Prof. Dr. Tabak, Kovid-19’un 11 ayda 1.5 milyon kişinin ölümüne yol açtığına işaret ederek “Tartışalım ama bilimsel veriler ışığında tartışalım. Sinovac denilen firma da uzun yıllardır aşıda deneyimli. Faz 1-2 sonuçlarını yayınladılar. Her iki aşının Faz 3 çalışmalarına biz de dahil olduk ve çok titizlikle sürüyor. Çin’in geliştirdiği inaktif virüs aşısı, 3 ay önce acil kullanım onayı alarak Çin’de 80 bin acil servis çalışanına uygulandı. Bugün etik kurul onayım çıktı, ben de bu aşıdan olacağım. Güvenmesem olmazdım” dedi.
Sağlık çalışanı dışındaki gönüllü vatandaşlar aşılanmaya başlandı
Geçen eylül ayında Hacettepe Tıp Fakültesi’nde ilk kez gönüllü sağlık çalışanlarının aşılanmasıyla Türkiye’deki Faz 3 klinik araştırmaları başlayan Çinli Sinovac Biotech firmasının geliştirdiği Kovid-19 aşısı için vatandaşlar arasından da gönüllülere aşı uygulamaları başladı.
‘Bir iki ay içinde aşılamaların bitip çalışmanın tamamlanacağını tahmin ediyorum’
Aşı, Türkiye genelinde 24 merkezde, 10 binin üzerinde gönüllüye uygulanacak. Sinovac aşısının uygulandığı merkezlerden İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ndeki araştırmanın yürütücüsü Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, “Aşı, Türkiye’de şimdiye dek yaklaşık 2 bin civarı gönüllü sağlık çalışanına uygulandı. Toplamda 13 bin kişiye ulaşılması hedefleniyor. Bir iki ay içinde aşılamaların bitip çalışmanın tamamlanacağını tahmin ediyorum” dedi.
‘Bir an evvel toplumun yarısından fazlasının aşılması gerek’
Prof. Dr. Fehmi Tabak, bu pandemideki bütün oyunu değiştirecek gücün aşı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Aşıda bugün için geldiğimiz noktaya baktığımız zaman, umutlanmamız için çok neden var. Bugün 233 tane aşı çalışması var dünyada. Bunların 67 tanesi insan çalışmalarına yani Faz 1-2 klinik çalışmalara devam ediyor. Üç aşı, artık ilgili kuruluşlardan onayı alınıp tüm dünyada kullanıma girmek üzere. İlk başvuranlardan biri de bizim açımızdan da bir gurur kaynağı olan BioNTech-Pfizer (mRNA) aşısı. Bunun Faz 3 çalışmalarına Türkiye'de biz de dahil olduk ve şimdiye dek (tüm Türkiye’de) 500 gönüllü sağlık çalışanı aşılandı. İkinci dozlarına başlanıyor bugünlerde. Bir diğer aşı da Faz 3 çalışması şu anda ülkemizde, Brezilya ve Endonezya'da da devam eden inaktif virüs aşısı olan Çinli Sinovac’ın aşısı. Sağlık Bakanlığı'nın gönüllü daveti ile çok fazla sayıda gönüller başvurmaya başladı bizim merkezimize de. İnaktif virüs aşısı daha eski bir yöntem. Aslında daha güvenilir bir yöntem. Virüsü üretip değişik maddeler veya ısıyla inaktif hale getiriyorsunuz. Yani o virüsün çoğalma şansı, hastalandırma gücü yok oluyor. Ama immün sistemimizi uyarıp antikor oluşturma gücü çok çok iyi. Mevcut yeni teknolojiler (mRNA) veya inaktif aşıların etkinlikleri aşağı yukarı benzer şekilde. Fiyatları da üç aşağı beş yukarı aynı olacak muhtemelen. Benim görüşüm inaktif aşı ya da diğer aşılar, bir an evvel toplumun yarısından fazlasını aşılayacak şekilde bir aşı programına bir an evvel başlamamız lazım.”
'Bir sürü etik kuruldan geçerek yürütülen çalışmalar bunlar’
Aşıların hangi ülkeden olduğunun değil, bilimsel verilerinin tartışılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Tabak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tamam tartışalım ama bilimsel verilerle tartışalım. Sinovac firması da uzun yıllardır aşıda deneyimli bir firma. Onların da ciddi klinik araştırma ekipleri var. Faz 3 çalışmalarının kabulünü, yapılan ülkelere bırakmış durumdalar. Çalışma, araştırmanın yürütüleceği merkezlerin etik kurulundan, Sağlık Bakanlığı’nın etik kurulundan onay verildikten sonra yapılıyor ve belli kuralları var. Zaten bu aşının da Faz 1-2 sonuçları iyi olunca Faz 3'e geçildi. Araştırmanın temeli aslında Faz 1 ve Faz 2’de bellidir. Orada aşının etkinliği görülür. Yan etkiler görülür. Faz 3’te ise bu etkinliğin doğruluğu daha farklı coğrafi bölgelerde, çok daha fazla sayıda gönüllüde denenir. Daha nadir bir yan etkinin görülüp görülmeyeceğine bakılır.”
‘Acil kullanım onayı için Çin’de 80 bin acil sağlık çalışanına uygulandı’
İnaktif virüs aşılarının da pandemiyle mücadelede etkin bir rolü olacağına inandığını söyleyen Prof. Dr. Fehmi Tabak, “Bence canlısını (hastalığın kendisini) almaktansa, inaktifini (virüsü) alıp bir an evvel antikorlarımız oluşturmanın anlamlı olduğunu düşünüyorum. Sağlık Bakanlığı da gerekli anlaşmaları yapıyor. Bu aşı özel bir izinle acil kullanım onayı alarak Çin’de 3 ay önce sağlık çalışanlarına uygulanmaya başlandı. Acilde çalışan hekim, hemşire, personeline, toplam 80 bin kişi bu aşıyı oldu. Bu aşıda da tolere edilebilecek, her aşıda görülebilecek ve sadece bir iki gün süren hafif ateş, aşı yerinde ağrı vb gibi yan etkiler görüldü. Acaba uzun vadeli etkileri ne olacak? En çok problem olan konu bu aslında aşılarda. Aslında laboratuvarda, insan çalışmalarından önce yapılan hayvan çalışmaları, iyi kötü bize bazı bilgiler verdi bu aşı çalışmalarında. Biz, bilimsel çalışmalara güvenmek zorundayız. Faz 1 ve Faz 2’de baktığımız zaman, inaktif virüs aşısının yani Çin’in aşısının, iki dozdan sonra koruyucu antikorları oluşturduğunu biliyoruz. Şimdi görmemiz gereken sonuç, toplumda plasebo alanlarla aşılanan grup arasındaki hastalık oranı ve bunlar arasında istatistik olarak bir anlam olacak mı olmayacak mı?” dedi.
'Kapasitenin üzerinde gönüllü başvurusu oluyor'
Sağlık çalışanı dışındaki vatandaşlar için gönüllü çağrısı yapılmasından sonra kendi merkezlerine de yoğun başvuru aldıklarını anlatan Prof. Dr. Tabak, şunları söyledi:
‘Ben de bu aşıdan olacağım, güvenmesem olmazdım’
Aşı çalışmalarının hızlı yapılmak zorunda kalındığını ancak yine de Faz 1-2 ve 3 aşamaların titizlikle yürütüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Tabak, sözlerini şöyle noktaladı: