Yedi kişilik Akyüz ailesinin yaşadığı Sontra kasabasının bağlı bulunduğu ve sınırdışı edilmesine karar veren Kassel Valiliği, Evrensel'in de aralarında bulunduğu medya organlarının başvurusu üzerine yaptığı açıklamada, Türkiye’de işkence gördüğü gerekçesiyle Almanya’ya gelerek iltica başvurusunda bulunan Mehmet Akyüz’ün ilk olarak 1996 yılında sınır dışı edildiği, bir süre sonra yeniden Almanya’ya gelerek iltica ettiğini belirtti.
Evrensel gazetesinden Yücel Özdemir’in haberine göre, Akyüz'ün yaklaşık 500 sayfalık dosyasında ülkeye 1989’da geldiği, annesinin vefatı ve babasının PKK ile bağlantılı olduğunu beyan ederek, Almanya’daki ağabeyinin yanında kalmak talebiyle 1991 yılında ilk kez iltica başvurusu yaptığı bilgisi yer alıyor. Temmuz 1991'deki ilk iltica başvurusuna, kendisinin henüz çocuk olması nedeniyle iltica edemeyeceği gerekçesiyle talebi reddediliyor. Baba Akyüz'ün sonraki yıllarda da yeni iltica başvurularında bulunduğu görülüyor.
'Türkiye'ye sınır dışı edilmemek için kendisini yaraladı'
Aslen Mardinli olan Akyüz, ikinci kez iltica ederken gerekçe olarak kendisine Türkiye’de işkence yapıldığını gösterdi. Ancak daha sonra bilirkişiler tarafından yapılan incelemede kendisini bilinçli olarak yaralayarak, işkence süsü verdiği Kassel Valiliği tarafından yapılan açıklamada ifade edildi.
Akyüz’in tercüman olarak çalıştığı yönündeki bilgileri doğrulamayan valilik, aile hakkında 2009 yılında sınır dışı kararı verildiğini, gönüllü olarak Almanya’yı terk etmeleri istendiği ancak en son 2017’de baba Akyüz’ün gönüllü olarak Almanya’yı terk etmek istemediğini belirtilerek, bu nedenle yasalarda öngörüldüğü gibi zorla sınırdışı edildiği kaydedildi. Açıklamada, Mahmut Akyüz’ün sınır dışı sırasında ellerinin kelepçelendiği, Frankfurt Havaalanında çıplak olarak filme alındığı şeklindeki iddialarına ise “Almanya’dan sınır dışını öngören düzenlemelere uyulmuştur” denildi. Daha önce valilik sözcüleri tarafından Alman gazetelerine yapılan açıklamalarda özellikle baba Akyüz’ün ellerinin kelepçelendiği kabul edilmişti.
'Çocukları Türk konsolosluğuna kaydettirmedi'
Valiliğin açıklamasında geçici oturum müsaadesiyle (Duldung) Almanya’da kalmaya devam eden Akyüz ailesinin, 13-19 yaşları arasındaki çocukları sınır dışı işlemini gerçekleştirmek için ısrarla Türk konsolosluğuna gidip yazdırmaya yanaşmadığı, Nisan 2011’de yapılan girişimin sonuçsuz kaldığı vurgulandı. Bu nedenle ailenin Almanya’da doğan ve “Duldung” ile yaşayan çocukların “illegal” hale getirildiği de valilik açıklamasında yer verildi.
'Adli sicili kabarık'
1999-2008 yılları arasında sınır dışı tehdidine karşı harekete geçmeyen Mahmut Akyüz, sınır dışı işlemlerini sürdüren ve geçişi oturum müsaadesi veren Yabancılar Dairesi memurlarını da pek çok kez ölümle tehdit ettiği, bu nedenle daireye girmesine yasak konulduğu ileri sürülerek, bu konuda belgelerin bulunduğu ifade edildi. Ayrıca pek çok kez tehdit, dolandırıcılık, rüşvet teklif etme, kamu huzurunu bozmaktan ceza aldığı da belirtildi.
Yabancılar Dairesi’nin 24 Kasım 2008’de anne ve çocukların sınır dışına karar verdiğini, buna yapılan itirazın 12 Şubat 2009’da onaylandığı, bu nedenle Hessen İdari Mahkemesi’nin anne ve çocuklara oturum izni verilmesini reddettiği de kaydedildi.
Babanın sınır dışı edilmesine yıllar önce karar verilmiş olmasına rağmen yaptığı itirazlar nedeniyle süreci 20 yıl uzattığını, buna rağmen dışı kararının yerine getirilmesini engellenemediği kaydedildi.
'Aile uyum için hiçbir şey yapmadı'
Valiliğin açıklamasında dikkat çeken bir diğer nokta ise Akyüz ailesinin Almanya’ya uyum için bir şey yapmadığı ileri sürüldü. Buna gerekçe olarak da annenin Almanca bilmemesi gösterildi. Baba Akyüz’ün “çocuklarım Türkçe bilmiyor” şeklindeki açıklaması ise valilik tarafından inandırıcı bulunmazken, aile fertlerinin devlet tarafından sığınmacılara verilen sosyal yardımdan yararlandığı da ifade edildi.
Mahmut Akyüz, çocuklarıyla birlikte 3 Aralık günü Türkiye’ye sınır dışı edildikten kısa bir süre sonra, Almanya’da tercümanlık yaptığını, Erdoğan aleyhine konuşanların yüzüne tükürdüğünü söylemişti. Sınır dışı edilmesinin arkasında Erdoğan’a olan sevgilisi olduğunu söyleyecek kadar ileri girmişti. Ancak, Kassel Valiliği’nin yaptığı açıklamalar durumun bu yönde olmadığını gösteriyor.