TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bakanlığının 2021 yılı bütçe sunumunu gerçekleştiren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, milletvekillerinin soru ve eleştirilerine de cevap verdi. Görüşmeler sırasında Çavuşoğlu ve milletvekilleri arasında ilginç diyaloglar da yaşandı.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili emekli büyükelçi Ahmet Kamil Erozan, grup adına konuşmasında, 43 yıl boyunca Dışişleri Bakanlığı'nda görev yaptığını hatırlatarak, şöyle dedi:
'Ağzınıza biber süreceğimi aktaran oldu mu?'
"Ben TBMM Genel Kurulu'nda yaptığım konuşmaların yüzde 95'ini dış politika konusuna ayırdım, yüzde 5 başka konulara da değinmişimdir. Ben çok merak ediyorum, bu yaptığım konuşmaları size aktaran var mı? Yani 'Ahmet Erozan, Ünal Çeviköz dış politika konusunda şöyle bir şey söylediler Sayın Bakan, haberiniz olsun' diyen var mı size? Varsa soruyorum o zaman? Vezir ve rezil benzetmesini size aktaran oldu mu? Ağzınıza biber süreceğimi aktaran oldu mu? Bu biberi getirdim bugün. Aktaran olmadığını biliyorum ben. Hiç kimsenin üstlenmediği, AB ve ABD dâhil Sevilla haritasını daha ne kadar gündemde tutmaya devam edeceksiniz? Bu biber onun için. Ben bir daha Sevilla haritası duyarsam bundan bir kaşık lütfedeceğim size."
'Milletimiz de kırmızı kart gösterir'
Bakan Çavuşoğlu bunun üzerine "Sayın Erozan, siz de bizim ağabeyimizsiniz, yaşça büyüksünüz; size 'ağabey' derim. Kötü konuşursak, yanlış konuşursak ağzımıza biber de süreriz bu konularda. Ama diğer taraftan da bu Anayasa manayasa konularını duyuyoruz. Yani dikkatli olun, milletimiz de kırmızı kart gösterir. Ben kırmızı biberi tercih ederim, siz de bizim büyüğümüzsünüz" diye cevap verdi.
'Monşer' cevabı
Bakan Çavuşoğlu, Erozan'ın, "'Monşer' ifadesi sizin için bir aşağılama ifadesi midir, yoksa bir iltifat ifadesi midir?" sorusuna da şöyle cevap verdi:
"Ahmet Bey, ben bakanlıkta kendimden büyük büyükelçilere hep 'ağabey' diyorum, arkadaşlarım da bilir. Ben bakanlığıma hiç hoyrat davranmıyorum; ama ekipçilik de yapmıyorum, ekipçiliği kaldırdım, adam kayırmacılığı kaldırdım, her mensubumuz dünyanın her yerine gidiyor. Eskiden belli, seçilmiş grup sadece Avrupa ülkelerine, Batı'ya giderdi; şimdi Afrika’ya da gidiyor, döndükten sonra da en iyi yerlere geliyor. İşte Sedat Bey, benim Bakan Yardımcım. Sedat Bey Ürdün’den geldi. Faruk Irak’ta görev yaptı, sonra gitti Strazburg’da biraz monşerleşti; ama olsun, geldi, aramıza katıldı. Bakınız 'Monşer' aşağılama mı?' diyorsunuz. Biz bunlarla barışığız, ben de kendime 'monşer' diyorum bazen, golf oynadığım zaman diyorum. Arkadaşlar; bunlar, bu tabirler aşağılama falan değildir; biz bunları aşmışız."