Yaptırımların ardından Türk Dışişleri bir açıklama yayınlayarak gerekli adımların atılacağını ve mukabelede bulunulacağını belirtti. Rusya, Azerbaycan ve İran yaptırımlara karşı çıkarken Yunanistan’dan “memnuniyetle karşılıyoruz” açıklaması geldi.
Emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş ve eski Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Müdürü Bartu Soral yaptırımların askeri, siyasi ve ekonomik boyutlarını Sputnik için değerlendirdi.
‘MMU’yu üretmediğimiz sürece bağımsızlığımız söz konusu değildir’
Karakuş, bu yaptırımlarla Türk savunma sanayisinin sarsılmak istendiğini kaydetti. Karakuş’a göre yaptırımların temelinde ise Türkiye’nin ABD’ye bağlanması arzusu var. Türkiye’nin son dönemde; Doğu Akdeniz, Libya, Kıbrıs, Azerbaycan, Suriye ve Irak gibi sahalarda gücünü gösterdiğinin, yurt içinde ise teröre karşı başarılı bir mücadele verdiğinin altını çizen Karakuş, bunların ABD’yi rahatsız ettiğini savundu.
Yıllarca Türk Hava Kuvvetleri’nde üst düzey görevler almış Karakuş’un, Milli Muharip Uçak (MMU) konusundaki açıklamaları da dikkat çekti:
“1950’den sonra uçak fabrikalarının kapatılmasıyla ABD’ye muhtaç hale getirildik. MMU’nun açıklanan planına göre; 2023’ün sonunda hangardan çıkarılması, 2027’de ise ilk uçuşunu yapması hedefleniyor. Kurulacak olan fabrikada, 100-120 uçağı üretmek 2035’i bulacak gibi görünüyor. Bu yıla kadar MMU’nun etkisinin olmayacağını bildikleri için Yunanistan’ı tehdit olarak kullanıyorlar. Yunanistan’ın hava gücünü bizim gücümüzün üzerine çıkarmaya çalışıyorlar. Bunun sonucunda ise her söyleneni kabul etmemizi istiyorlar. Türkiye’de MMU’yu üretmediğimiz sürece tam bağımsızlığımız söz konusu değildir.”
Türkiye’nin F-35’e alternatif olarak Rusya ve Çin’den savaş uçağı aldığı takdirde CAATSA’nın diğer maddelerinin de uygulanabileceğini ifade eden Karakuş, buna rağmen alternatif tedarikin bir an önce yapılması gerektiğinin altını çizdi.
‘Size biçtiğimiz rol, sizi Anadolu’ya hapsetmek’
CAATSA yaptırımlarını “malumun ilamı” olarak tanımlayan ekonomist Bartu Soral ise artık eski süper güç ABD’nin kalmadığını, bölgesel güçlerin de olduğu bir dünyada yaşadığımızı söyledi. Bu kapsamda yaptırımların Türkiye’yi ekonomik olarak çok fazla etkilemeyeceğini çünkü hammadde tedariki, ithalat ve ihracatta pek çok pazarın olduğunu ekledi.
AB’nin de ABD ile benzer tutumu olduğunu ifade eden Soral bu tutumun temelinde, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kararlı mücadelesinin olduğunu belirtti:
“Emperyalizm diyor ki; ‘Siz, Akdeniz’de doğalgaz arayamazsınız. Siz, Mavi Vatan sınırları ilan edemezsiniz. Bizim size biçtiğimiz rol, sizi Anadolu’ya hapsetmek. S-400 tedariki gibi bunu yıkmaya yönelik yapacağınız hamleleri kabul etmiyorum.’ Karşı karşıya kaldığımız durum ciddi ve idare ederek sürdürülemez. Bu yaptırımlardan Türk ekonomisine bir şey olmaz ama ABD ve AB’nin Türkiye’yi kuşatmaya aldığını ve baskıların artacağını gösteriyor.”
‘Türkiye’deki Amerikan üsleri kapatılmalı’
Peki, Türkiye, ABD’ye bu noktada nasıl cevap verebilir? Soral bu soruya yanıt olarak, 1974’teki ABD ambargosu ardından ülkedeki Amerikan üslerinin kapatılmasını hatırlattı ve şunları ekledi:
“Bölgesel güçlerin olduğu günümüzde şartlar çok daha lehimize. Bu yaptırıma misliyle karşılık verilmeli. Türkiye’deki Amerikan üsleri kapatılmalı. Bunun yanı sıra karşılıklılık ilkesi gereğince Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’dan başlayarak Türkiye’de mülk edinme yasağı gibi aynı yaptırımlar uygulanmalı. Diyeceksiniz ki Pompeo, Türkiye’de mülk edinmeye çok mu meraklı? Ben de soruyorum, İsmail Demir, ABD’de mülk edinmeye çok mu meraklı? Buradaki mesaj ‘ben tam bağımsız ve milli egemenliğine sahip bir ülkeyim’ olacaktır.”
‘Soğuk Savaş, sıcak savaşa dönüşebilir’
CAATSA yaptırımlarının açıklanmasının ardından Rusya, Azerbaycan ve İran’dan tepki geldiğini anımsatan Soral, “Bu, bölgenin ABD’ye karşı bir veryansını, feveranı, duruşudur. Bu karşı çıkışa katılan ülkelerin sayısı da artacaktır” dedi. Dünyanın silahlanmasına bakıldığında bir Soğuk Savaş’ın var olduğu hatta bunun sıcak savaşa dönüşme ihtimalinin de bulunduğunu söyleyen Soral, bölge ülkelerinin bir strateji doğrultusunda, daha tutarlı uzun vadeli ve doğru stratejilerle bir arada hareket etmesi gerektiğini kaydetti.