiştik. 24 merkezde yapılan, bağımsız komite tarafından yakın takip edilen, bu sonuçları görmemiz diğer sonuçlardan daha güvenli olduğu kanaatindeyim.
-Bu konu fazla gündeme getirilen, yer yer yanlış bilgi aktarımının olduğu gördüğümüz bir konu. Biontech aşısıyla ilgili biz tabii ki inaktif aşıyı önemsemiştik. Başından beri bu aşıyı geliştiren ilk Türk bilim adamımız olması itibarıyla, bu aşının Türkiye'de uygulanmasını istedik. Bununla ilgili bize başından beri söylenen 25 milyon gibi aşının sözkonusu olduğu 2021 için ifade edilmişti. Fiyat boyutuyla herhangi bir sorunumuz olmadı. Olması gereken fiyatın olduğunu, dünya ölçeğinde daha uygun rakam olduğunu söyleyebilirim. Bu dönemde aşının üretimiyle ilgili sorumluluk taşımama durumunun sözleşmeye yazılması istendi. Acil kullanım izni olduğu için şu dönemde bu üretimle ilgili bir sorun olma durumunda sorumluluk taşımamayı sözleşmeye konmak istendi.
-Bununla ilgili bundan yana olmak istemedik. Vatandaşımıza herhangi bir sorun olursa, sorumluluk taşımadığını üretici firmanın doğru olmadığını düşündük. Bu görüşmeler devam etti. En son Uğur hocayla 5-6 kez görüştüğümüzü söyleyebilirim. Uğur hocayla bu sorunu kısmen aştığımızı söyleyebilirim. Sözleşmenin miktarıyla üretimle ilgili bir sorun olduğunda sorumluluk taşıyabileceklerini belirten bir maddeyi koymaya karşılıklı razı olduk. Yani sözleşme miktarından daha fazla bir sorumluluk taşımama noktasında ısrarlı olduklarını, bunu aşmamızın mümkün olmadıklarını ifade ettiler. Biz de sözleşmenin miktarınca sorumluluk alınabileceğini belirterek bu aşıyı yapabileceğimizi konuşmuş olduk. Mart ayı sonuna kadar 4,5 milyon ve opsiyonel olarak 30 milyon kadarı Ocak veya Şubat ayında sözkonusu olabileceğini görüşmüş olacağız. Mart sonuna kadar 4,5 milyon, opsiyonel olarak 40 milyona kadar aşının sözleşmesi netleşmiş oldu. Bu gece veya yarın imzalanmış olur. Bu aşının da yaygın bir şekilde imkanlar ölçüsünde kullanmayı sağlıyor olacağız.
-Sinovac aşısı ilk planda 3 milyon olarak gelecek. Toplam Şubat sonuna kadar 50 milyon gibi sözleşme yapıldı. İlk parti Pazartesi sabah Türkiye'de olacağını söyleyebilirim. Biontech aşısıyla ilgili olarak Mart sonuna kadar 4,5 milyon gibi planladık, zannediyorum Ocak ayında bunun 1,5 milyon gibi kısmı gelmiş olacak. Önümüzdeki haftalar bunu takvimle netleştirerek Uğur hoca bildirmiş olacak.
-Pfizer'le ilgili aşı fiyatının dünyada birçok ülkeye satılan fiyattan daha aşağıya olduğunu söyleyebilirim. Firmanın açıklamak istemediği için söylemiyorum. Ama dünyada satılan fiyatlardan daha aşağıda olduğunu bilelim. Benzer şekilde Sinovak da fiyatın açıklamamızı ama dünyaya satılan rakamlardan düşük olduğunu özellikle belirtmiş olalım. Biz dünyadan daha ucuza hem Sinovac hem Pfizer aşısını almış olacağız. Bu aşıları alırken de direk firmaların kendileriyle görüşmüş oluyoruz.
