Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen anma etkinliğinde konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
#Canlı: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen anma etkinliğine katılıyor https://t.co/uYeCTvHeMh
— AA Canlı (@AACanli) November 10, 2020
-
Gazi'nin tavsiyesine uygun şekilde ilim ve akıl yolundan giderek hatırasını yaşatmak yerine onu dogmalaştırmak suretiyle mirasının içini boşaltmaya çalışanları milletimizin takdirine havale ediyoruz.
Yıllarca bu ülkeyi bir avuç elit eliyle adeta babalarının malı gibi kullanmaya alışmış olanlar, her yolu deneyerek üzerimize geldiler. Kendilerine içeride imtiyazlarını kaybetmiş olmanın verdiği kin ve nefretle dolu taraftarlar, payandalar, mankurtlar bulmakta da zorlanmadılar.
Kendilerini devletin sahibi, Batı'nın kölesi olarak gören vesayetçi anlayışla çarpışa çarpışa ülkemizi cihanşümul hedefleriyle buluşturduk. Ülkenin imkanlarını küçük bir azınlığın hevesleri ve çıkarları yerine topyekün milletin istek ve ihtiyaçları için seferber ettik.
Allah şahittir ki, 'Ezan susmayacak, bayrak inmeyecek, millet bölünmeyecek, vatan parçalanmayacak, ülkemiz büyüyecek, devletimiz güçlenecek' derken hep samimiydik.
Türkiye bir asır önce başlattığı İstiklal Harbi'ni yeniden ve daha güçlü sürdürdüğü için böylesine derin ve alçakça kuşatmaya maruz kaldı.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarının objektif kriterlere göre verildiğini söyleyebilecek kimse çıkamaz.
Türkiye'yi faiz, kur, enflasyonla modern kapitülasyonlara mahkum etmeye çalışanlara karşı mücadele ediyoruz.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarının objektif kriterlere göre verildiğini söyleyebilecek kimse çıkamaz. Israrla ekonomimizi kötüleyenlerin gayesinin üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğunu anlamak için çok derin teknik analizlere gerek yoktur.
Gazi Mustafa Kemal'in ve Cumhuriyet'in ülkemize en büyük hizmetlerinden biri tüm baskılara, tehditlere, ısrarlara rağmen kapitülasyonları kaldırmak olmuştur. Şimdi biz bunu bir adım daha öteye taşımanın gayreti içindeyiz. Göreve geldik, Türkiye'nin IMF'ye borcu neydi? 23,5 milyar dolardı. Biz ne yaptık? Geldik 2013 Mayıs'ında tuttuk IMF'ye olan bu borcu sıfırladık ve artık bizim IMF'ye borç noktasında en ufak bir ilişkimiz kalmadı. İşte o gün kapitülasyon, bu defa IMF. Ne diyordu bunlar bize? Adeta siyasi irade sanki onlardaydı. Diyorduk ki 'Sizin bizden alacağınız mı var, paranızı tahsil ediyor musunuz? Siyasetimize karışamazsınız. Paranızı alırsınız, gelir bu noktada hesapları kontrol edersiniz ama bize siyasi akıl veremezsiniz. Çünkü bu ülkenin başbakanı benim.' Başbakanlığım döneminde IMF ile yaptığım görüşmedir bunlar. Şimdi ise zaten IMF ile bu noktada herhangi bir ilişki kalmadı. Rabbim bunların eline de bizleri düşürmesin.
Hiçbir vatandaşımızın işinin, aşının, alın terinin, hakkının zayi olmasına bugüne kadar müsaade etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz. Bizim kalkınma politikalarımızın ve uygulamalarımızın merkezinde daima istihdam yer almıştır.
(İşsizliğin azalmaya devam ettiğini söyleyip) Ülkenin zenginliğini, istihdamı güçlendirerek ve refahı yaygınlaştırarak halkına dağıtamayan bir devletin varlığını sağlıklı biçimde ve uzun süre sürdürmesi mümkün değildir. Bunun için ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokma hedefimizi 83 milyonun tamamına teşmil ederek planlıyoruz. İnşallah bugüne kadar pek çok alanda ülkemizi hedefine ulaştırdığımız gibi ekonomide de dünyanın ilk 10'una girmesini başaracağız, sağlayacağız. Bunun Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e en büyük armağan olacağına inanıyorum.