Birçok alt başlıktan oluşan kanun teklifi hakkında Sputnik’e değerlendirmelerde bulunan eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan teklifin, OECD’nin Mali Eylem Görev Gücü (FATF) kapsamında Türkiye’yi ‘gri liste’ye almaması için hazırlandığını belirterek “Dışarıdan uzun zamandır Türkiye’ye bu yasaları düzenleyip çalışma yapması için baskı yapılıyordu” dedi.
Paranın takip edilmesini sağlayan yasal altyapının Türkiye’de bir türlü oluşturulamadığını söyleyen Tantan, “Bu paranın yurt içinde ve yurt dışında takip edilmesinde; kendi mali sisteminizi korumanız ve terör örgütlerinin parasal gücü elinde tutmasını önlemeniz bakımından da fayda var” ifadelerini kullandı. Tantan, bu konuda geç kalındığını, PKK ve diğer terör örgütlerinin büyük sermayelere ulaştığını da belirtti.
‘Yetkilerin adalet ve hukuk sistemine bırakılması gerekiyor’
Öte yandan kanun teklifinde yer alan bazı maddelerin kişi ve kurumlar üzerinde baskı unsuru olarak kullanılma riskinin olduğu yorumları da yapılıyor. Eski İçişleri Bakanı Tantan, hükümetin yasaları uygulamada eksi puanları olduğunu söyleyerek, “Zaman zaman adalet zemininden çıkar zeminine kaçıyorlar” iddiasında bulundu.
Yine bazı yetkilerin doğrudan Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı’na verilmesi de taslağın eleştirilen kısımlarından. Uluslararası alanda Türkiye’ye yönelik terör örgütü tehditlerini ortadan kaldıracak finans kaynaklarına el koyabilmesi, TV, gazete ve diğer yayın organlarının engellenmesi için bu konuda yasal altyapıya ihtiyaç olduğunu savunan Tantan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yetkilerin tamamen Cumhurbaşkanı’na ve İçişleri Bakanı’na değil adalet ve hukuk sistemine bırakılması gerekir. Bu tür kararlar alırken savcı ve mahkeme kararı olmaksızın hiçbir şey yapılmaması gerekiyor. Anayasaya ve insan hakları sözleşmesine aykırı bir şey yapılamaz.”
‘Bu kanun, Türkiye’nin elini güçlendirecek’
Teklifi hazırlayan isimlerden biri olan eski Gümrük ve Ticaret Bakanı ve AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkçi ise Sputnik’e yaptığı değerlendirmede kanun teklifine yönelik eleştirilere cevap verdi.
Bu teklifi, OECD bünyesindeki FATF’nin önerdiği gibi uluslararası hukuka uygun olarak hazırladıklarını ifade eden Tüfenkçi, “Bu kanun, Türkiye’nin elini güçlendirecek” dedi.
Kanun teklifi ile sadece terörizmle mücadele edilmeyeceğini aynı zamanda dernekler üzerinden kara para aklanması ile ilgili hususların da düzenleneceğini ifade eden Tüfenkçi, “Daha önce de Cumhurbaşkanımızın ve İçişleri Bakanımızın dernekleri kapatmaya varan yetkileri vardı. Şimdi bunları kurallara bağlayarak yasalar anlamında denetimlerini de yaparak düzenlemeler getiriliyor” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye’nin düzenlemeleri Avrupa’ya göre daha yumuşatılmış’
FATF tarafından da istenen düzenlemelerin İtalya, İngiltere, Almanya, Fransa, Kanada ve birçok Avrupa ülkesinde yürürlükte olduğunu söyleyen Tüfenkçi, alınacak kararlardaki yargı denetimine dair de şunları aktardı:
“Alınan kararlar savcı ve hâkim denetimine tabii olacak. Ancak özellikle terörün finansmanı noktasında, mahkeme kararı almadan daha hızlı hareket edebilmek adına idari eylem olarak vurgulanan birtakım hususlar vardı. Türkiye’den de bu noktada bir çalışma yapması istendi. Bu tamamen teknik bir düzenleme. Hatta Türkiye’nin düzenlemeleri Avrupa’ya göre daha yumuşatılmış. İngiltere, Belçika, Almanya ve Fransa’da bu düzenlemeler çok daha sert bir şekilde uygulanıyor. Diğer Avrupa ülkelerine bu konuda bir yaptırım olmadı ki bize olsun.”
Bu yasa ile idari anlamda daha hızlı karar alıp uygulama yetkisinin elde edileceğini belirten Tüfenkçi, bu sayede FETÖ ve PKK gibi terör örgütleri ile daha güçlü mücadele edilebileceğini savundu.
Teklifte neler var?
Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi, 16 Aralık’ta AK Parti grubu tarafından TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Teklif, 19 Aralık’ta da TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilerek Genel Kurul’un gündemine geldi.
AK Partili 45 milletvekilinin imzasını taşıyan ve 43 maddeden oluşan kanun teklifi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesine yönelik yaptırım kararlarının uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenliyor. Bu maddelerden özetle öne çıkanlar ise şöyle:
- Kanun teklifi bu haliyle geçerse BMGK'nin kararlarına konu kişi veya kuruluşların veya bunlar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak kontrol edilen ya da bunların adına veya hesabına hareket eden kişi veya kuruluşların Türkiye’de bulunan mal varlığının, deniz ulaşım araçlarının dondurulması veya yasaklama kararları ile bu kararların kaldırılması kararları Cumhurbaşkanı’nın Resmi Gazete'de yayımlanan kararıyla uygulanacak.
- Ayrıca yukarıdaki kişi veya kuruluşların yasaklı işlem ve faaliyetlerde bulunduklarına ilişkin makul sebeplerin varlığı halinde, kurulacak Denetim ve İşbirliği Komisyonu’nun önerisi üzerine Türkiye'deki mal varlıkları Cumhurbaşkanının Resmi Gazete'de yayımlanan kararıyla dondurulacak.
- Kanun teklifiyle merkezi yurt dışında olup Türkiye'de faaliyette bulunan vakıfların da yabancı dernekler gibi kanun kapsamına alınarak uygulamadaki tereddütlerin giderilmesi amacıyla Dernekler Kanunu'nda değişiklik yapıldı. Değişikliğin gerçekleşmesi halinde merkezleri Türkiye dışında bulunan dernek ve vakıflar da İçişleri Bakanlığı denetim sürecine tabii olacak.