-Sözleşme gereği 11 Aralık'tan sonra Türkiye'ye gelmesi yazılıydı. Ayın 5'inden itibaren firmada depolarda bu aşı hazırdı. İzinlerin alınması bu gecikmeyi oluşturmuş oldu, başka hiçbir sebep yok. Bugün de bu izinler tamamlandı.
-Aile bulaş kapalı ortamlara geçtikçe giderek artmaya başladı. Misafirlik ev içi bulaş anlamında yüzde 85'lere çıkmış oldu. Çekirdek aile dışında biraraya gelmememiz son derece önemli. Biz ne kadar mesafeye uygun hareket eder, biraraya gelişleri azaltır, kapalı ortamlarda bir araya gelmez, kalabalık ortamları oluşturmamış olursak bu virüsün o kadar bulaştırıcılığı azalmış olur.
-Yüzde 91,25 koruyuculuk olan aşı. Vaka sayıları arttıkça bu oranın daha da yükseleceği, gönüllüler içerisinde 40 enfekte olan kişi olduğunu, şu an 29, sonlanmış olacak. 40 dediğimiz aşılanmış olup hastalık geçiren kişi sayısı anlamında. Bu koruyuculuk önümüzdeki haftalar daha da artacağını söylemek mümkün. Aşı zorunlu değil demiştik. Doğrusu aşının zorunlu olarak yapılmasından yana değiliz. Biz ikna ederek bu aşının yapılması gerektiğine inanıyoruz. Kendim de sağlık çalışanlarıyla birlikte ilk aşıyı yaptıran kişi olacağım.
'Çocuk grip vakalarında bir ilki yaşıyoruz'
-Griple ilgili daha önce de konuşmuştuk. Şu an influenzayı görmüyoruz. Taramalarımızda görmüş değiliz. Bunun sebebi bu dönemde alınan tedbirlerin katkısı çok büyük. Ama onun dışında faktörler de var mı? Bilim insanlarımızın söyleyeceği yaklaşımlar olur. Bu tedbirlerin önemli oranda etkili olduğunu. Çünkü daha çok çocukluk yaş grubunda görülen influenza şu dönemde yok. Her yıl Ekim'den başlar Aralık'ta pik yapar çocuk hastalıklarının sayısı. Halen çocuk polikliniklerinde çocuk yoğunluğu yaşamıyoruz. Bu belki de ilk oluyor. Son yılların özellikle viral enfeksiyonların yoğun olduğu Ekim, Kasım, Aralık, Ocak ayında şu an damlacık enfeksiyonla bulaşan enfeksiyonlarının azlığını belki de bu anlamda ilk kez yaşamış oluyoruz.
'Çin aşısının etkinlik oranı yüzde 91.25'
Koca, açıklamalarının devamında sözü Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal'a verdi. Ünal, faz-3 çalışmaları hakkında bilgi verdiği açıklamasında şunları kaydetti:
-Çin'in SinoVac firması tarafından üretilen CoronaVac adlı inaktif virüs aşısı faz-3 çalışmaları 14 Eylül'de ülkemizde başlatıldı.
-900'dan fazla çalışmaya alınan kişinin güvenlik datası incelenip ikinci kısımda vatandaşlarımıza yapmaya başladık, o da 18 Kasım tarihidir.
-Yüzde 95 güven aralığı bu tür çalışmalarda standarttır. DSÖ bunun yüzde 50 olmasını yeterli görüyor. Yüzde 91 önümüzdeki günlerde daha da artacaktır.
-Plasebo kolunda olan 26 vakanın 6'sı ciddi vaka olarak tedavi edildi. Buna karşılık aşı kolunda olan 3 kişi, 3'ü de sağlık personeli, bunların hiçbirinde bırakın hastaneye yatışı, bir vakada hafif bir burun akıntısı haricinde hiçbir semptom olmadı.
-Aşıyla ilgili bir arkadaşımızda hafif alerjik reaksiyon meydana geldi, o da anında tedavi edildi. Bunun dışında hiçbir ciddi yan etki görülmedi. Aşımız güvenli görünüyor.